İYİ Parti'nin Dilemması: İttifaklar ve İstifalar

TAKİP ET

14 ve 28 Mayıs'ta yapılan seçimlere giderken CHP'nin o dönemki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortak adaylığı başta İYİ Parti'den olmak üzere birçok itirazla karşılaşsa da en nihayetinde gerçekleşti ve seçimler kaybedildi.

Seçimlerin ardından mağlup muhalif partilerde eleştiriler başladı. Seçimlerin kaybedilmesinin baş sorumlusu olarak görülen Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel'e karşı girdiği yarışı kaybederek CHP Genel Başkanlığı'ndan ayrıldı. 

İYİ Parti'de ise seçimlerden sonra Genel Başkan Meral Akşener yaklaşan yerel ittifaklara kapıyı kapattı. Akşener'in "Üçüncü Yol" söylemi tıpkı 3-6 Mart sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının dayatıldığı dönemde Altılı Masa'dan kalkmasında olduğu gibi bir linç süreci başlattı.

Akşener'in bu tavrından sonra İYİ Parti'de tartışmalar da başladı ve istifalar art arda geldi. 

İstifaların arkasında nelerin olduğu, hangi vekilin hangi partiye geçtiği ve daha kimlerin istifa edeceği tartışma konusu oldu. 

İYİ Parti'nin Dilemması

2017 yılındaki referandumdan sonra Türkiye'de iktidara gelmek için yüzde 50+1 oy almak gerekmeye başladı.

2018 seçimlerinin hemen öncesinde kurulan İYİ Parti, iktidar tarafından seçime sokulmak istenmedi. 

İYİ Parti bu krizi CHP'den alınan 15 milletvekili ile çözerek seçime katılma hakkı elde etti. Bu çözüm İYİ Parti ve CHP'nin yakınlaşıp bir ittifak kurmasına neden oldu. 

Karşı cephede yer alan AKP-MHP ortaklığının oluşturduğu Cumhur İttifakı'na karşı, İYİ Parti ve CHP Millet İttifakı'nı kurdu, ittifaka Saadet Partisi de eklendi. Ancak 2018 seçimlerinde de istenen sonuç elde edilemedi. 

2018 seçimlerinin hemen ardından gelen 2019 Yerel Seçimleri ise bilhassa İstanbul ve Ankara'da büyük başarı elde edilmesine sebep oldu. İYİ Parti'nin desteklediği adaylar bu şehirlerde kazandı. İYİ Parti bu süreçte hiç büyükşehir kazanamadı ama muhalif cephede önemli bir mevzi elde edilmiş oldu. Bu seçimle beraber Türk siyaseti de Ekrem İmamoğlu ismiyle daha yakından tanıştı. 

2022 yılının Şubat ayında Kemal Kılıçdaroğlu'nun girişimiyle; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi ve Gelecek Partisi tarafından ilk Altılı Masa toplantısı yapıldı. 

Başta Millet İttifakı'ndan bağımsız olan Altılı Masa, 26 Ocak 2023'te 11. toplantısı sonrası kendini ilk defa "Millet İttifakı" olarak tanımladı. 

Akşener'in Masadan Kalkması: Adaylık Krizi

 

Muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışma konusuyken 2 Mart 2023'de Altılı Masa aday ismini belirlemek için toplandı. Kamuoyunun aday olmasını istediği iki isim vardı: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş.

Toplantıda Altılı Masa'da İYİ Parti hariç tüm partilerin Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına onay verdiği ve masada tartışma yaşandığı belirtildi. Akşener toplantıdan çıkarken sinirli şekilde görüntülendi. O gün bazı İYİ Partili isimler partinin Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı olduklarını belirtmek için bazı paylaşımlar yaptı. Yine aynı günün gecesi İYİ Parti acil olarak toplantı düzenledi. 81 ilin tüm başkanlarının Ankara'ya gelmesi konusunda çağrı yapıldı ve Cumartesi günü yapılacak GİK toplantısının Cuma günü yapılması konusunda karar verildi.

3 Mart 2023 tarihinde Meral Akşener yaklaşık 15 dakika süren bir açıklama yaparak Altılı Masa'dan kalktığını belirtti ve İmamoğlu ile Yavaş'a aday olmaları çağrısında bulundu. Akşener şunları söyledi:

İYİ Parti kıskaca alınmıştır, buna boyun eğmeyeceğiz. Ne bir kumar masasında ne de noter masasında olmayacağız.

Dün 5 siyasi parti ortak aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun adını söylediler. Biz masaya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın ismini beyan ettik. Ancak önerimiz kabul görmedi. Anladık ki şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edilmiştir. Biz İYİ Parti'yi bunun için kurmadık. Üzülerek söyleyerek geldiğimiz noktada Altılı Masa millet iradesini yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Bir noter masasına dönüşmüştür.

Açıklamalardan sonra CHP, MYK olağanüstü toplantısı; DP, Başkanlık Divanı olağanüstü toplantı yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa’da kalan 4 siyasi parti lideri ile telefonda görüştü. Ekrem İmamoğlu dahil 4 CHP belediye başkanı, Ankara’ya gelerek Mansur Yavaş ve Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.

Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu'nun emrinde olduklarını açıklayarak Meral Akşener'in çağrısına olumsuz yanıt verdiler.  

Kriz derinleşirken Altılı Masa'nın Akşener olsa da olmasa da 6 Mart 2023’te yeniden toplanacağı açıklandı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Meral Akşener’i toplantıya ikna edebilmek için İYİ Parti Genel Merkezi'ne gitti.

Bu süreçte CHP'ye yakın medya organları tarafından büyük bir linç kampanyası başlatıldı. 

