Adalet Bakanlığı'nın ceza ve infaz düzenlemelerine ilişkin yeni yargı paketi çalışmasını tamamladığı bildirildi. Hazırlanan taslakla, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işlemiş olan ve halen cezaevinde bulunan 55 bin hükümlünün tahliyesinin önü açılıyor.
Hükümetin bu hamlesi, cezaevlerindeki kapasite krizini çözmeye yönelik bir adım gibi sunulsa da, hukuki güvenlik ve cezasızlık algısı açısından ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Türkiye'deki cezaevleri, 300 bin kişilik kapasitesine karşın 403 bin tutuklu ve hükümlüyle dolup taşmış durumda. Bakanlık, kapasiteyi aşan 103 bin kişilik yükü azaltmak için infaz indirimini gündeme alırken, bu durum kamuoyunda “cezaevlerindeki aşırı doluluğun bedeli neden hukuk devleti ilkelerinden taviz verilerek çözülüyor?” sorusunu gündeme getiriyor.
PKK'lı Teröristlere Dolaylı Af mı Geliyor?
Paket kapsamında hasta tutuklular için yeni bir düzenleme planlanıyor ancak bu haktan terör suçlarından hüküm giymiş tutukluların yararlanamayacağı ifade edilse de, Cuma günü Kürtçü DEM Parti heyetiyle görüşmesi beklenen Adalet Bakanı'nın, bu görüşme sonrasında terör hükümlüsü hasta tutuklulara ilişkin talepleri değerlendirmeye alabileceği belirtiliyor. Bu gelişme, paketin siyasi pazarlıklar çerçevesinde şekillendiği yönündeki endişeleri güçlendiriyor. Bu da, infaz indiriminin Kürtçü terör örgütü PKK üyelerine dolaylı bir af olarak kullanılabileceği ihtimalini doğuruyor.
Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı paketin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacağı ve onay almasının ardından TBMM’ye sunulması bekleniyor. Meclis tatile girmeden önce yasalaştırılması planlanan düzenleme, seçim öncesi siyasi manevra olarak da değerlendiriliyor.
Mağdurların Haklarını Kim Koruyacak?
Son yıllarda defalarca yapılan infaz indirimleri ve af benzeri düzenlemeler, Türkiye’de cezanın infazı sistemini tartışmalı hale getirdi. Her birkaç yılda bir çıkarılan benzeri düzenlemeler, kamuoyunda cezasızlık algısını güçlendirirken, mağdur haklarının yeterince gözetilmediği yönündeki eleştirileri de beraberinde getiriyor.
Yeni infaz paketi, bir kez daha adalet sisteminin uzun vadeli yapısal reformlar yerine kısa vadeli çözümlerle yönetildiğini ve adalet duygusunun siyasetin ihtiyaçlarına feda edildiğini gözler önüne seriyor.