Göçmenlerin Entegrasyonu ve Avrupa'nın Geleceği: Koyunun İyimserliği ile Kurdun İhtiyatı

TAKİP ET

Avrupa'nın en eski göçmen ülkesi olan Fransa göçmenlerin beraberinde getirdiği problemlerle gün geçtikçe daha fazla yüzleşiyor. Sınırlarından günde sayısı bilinmeyen kimliği belirsiz kişiler geçen Türkiye'nin gelecekteki durumu ise merak konusu.

Fransa’da 17 yaşında Nahel adındaki bir gencin polis tarafından trafik çevirmesinde öldülürmesiyle protestolar başlamıştı. Protestolar gün geçtikçe şiddet gösterisine, yağmalamaya ve vandalizme dönüştü. Bu konuya geniş bir bakış açısı ile bakmak için 1992 yılında Hollanda’ya iltica etmiş Somalili bir göçmen olan Ayaan Hirsi Ali’nin 2006 yılında yazmış olduğu göçmenler hakkındaki yazısı ilginç noktalar içeriyor.

Göçmenlere olumlu olarak bakanları "koyun" olarak tanımlayan Ayaan Hirsi Ali konuyu şöyle aktarıyor:

Bugün Avrupa’daki olaylara olan bakış açısı koyunların gördüğü gibi, parlaktır. Koyunlar çok yüksek potansiyellere sahip 450 milyon insanın bulunduğu bir açık pazar görür. Canlı bir ekonomi, özgür insanlar, ürünler, paralar ve hizmetler görür. Koyuna göre göç, yaşlanan yerli nüfus için bir fırsattan başka bir şey değildir. Sınırlar kapalı olmaktan çok açık olmalıdır. İslam, Hristiyanlık gibi bir inançtır ve Müslümanlar dinlerini Avrupa’daki yaşama göre uyarlamalıdır.

Koyuna göre çok yakın bir zamanda işaretleri şimdiden Prada taytlı, yüksek topuklu; siyah, kolsuz, dar kıyafetli ve bunlarla eşleşen bir başörtüsüyle gezen genç bir kadında görülebilir olan ‘’Avrupalı İslam’’ oluşacaktır. Bu ‘’Prada İslamı’’ Suudilerin Vahhabi İslamı’nın aşısı olacak ve yerini alacaktır.

Göçmenlerin işsizlik, eğitimsizlik ve suç istatistiklerinde fazla görülmesi Koyuna göre tamamiyle geçiçi bir durumdur. Bu durum bütün temel sosyal haklarından yoksun geçmişi olan grupların yaşadığı bir durumdur ve ekonomik yükselme olduğu sürece çok uzun sürmeyecektir.

Ali'nin iddialarının aksine Avrupa’nın en eski göçmen ülkesi olan Fransa’da bu istatistikler hâlâ aynı yönde ilerliyor. Fransa’da göçmenler tarafından işlenen suçların oranı Fransız İçişleri Bakanı'nın söylediğine göre Paris’te yüzde 48. Aynı zamanda göçmenlere karşı işlenen suçlar da 2021 yılında 12 bin 500 olarak raporlandı. Bu sayı, 2020’ye oranla yüzde 16 artış gösterdiği anlamına geliyor.

Göçmenlere daha ihtiyatlı yaklaşanları ise "yaşlı kurt" olarak tanımlayan Hırsi Ali devam ediyor:

Koyuna göre zengin yerliler göçmenlerin geri kalmışlığı hakkında şikayet etmeyi bırakmalı ve faydalarına odaklanmalıdır. Koyun çobanlara, bebek bakıcılarına, inşaat işçilerine, hamallara, temizlikçilere, fabrika işçilerine ve yerlilerin yapmayacağı ancak ekonomiyi ayakta tutmak için gerekli olan bir dizi başka işe işaret ediyor.

Bu koyun göçmenlerin kültürü ve toplumu herhangi bir şekilde olumsuz yönde değiştireceği konusunda hiç endişeli değil. Gerileme olarak tek bir şey görüyor, o da yerli Avrupalıların yabancı düşmanlığı. Eğer doğası olarak ırkçı olan beyazlar göçmenlere karşı korkusunu yenebilseydi, göçmenlerin Avrupa mutfağına, müziğine, sanatına ve ekonomisine olan katkısını görebilirlerdi.

Şimdi ise gececil olan ve sıklıkla olayların karanlık tarafına bir bakış atan ‘’Kurt’’ var. Avrupa sağlıklı ve zengin ancak kurt o kadar da bilge olmadığından endişeli.

Örneğin insanların serbest hareketinin gölgede kalan tarafı kadın ve çocukların acımasız seks endüstrisine satılması. Ayrıca silahlar fark edilmeden elden ele, ülkeden ülkeye geçiyor. Bu silahlardan bazıları biyolojik, kimyasal veya daha kötüsü olabilir.

