Azerbaycan-Rusya Gerilimi: Katliam, Casus Krizi ve Ses Kayıtları
Diktatör Putin yönetimindeki Rusya'nın Yekaterinburg şehrinde, 27 Haziran sabah saatlerinde, Azerbaycanlıların yaşadığı 10'dan fazla adrese eş zamanlı olarak kanlı baskınlar düzenlendi.
Rus özel taktik polisi OMON, Azerbaycanlı Seferov ailesinin yaşadığı muhitlere yaptığı baskınlarda, tüm aile fertlerini acımasız bir şiddetle gözaltına aldı. Rus polisinin baskınlar sırasındaki akılalmaz şiddeti sonucunda Seferov ailesinden Ziyeddin ve Hüseyin kardeşler hayatını kaybetti. Rus polisinin vahşeti sonucu aynı aileden üç diğer Azerbaycanlı ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
Olay Azerbaycan-Rusya ilişkilerinde bugüne kadar görülmemiş bir gerilime neden olurken, Moskova'nın insan hakları ihlalleri ve ırkçı uygulamaları bir kez daha uluslararası kamuoyunun gündemine taşındı.
"Ya Sizi Döve Döve Öldüreceğiz ya da Ukrayna'ya Savaşa Göndereceğiz"
Baskın esnasında ağır şekilde darp ve işkence edilen Azerbaycanlı ailenin üyelerinden Muhammed Seferov Rus polisinin "Ya sizi döve döve öldüreceğiz ya da Ukrayna'ya savaşa göndereceğiz" dediğini ifade etti.
Söz konusu ifadeler, Ukrayna'yı işgal eden kanlı Putin rejiminin cepheye asker bulmakta yaşadığı zorluk nedeniyle Rusya'da yaşayan Türk topluluklarına yönelen şiddet politikalarının bir yansıması durumunda. Başkent Moskova ve St. Petersburg gibi şehirlerdeki Ruslar askere alınmazken, başta Türk toplulukları olmak üzere ülkenin "azınlık"ları üzerinde zorla askere alma politikası yürütülüyor.
İşkencenin Boyutu: Kaburga Kırıkları, Beyin Kanaması
Rus polisinin işkencesiyle hayatını kaybeden Ziyeddin (55) ve Hüseyin (60) Seferov kardeşlerin cenazelerinin vatanlarına getirilmesiyle birlikte Azerbaycan Sağlık Bakanlığı Adli Tıp Birimi tarafından yapılan incelemelerde ortaya çıkan bulgular dehşetin boyutunu gözler önüne seriyor.
Adli Tıp raporuna göre Hüseyin Seferov’un vücudunda çok sayıda kaburga kırığı, akciğerinde yırtıklar olduğu tespit edilirken, beyin kanamasının yanı sıra iç organlarında da hasara yönelik bulgular olduğu bilgisine yer verildi.
Ziyeddin Seferov’un otopsi raporunda ise kafa derisinin iç yüzeyinde kanamalar, beyin zarında hasar, göğüste künt travma ve kaburga kırıkları olduğu aktarıldı.
İki kardeşin de Rus polisinin işkencesine bağlı olarak vücutlarında çok sayıda morluk, testislerinde darp izleri, eller, bacaklar ve yüz bölgelerinde ciddi travma belirtileri bulundu.
Rusya, ilk etapta Ziyeddin Seferov’un ölüm sebebini “kalp rahatsızlığı” olarak göstererek Putin rejiminin bilindik yalan mekanizmasıyla skandalı örtbas etmeye çalışsa da, Azerbaycanlı adli tıp uzmanlarının raporları bu iddianın tamamen asılsız olduğunu ortaya çıkardı.
Cenazeler Gözyaşları İçinde Defnedildi
Seferov kardeşlerin naaşları, Azerbaycan’ın Ağcabedi kentinde düzenlenen cenaze töreni ile gözyaşları içinde defnedildi. Başta Seferov ailesinin yakınları olmak üzere cenazeye katılan Azerbaycanlılar Rusya'ya karşı sert tepki gösterdi.
