Şişli Belediyesi'nin ihtiyaç sahiplerine yemek dağıttığı Şişli Mutfak'ın tanımında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediyelere konulan hacze tepki gösterdi.
İmamoğlu, AKP'nin yaptığı engellemlerin asıl mağdurunun millet olacağını belirttiktan sonra, "Ama hep söylüyorum, böyle davranırsanız sizin Türkiye'de belediyeniz bile kalmayacak. Yönetecek belediyeniz, bu millet size yetki vermeyecek böyle davrandığınız sürece" dedi.
AKP'li Bakan Vedat Işıkhan'a 'basiretsiz' diyen İmamoğlu, "SGK borçlarını kaynağından kesecekmiş belediyelerin. Aferin, madalya aldı şimdi. Bir bakan daha madalya aldı. Ne büyük iş başardı değil mi? Kendisini ispat etti. Kime? Millete değil, bir kişiye" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, AKP'nin yaptığı engellemlerin asıl mağdurunun millet olacağını belirttiktan sonra, "Ama hep söylüyorum, böyle davranırsanız sizin Türkiye'de belediyeniz bile kalmayacak. Yönetecek belediyeniz, bu millet size yetki vermeyecek böyle davrandığınız sürece" dedi.
Ekrem İmamoğlu şunları ifade etti:
"Şu anda hacizlerin uygulanmaya başlanması ve kaynaktan kesinti yapılması ile borçlarını ödemekte direnç gösteren belediyeler de yavaş yavaş SGK'ye başvuru yapmaya başladı. Bu, olumlu bir gelişme ve amacımız da bu yöndeydi. Ancak hala adım atmayan her belediyenin borçlarının tahsilatını kaynaktan yapacağımızı belirtmek isterim
İşte belediyeleri silkeleme kavramı ya da tırnak içinde tutumuyla tariflenmesinin milletin vicdanında, milletin aklında, milletin ruhunda, milletin o adalet duygusuna inandığım bakış açısında mutlak cezalandırılacaktır.
Bundan hiç kuşku duymuyorum. Dolayısıyla insanın insanın hangi yetkiyle bunu söyleyebilir diye düşünüyorum.
Ben hiçbir yöneticilik ruhuma bunu sığdıramıyorum. Yani ben İstanbul Belediye Başkanı olarak diyeceğim ki farklı bir siyasi parti ile şu ilçe belediyesini gidin silkeleyin.
Ya da gidin şu ilçe belediye başkanına şunu yapın. Bu denir mi? Bu denmez. Yani milletin malının korunduğu, milletin malıyla milletin, millete ait olan kurumların yönetimiyle ilgili kişisel, bireysel bir hareketle, bir cezalandırma yöntemiyle insan konuşur mu? Silkele dediği bakanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın bugün büyük, mucizevi açıklamasını okudum mesela gelirken.
SGK borçlarını kaynağından kesecekmiş belediyelerin. Aferin, madalya aldı şimdi. Bir bakan daha madalya aldı. Ne büyük iş başardı değil mi? Kendisini ispat etti. Kime? Millete değil, bir kişiye.
O kendini bir kişiye ispat ede dursun, biz arkadaşlarımızla kendimizi milletimize ispat etmeye, milletimize layık olmaya devam edeceğiz.
Ne yapmalı peki? Ne yapmalı? Sevgili kardeşimle, Emrah Başkanımızla diyalog yapalım. Yani ben Emrah Başkan'ıma, "Bunu böyle yap." dediğimde tam tersini yapmalı Emrah Başkan'ım. Erdemli yönetici o. Nedir o tersi? Adaletli davranmalı. "Hayır öyle yapamam. Yapmam. Bu makam, bu mevki ne sana ait ne bana ait." diyebilmeli.
Güçlü yönetici, karakterli yönetici odur. Aksini yapan, aksini yapan milletine layık yönetici değildir, olamaz. Bu kadar net.
Kaynağından kesecekmiş. Kimin kaynağı? Milletin kaynağı. Kimin parasını keseceksin? Belediyelerin. Hangi belediyelerin? Özellikle CHP'li belediyelerin. Çünkü diğerlerine nasıl para aktardıklarını anımsatalım.
Unutmayın bunları sevgili dostlarım, kıymetli hemşehrilerim. Seçimden önce, seçimden önce seçerek kendi AK Partili belediyelerine para yollayarak 1 milyar liranın üzerinde seçim kampanyaları için Cumhurbaşkanlığı'nın örtülü ödeneğinden para yollayarak, bağış yani
Geri ödenmiyor bakın. O SGK borçları, o belediyelerde o zaman gene vardı. Tek dertleri ne? Çalışın, Ekrem İmamoğlu'na karşı seçimi kazanın. Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğinden. Kendi MHP'li yol arkadaşı belediyeyi bile dışarıda bıraktı.
Bu kadar partizan, bu kadar akıl dışı. İşte onun için onlar kullandıkları ve yönettikleri kaynağın kendi kişisel kaynağı olduğunu düşünüyor.
SGK borcuyla ilgili de onun için kalkıyor, basiretsiz bir bakan, böyle bir açıklama yapıyor. Kaynağından kesecek. Büyük iş. Büyük iş. Pervasız her davranışınızı millete afişe edeceğiz.
Sanırsınız ki ekonominin bütün sorunlarını bizim SGK borçlarından keserek çözecekler. Millete verdikleri, acınacak durumda bıraktıkları milletimizin, milletimizin daha da sefil olması için milletimize verdikleri asgari ücreti sanırsınız ki SGK borçlarını tahsil ederek çözecekler.
Halbuki SGK'nın bir yıllık cirosunun yüzde 2'si bile değil belediyelerin borçları. Ayıptır. Kaldı ki bunların her birisi Türkiye'de tekrar ifade edelim, bu borç bütün belediyelerin borçları, CHP'li belediyelerin de değil.
İstatistik diye baktığınızda bunun içinde bütün partiler var. Ama hep söylüyorum, böyle davranırsanız sizin Türkiye'de belediyeniz bile kalmayacak. Yönetecek belediyeniz, bu millet size yetki vermeyecek böyle davrandığınız sürece.
Ben AK Partili erdemli, elbette ki ahlaklı, elbette ki vicdanı çalışan, adalet terazisini ruhunda taşıyan birçok belediye başkanımızın dahi diliyle söyleyemese de içinden bütün bu tutum ve davranışları kınadıklarını hissedebiliyorum.
Kınıyorlar bunları. Yani, "Bize düşmanlık mı yapıyorsunuz, iyilik mi yapıyorsunuz?" diye belediye başkanlarının içinden kınadıklarını biliyorum. Öyle 3-4 tanesi bana saldırıyor Türkiye'nin muhtelif. Onlar görevli memur. Onlara veriyorlar metinleri. "Ekrem'e böyle hakaret et. Ekrem'e böyle." Zannediyorlar ki hakaretlerine cevap vereceğim.
Muhatap bile almam. Muhatap bile almam, yok, kabul ederim. Çünkü sözleri değil. O kadar da masumiyet çerçevesinde onları oturttururum yani. Sözleri değil. Üzülürüm onlara, acırım onlara. Bir gün de böyle acınacak halleriyle sırtlarını okşayarak onlara iyi ruhumu geçirmek için uğraşırım.
Editör: Semir Yapıcı
Ne yapayım başka? Ne yapabilirim? Onlar bizi değil aslında, vatandaşlarımızı cezalandırmaya devam ediyorlar ama biz her şeye rağmen hizmet üretmeye devam edeceğiz.
Engellere takılmayacağız, işimizi yapacağız