Yaşlı kurt zavallı göçmenlerin az maaş karşılığında ve istendiği zaman işten çıkaracak olan zalim işverenler tarafından sömürüldüğünü görüyor. Kurt, son aftan sonra bile İspanya'da tahminen 1 milyon yasadışı göçmen olduğunu fark etmekten kendini alamıyor. İngiltere'de yaklaşık yarım milyon. Fransa'da -Fransızlara güvenirseniz- 200.000 ila 400.000 arası. Bence daha fazlası var. Almanya'da yaklaşık 1 milyon kişi var.

Kurt koşulsuz bir şekilde Avrupa’nın yaşlanan nüfusunu, düşen nüfus artış oranlarını ve göçmenlere ihtiyacını kabul ediyor ancak göçmen seçiminin her zaman ekonomiye yararlı olanlara göre yapılmadığını da görüyor.

Kurt, İslam’ın Hristiyanlık olmadığını ve tüm Müslümanların Avrupa'nın özgürlük değerlerini, hoşgörüsünü, yaşama ve yaşatma tutumunu anlamadığını veya benimsemediğini de görüyor.

Nitekim Hırsi Ali'nin yazısındaki son paragrafa bir örnek göstermek gerekirse 2011 yılında İslam4UK adındaki aşırı İslamcı bir örgüt İngiltere’de başkent sokaklarında şeriat kontrol bölgeleri oluşturmak için kampanya başlatmıştı. Bu terör örgütü ‘’Şeriat kontrol bölgesine giriyorsunuz, İslami kurallar zorunludur!’’ yazan posterler dağıtmıştı. 

Kurt, zavallı çocuklara kendilerini kurban, içinde yaşadıkları toplumu ise düşman olarak görmelerinin öğretilmesini üzüntüyle izliyor. Müslüman göçmenlerin İslamcı hareketin baştan çıkarıcılığına açık olduğunu fark etmekten kendini alamıyor. Daha da kötüsü, artık bu totalitarizm markasına dönüşen yerliler de var.

Fransa’da polis tarafından öldürülen 17 yaşındaki gencin büyükannesi verdiği röportajda "Protestoları durdurun, yıkımı durdurun, bunları protestoculara söylüyorum: pencereleri kırmayın, okullara ve otobüslere saldırmayın, durun. Otobüsleri anneler kullanıyor’’. ifadelerini kullanarak protestoların bitmesi gerektiğini söyledi. Protestocuların çoğunun azınlık olduğunu ve Nahel’I bir bahane olarak kullandıklarını belirtti. 

Nahel'in büyükannesi

Kurt, koyunun haklı olduğunu düşünüyor: Her zaman hayata iyi yönden bakmalıyız. Ama ayrıca hayal dünyasına kapılmamaya da dikkat etmemiz gerektiğini de düşünüyor.

En kötü senaryoda, kurdun uyarıları dikkate alınmayacaktır. koyunun iyimserliği terk edilecektir. Artık sadece devletlere özgü olan güç tekeline silahlı alt gruplar tarafından meydan okunacaktır. Avrupa toplumları etnik ve dini hatlar boyunca bölünecektir. Eğitim sistemi, bırakın ortak bir geleceği, gençleri ortak bir geçmişe inanacak şekilde yetiştirmeyi bile başaramayacak.

Avrupa devletleri kendilerini temel hakları kısıtlandırırken bulacaklar. Avrupalılar bazı mahallelerde ve hatta şehirlerde şeriat hukukunun fiilen uygulanmasını kabul edecekler. Zayıfların, kadınların ve çocukların sömürülmesi olağan hale gelecek. Göç etmeyi göze alabilenler bunu yapacak.

Avrupa'da sürekli büyüyen bir birlik yerine, gelecek nesiller sürekli dağılan bir birliğe tanık olabilirler.

En iyi senaryoda ise Avrupalılar, koyunun canlılığını kaybetmeden kurdun ihtiyatına kulak verecektir. Bu yaklaşım üç boyutlu, kapsamlı bir politikaya dönüştürülecektir.

Birincisi, kontrollü ya da planlı göç. Avrupa Birliği, ABD'de olduğu gibi, ekonomiye faydalı göçmenlerin seçimine dayanan kotalar getirecektir. Çoğu Avrupa ülkesindeki mevcut sistem, Avrupa toplumuna uyum sağlamaya istekli ve yetenekli en fazla sayıda insanı değil, gerçekten yürek parçalayıcı hikayeleri olan en fazla sayıda insanı çekmek üzere tasarlanmıştır.

