Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TÜBİTAK Marmara Gemisi'nin İzmir Körfezi'nde yaptığı incelemeye katıldı. İncelemenin ardından beraberindeki heyet ile İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Toplantısı'na katılan Kurum, toplantının ardından yaptığı açıklamada İzmir Körfezi'nin kirlilikten dolayı nefes alamadığını ve bazı bölgelerde yaşam kalmadığını dile getirdi.
Toplantıda İzmir Valisi Süleyman Elban, bilim insanları, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı bazı müdürlükler, odalar ve ilçe belediye başkanları yer aldı.
Canlı Yaşamını Tehdit Eden Bir Kirlilik Söz Konusu
Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kurum, "Bugün İzmir Körfezi'yle ilgili Sivil Toplum Kuruluşları, bilim insanları ile 3 saati aşkın süren toplantı yaptık ve körfeze ilişkin projeleri, yapılması gerekenleri, hedefleri hep birlikte istişare ettik. İzmir Körfezimiz gelinen süreçte gerek karasal kaynaklı kirlilik gerek deniz kaynaklı kirlilik, amonyak değerinin artması ve oksijen seviyesinin düşmesi sebebiyle maalesef artık canlı yaşamını tehdit eder hale gelmiştir. Burada balıkların ölümüyle hem İzmir gündemine hem de Türkiye gündemine İzmir Körfezi taşınmış. Bu bizim istemediğimiz bir durum. Alınması gereken tedbirlere, yapılması gereken işlere ilişkin kurulumuz ile istişare yapmış ve yapılacak işlere ilişkin yönetmeliği tarif ettiği şekliyle, belediyelerin sorumluluklarını belediyelere varsa diğer kurumların, kuruluşların, STK'ların, organize sanayi bölgeleri ve sanayi kuruluşlarının yapması gerekenleri de tarif edecek şekliyle eylül ayı sonuna kadar acil eylem planını ortaya koyacağız. Bu eylem planında ilgili kurumların sorumlulukları net bir şekilde tarif edilecek. Bu sorumluluklar çerçevesinde de yapılması gereken projeler inşallah hızlı bir şekilde hayata geçecektir. Bakanlık olarak bu sürecin takipçisi, denetleyicisi, yol göstericisi olmaya devam edeceğiz. İzmir Körfezi'nin kaderine terk edilmesine müsaade etmeyeceğiz, ettirmeyeceğiz. Sorunlarla ilgili her türlü süreci anlık takip edeceğiz, yapılması noktasındaki irademizi net bir şekilde ortaya koymaya devam edeceğiz." dedi.
Amonyak Miktarı Olması Gerekenden 50 Kat Fazla
İzmir Körfezi'ndeki kirliliğin haddinden çok daha fazla olduğuna değinen Kurum, ''Maalesef bugün; tüm bu güzellikler tehlike altındadır, adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezimiz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır. Bakanlık olarak geçtiğimiz günlerde; bu acı durumun sebeplerini incelemek için harekete geçtik. Körfez'in farklı noktalarında deniz suyu numuneleri aldık. Üzülerek söylüyorum. Denizdeki, atıksu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır. Yani bu ne demek? Evsel ve endüstriyel atıklar suya arıtılmadan karıştırılıyor demek. Bu da beraberinde koku problemini getirmekte, insan sağlığını tehdit etmektedir. Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezi'ndeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken, bu seviye 1,8’e, yer yer 0’a kadar düşmüştür. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan İzleme Sonuçları’nda da; kirlilik parametrelerinin; özellikle 2020 yılından sonra ciddi artış gösterdiği görülmüştür. Şu anda İç Körfez’de; toplam fosfor, klorofil-a ve amonyum azotu gibi zararlı maddeler; sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef İç Körfezimizde; denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir. Altını çizerek ifade etmek gerekirse; şu anda Körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız, oksijensiz kaldıkları için ölmüştür. Körfezimize dökülen 7 derenin durumuna baktığımızda da sonucun içler acısı olduğunu görüyoruz. Bugün derelerdeki su, organik kirlilik açısından tarihin en kötü durumundadır.'' şeklinde konuştu.
Kurum Kirliliğin Sorumlusu Olarak Belediyeleri Gösterdi
Bakan Kurum, İzmir Körfezi'nde yaşanan bu vahim durumla ilgili sorumluluk kabul etmeyerek topu belediyelere attı.
Kurum, konuyla ilgili şunları söyledi:
''Bu kirliliğin sorumlusu; yağmursuyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atıksu tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan belediyelerdir. Biz, Bakanlık olarak, İzmir için, sorumluları izleme ve denetim görevimizi yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Bilim kurulumuzu oluşturduk. Birazdan yapacağımız koordinasyon toplantısında da bilim insanlarımızla, STK temsilcilerimizle ve kamu kurumlarımızla neler yapacağımızı konuşacağız. İnşallah kurulumuz, bundan böyle, yerel yönetimlere yol gösterecek. Bilim insanlarımız, İzmir’deki yerel yöneticiler için kirlilikle mücadeleye dair yol haritaları çıkaracak, ev ödevleri verecek. Biz de Bakanlık olarak; belediyeler ev ödevlerini yapıyor mu yapmıyor mu, anlık olarak takip edeceğiz. Eksiklikleri varsa söyleyeceğiz. Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız. Atılması gereken adımlar atılmıyorsa harekete geçmeleri için zorlayacağız. İzmir Körfezi, bugün yapıldığı gibi, kaderine terk edilemez, görmezden gelinemez, yok sayılamaz.
Biz de buna asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz. İzmir Körfezi’nde yapılan her şeyin an be an, 7/24 takipçisi olacağız.''
Bilim İnsanları Eylem Planı Çalışacak
Bilim insanlarının konuyla ilgili eylem planları çalışacağını belirten Kurum, ''Bu kapsamda yeniden halihazır alınarak ilgili hocalarımızın kendi meslek dallarıyla alakalı gruplar oluşturularak, bu gruplar çerçevesinde İzmir Körfezi'nde akan derelerin ıslahı, alınması gereken tedbirler, burada yapılması gereken organik tarıma kadar hedefler ortaya koyacağız. Atık ve yağmur suyunun ayrıştırılmasına ilişkin hızlı çözümlerin ortaya konması, buradaki sirkülasyon kanalı veya navigasyon kanalına ilişkin tarama faaliyetlerinin bir an önce ilgili kurumlarca, Büyükşehir Belediyesince ve Ulaştırma Bakanlığınca yapılması ve kara kaynaklı kirliliklerin önlenmesine ilişkin adımların atılmasına kadar birçok eylem planını ay sonuna kadar bilim insanlarımız çalışacaklar ve çalışılan bu projeler ve hedefler doğrultusunda da adımlar atılacak.'' dedi.