Seferov ailesinin yakınları gördükleri manzaranın kendilerini dehşete düşürdüğünü belirterek “Kardeşlerimizin vücudu işkence izleriyle doluydu, bu vahşetin üzeri örtülemez” ifadelerini kullandı.
Dört Yaşındaki Çocuğa Cinayet Suçlaması
Rus yetkililer, söz konusu vahşi baskına gerekçe olarak 2001 yılında işlenen bir cinayeti işaret ettiler. Ancak baskında gözaltına alınan Azerbaycanlılardan Vugar Seferov’un 1997 doğumlu olduğu ortaya çıktı, yani iddiaya konu cinayet sırasında henüz 4 yaşındaydı. Bu durum, eli kanlı diktatör Putin'in Rusyası'nın hukuksuzlukla harmanladığı keyfi politikalarının geldiği noktayı tekrar gözler önüne serdi.
İki Ülke İlişkilerinde Kırılma Noktası
Olay sonrası Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Rusya’ya nota vermekte gecikmezken ve söz konusu vahşete karışan kolluk güçlerinin cezalandırılmasını talep etti. Ayrıca Azerbaycan Cumhuriyet Başsavcılığı da, işkence ve cinayet suçlarından uluslararası hukuk çerçevesinde soruşturma başlattı.
Rusya'da Azerbaycanlıların maruz kaldığı bu vahşetin hemen ardından Azerbaycan önemli bir adım daha attı. Rus propaganda aygıtı Sputnik'in Azerbaycan kolu olan ve "Sputnik Azerbaycan" adıyla faaliyet gösteren Rossiya Segodnya Haber Ajansı'nın ofisine Azerbaycan güvenlik güçlerince baskın düzenlendi.
Sputnik Azerbaycan'ın, Şubat 2025’te askıya alınan akreditasyonuna rağmen faaliyetlerini yasa dışı fonlama yoluyla sürdürdüğüne dair operasyonel istihbarat üzerine soruşturma kapsamında Rus istihbaratı olan Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) çalıştıkları tespit edilen şahıslar gözaltına alındı.
Rusya'dan Karşı Hamle
Rus istihbarat elemanlarının Bakü'de gözaltına alınmasından sonra Moskova'nın hamlesi ise gecikmedi.
Seferov ailesi mensuplarının Rusya'daki mahkeme sürecini yakından takip eden Azerbaycan-Ural Derneği Başkanı Şahin Şehlinski oğluyla birlikte gözaltına alındı. İfadesinin ardından serbest bırakıldığı açıklanan Şehlinski ve oğlu üzerinden Rusya'nın Bakü'ye mesaj verildiği değerlendiriliyor.
Uyuşturucu Kaçakçısı Ruslara Tutuklama
Azerbaycan'dan dün, 1 Temmuz'da gelen iki yeni haber ise iki ülke arasındaki gerginliğin ne derece arttığını ortaya koydu.
İran üzerinden uyuşturucu kaçakçılığı ve siber dolandırıcılık yaptıkları gerekçesiyle 8 Rus vatandaşının gözaltına alındığı Azerbaycan İçişleri Bakanlığı tarafından duyuruldu. Bakü'deki Bölge Mahkemesi'ne çıkartılan Rus şüphelilerin tamamı hakkında tutuklama kararı verildi.
Azerbaycan Uçağını Ruslar Düşürmüş
İki ülke arasında karşılıklı hamleler peşi sıra gelirken Azerbaycan merkezli Minval haber sitesi, 25 Aralık 2024 tarihinde düşen Azerbaycan Hava Yolları’na ait uçakla ilgili çok önemli bir haber yayınladı.
Bakü Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı’ndan Rusya’nın Grozni Havalimanı’na gitmek üzere olan Azerbaycan Hava Yolları’na ait Embraer E190AR tipi ve 8243 sefer sayılı uçak, 25 Aralık 2024 tarihinde Kazakistan'ın Aktau Havalimanı yakınlarında 62 yolcu ve 5 mürettebatı ile birlikte düşmüştü. Kazada iki pilot da dahil 38 kişi hayatını kaybederken, 29 yolcu ise sağ kurtulmuştu.