İkincisi, Avrupa'nın komşu ülkelerine ya da insanları büyük sayılarda göçe zorlayan koşullara sahip başarısız devletlere bazen proaktif bir müdahale. Bu plan yardım, ticaret, diplomatik baskı ve gerekirse askeri müdahaleden oluşacaktır. Bu şu anda Avrupa'da bir tabu. Şu anda AB, yardım etmek istediği ülkeleri Dünya Bankası ya da Birleşmiş Milletler tarafından sağlanan listelere göre seçiyor. Yardım kriterleri en yoksul 100 ülke ya da iyi yönetime sahip ülkeler gibi muğlak kavramlara ya da kulağa hoş gelen başka bir nedene dayanıyor. Bu durum değişmelidir.

Son olarak, en iyi senaryoya göre AB, başarısız çok kültürlülük girişimlerimizden çıkardığı dersler ışığında bir asimilasyon programı uygulayacaktır. İslam'ın temel ilkelerinin entegrasyonun önünde büyük bir engel olduğunu kabul edecektir. Uygulamada Müslümanlar, bu değerli hakkı kullanırken kızları ve eşleri de dahil olmak üzere başkalarının özgürlüklerini ihlal etmedikleri sürece dini özgürlüklerden yararlanmaya devam edeceklerdir.

En iyi senaryoda, AB politikacıları kız çocuklarına ve kadınlara yatırım yapacak, şiddete karşı koruyacak ve onların özgürlüğünü kısıtlamaya çalışanları cezalandıracaktır. Bu politikacılar refah devletinde reform yapacak; çalışanların işe alınması ve işten çıkarılmasıyla ilgili düzenlemeler daha esnek hale getirilecek ve göçmenlerin işgücü piyasasına girmeleri kolaylaştırılacaktır.

Koyun ve kurdun ortak vizyonu Avrupa'da gerçekten de mümkündür, ancak bunun için büyük bir irade, liderlik ve her şeyden önce baskıcı kültürlere hoşgörü göstermenin ve İslam ülkelerinden daha fazla kitlesel göçü teşvik etmenin tam da yardım etmeye çalıştığımız insanlara zarar verdiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.

Avrupa'yı bugünkü çıkmazına yanlış yönlendirilmiş bir vizyon getirmiştir; aydınlanmacı değerlerin baskıcı kültürlerin değerlerinden üstün olduğuna inanan idealist bir vizyon, bireysel haklara, hukukun üstünlüğüne ve kadın-erkek eşitliğine dayanan bir vizyon Avrupa'nın bu durumdan kurtulmasına yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, Avrupa'nın geleceği, göçmenlik konusunda dengeli bir yaklaşım benimsemesine ve kapsamlı bir politika ve asimilasyon programı uygulamasına bağlıdır. Bu şekilde, Avrupa toplumları arasında bir denge sağlanabilir ve ortak bir gelecek inşa edilebilir. Ancak bu süreç, çeşitli zorlukları beraberinde getirecektir ve Avrupa'nın bu zorluklara etkili bir şekilde yanıt vermesi gerekmektedir.

Avrupa’nın en eski göçmen ülkesi olan Fransa göçmenlerin beraberinde getirdiği problemlerle gün geçtikçe daha fazla yüzleşiyor. Sınırlarından günde sayısı bilinmeyen kimliği belirsiz kişiler geçen Türkiye’nin gelecekteki durumu ise merak konusu. Henüz kitlesel hareketler görülmese de Türkiye'de de zaman zaman Türkler ve göçmenler arasında gerginlikler yaşanıyor. 

Fransa'da ve diğer Avrupa ülkelerinde -alınan onca önleme rağmen- yaşanan olaylar, bu konuda neredeyse hiç önlem almayan Türkiye için bir örnek oluşturmalı. Deyim yerindeyse, Türkiye iyimser bir koyun yerine daha ihtiyatlı bir kurt olmalı.

Not:   Ayaan Hirsi Ali yazdığı kaynak metinde ‘’asıl konu yerine elçiyi tartışmamak’’ için hayvan isimlerini kullanmıştır. Metnin orijinalinde bu hayvanlar ‘’ostrich’’ ve ‘’owl’’ yani deve kuşu ve baykuştur.

Mehmet Can Adıgüzel


Kaynaklar:

https://www.theguardian.com/world/2023/jul/03/france-protests-ease-as-macron-prepares-to-meet-leaders-of-parliament

https://www.lemonde.fr/en/les-decodeurs/article/2022/11/01/at-least-half-of-paris-crime-is-committed-by-foreigners-where-does-macron-s-claim-come-from_6002508_8.html#:~:text=The%20office%20of%20the%20interior,first%20six%20months%20of%202022

https://perspektif.eu/2022/03/13/fransada-din-ve-etnik-kokene-dayali-irkci-suclar-artis-gosterdi/

göçmenler göçmenlerin entegrasyonu avrupa koyunun iyimserliği kurdun ihtiyatı göç düzensiz göç kontrolsüz göç fransa avrupaya göç