Minval tarafından yayınlanan haberde, söz konusu uçakla ilgili olarak isimsiz bir mektup ve çeşitli materyallerin kendilerine yollandığı aktarıldı.
Uçağın düştüğü tarihte Grozni şehrindeki hava savunma bataryasından sorumlu olduğunu söyleyen Yüzbaşı Dimitri Sergeyeviç Paladiçuk tarafından yazıldığı görülen mektup ve paylaşılan ses kayıtlarına göre, Paladiçuk yolcu uçağının vurulması için üstlerinden telefonla emir aldı ve hava savunma füzelerini ateşleme talimatı verdi.
Minval’in yayımladığı ses kaydında Rusça bir sesin şu ifadeleri duyuluyor:
“Alo, Azem 338. Menzil 7000, irtifa 490. Hız 118. 230 istikametinde ilerliyor. Evet, menzil artık 7. Ateş. Ateş diyorum. Vuruş var. Kaçırıldı! Kaçırıldı. Tekrar edin. Bir kez daha ateş. Ateş.”
Ses kaydında, koordinatları belirlenen hedefe iki defa füze fırlatıldığı, ilk füzenin hedefi ıskaladığı, ikinci füzenin ise uçağın yakınında patlayarak gövdesine şarapnel hasarı verdiği bilgileri duyuluyor.
Minval, yayımladığı haberde ellerinde üç farklı ses kaydının daha bulunduğunu ve Rus Ordusu'nun hava savunma sistemlerinden biri olan Pantsir-S1'le yapılan atış sırasında alınmış olabileceği bilgisine yer veriyor.
Putin Sorumluluk Kabul Etmemişti
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, olayın ardından 28 Aralık 2024 tarihinde Putin’in kendisinden özür dilediğini, ancak Rusya’nın sorumluluğunu kabul etmediğini ifade etmişti. Kremlin, Grozni çevresinde hava savunma sistemlerinin Ukrayna'nın insansız hava aracı saldırılarına karşı ateşlendiğini belirtmişti.
Konuyla ilgiyi olarak ortaya çıkan yeni ses kayıtlarının, Rusya ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin en kötü seviyeye gerilediği bir dönemde uluslararası yargı sürecine dair yeni gelişmelere neden olabilecek nitelikte olduğu değerlendiriliyor.
Rusya, Azerbaycan'ın Bağımsızlığı ve Artan Gücünden Rahatsız
Diktatör Putin yönetimindeki Rusya; Ukrayna'yı işgal girişiminde yaşadığı başarısızlığı, ekonomik çöküşünü ve ordusunun yetersizliğini örtbas edebilmek adına ülkesinde yaşayan Türk topluluklarına baskıyı artırıyor.
Cumhurbaşkanı Aliyev liderliğinde Azerbaycan'ın yasadışı Ermeni işgali altındaki topraklarını özgürleştirerek bölgede gücünü artırması Rusya'nın rahatsızlığına neden olurken, son olaylarla birlikte Rusya ve Azerbaycan arasında yaşanan gerilim de bu durumun bir başka göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Putin rejimi artan başarısızlıkları karşısında ülkesinde yaşayan Türk topluluklarını hem bu yöntemlerle günah keçisi haline getirmeye çalışıyor hem de bölgede Azerbaycan gibi güçlenen Türk Devletleri'ne karşı rahatsızlığını açıktan belli ediyor.
Kanlı Sovyet rejiminin mirasını büyük bir gururla devralan Vladimir Putin, Azerbaycanlılar ve Azerbaycan Devleti'ne dönük saldırgan hamleleriyle, insanlık dışı suçlarına yeni bir halka daha eklemiş durumda.
Artan Rus saldırganlığına Azerbaycan'ın sessiz kalacağını zanneden Putin'in, Ukrayna'yı işgal girişiminden sonra ikinci büyük yanlış değerlendirmede bulunduğu görülüyor.