6 Mart 2023 tarihinde ilk olarak beş siyasi partinin lideri Saadet Partisi Genel Merkezi'nde adayı duyurmak için toplanmıştı. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu'nun isteği üzerine İmamoğlu ve Yavaş, Meral Akşener'i masaya davet etmek için ziyaret etti ve toplantı 1 saat ileri alındı.

CHP Akşener'in masaya dönmesi için İmamoğlu ve Yavaş'ın cumhurbaşkanı yardımcıları olma şartını kabul etti ve İYİ Parti 72 saat sonra masaya geri döndü. Bu sayede Akşener, belediye başkanlarının adaylığından vazgeçmiş oldu.

Ancak Kemal Kılıçdaroğlu 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta iki tur olarak düzenlenen seçimleri kazanamadı. 

CHP'de Değişim

Seçimlerin kaybedilmesinin ardından muhalefet partilerinde iç hesaplaşma başladı. Hesaplaşmanın büyüğü CHP'de oldu. 

Seçimlerin kaybedilmesinin yanında AKP ile benzer ideolojik görüşlere sahip ve toplumsal karşılığı olmayan partilere 40 milletvekilliği verilmesi CHP'deki tartışmaları alevlendiren bir diğer konu oldu.

CHP'de genel başkanlık için adı öne çıkan Ekrem İmamoğlu'nun ve Özgür Özel'in anlaşmasıyla 5 Kasım'da yapılan CHP Kurultayı'nda Kemal Kılıçdaroğlu kaybeden isim oldu. 

CHP'nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel oldu. 

İYİ Parti'de Hesaplaşma

Seçimlerin ardından İYİ Parti de kongreye gitti. 24 Haziran'da yapılan kongrede konuşma yapan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Hesap veriyorum, sonra da hesap soracağım."  dedi.

Öte yandan Akşener, en büyük pişmanlığının CHP'den 15 milletvekili istemek olduğunu dile getirdi. 

Akşener'in konuşması oldukça sinirli bir tondaydı, partisinin milletvekilliği sıralarının parayla satıldığı iddialarına ilişkin de konuşan Akşener, "Beni parayla satın alabilen oldu mu? 30 yıllık siyasi hayatımda parayla ilgili hiçbir isnat olmamışken, bunu yapanlar kahrı perişan olsun inşallah. Biz, bugünlere milletimiz için geldik, hırslara esir olmadık. Kibirle kalplerimizi karartmadık. Makam sarhoşluğuna kapılmadık. Zaten makamla alakası olmayan tek kişi olarak sarhoş olmam da mümkün değil herhalde. Çünkü biz, bugünlere milletimizin teveccühüyle geldik. Ağzımdan 'ben' sözü duymadınız, 'biz' diye geldik. 200 kişilik kurucular kurulu kurduk. En fazla 80 kişi olur, 200 kişi niye oldu biliyor musunuz? Herkes borç çıkardı. Çocuğunun çikolata parasını koyduğunu iddia ettiler ve bazılarınız döndü dedi ki, 'Ben master paramı koydum.' Yahu niye koydun? Bu yola çıkarken hanginizden para istedim ki? Milletvekilleri, geçen dönem Meclis'e girdiniz. Genel Merkez'de para mı istedik sizden? Bugün milletvekilisiniz sizden para mı isteniyor? Genel Merkez yapıldı muhteremler 15 liralık çöp kutularını aldım ben. O gün bana 'Bu parayı nereden buldun' diye niye sormadınız? 'Nasıl buldun bu parayı, nereden buldun' niye demediniz? Çünkü sorumluluk almanız gerekiyordu, doğru mu? Kaçtınız. Bugün Meral Akşener'i düşmanlarının suçlamadığı, iftira atmadığı iftiralarla suçladınız. Kahrolun, kahrolun, kahrolun. İşte bu yüzden bizim siyaset anlayışımızın yönü de yolu da pusulası da milletimizin ta kendisidir." dedi.

Altılı Masa meselesine de değinen Akşener, şöyle devam etti:

"Şimdi biz fedakarlık yapan insanlarız ya, Türkiye bizim için önde ya, genel başkanınız bu konuda her türlü feragati, fedakarlığı yapan insan ya... Dolayısıyla biz bu parti seçime girebilsin diye önce Cumhuriyet Halk Partisinden 15 milletvekili istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır. Hesap yapıyoruz, hesap veriyoruz. Buyurun. Savaşmalıydık, bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik. Girmiyorsak da gereğini yapmalıydık. Savaşmadık, savaşmadık, savaşmadık. 15 milletvekili istedik, Sayın Kılıçdaroğlu'na buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Ama o gün bugün 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin'in 'Diyet'ine döndü bu iş. 

Hayatımın hiçbir döneminde asla hissetmediğim kadar çaresiz hissettim. Çünkü savaşmadık. Ben savaşı, mücadeleyi, canımla, kafamla, kellemle top oynamayı severim. Yapamadık, yapamadık. 28 Şubat'ta oynadım, şu kadar umurum olmadı. Tayyip Erdoğan'la ters düştük, mücadele ettim, şu kadar umurum, korkum olmadı. Her hafta benim tutuklanacağımı söyleyenler oldu aramızda. Hatırlıyor musunuz? Her hafta ben tutuklandım, 'Can, baş üstüne' dedim, şu kadar umurum, korkum olmadı. Ama cesaret edemedik, savaşmadık, mücadele etmedik. 15 milletvekili aldık. Bu bize neye mal oldu? Kuyruk siyasetine mal oldu. Ama eğriye eğri, doğruya doğru bu aynı zamanda Türkiye'ye büyük bir iyilik yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi ile yapılan bu işbirliği, sağda bulunan her renkten siyasi görüşteki insanların Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili ön yargılarının değişmesine sebep oldu. Sonra bu değişme, altılı masayı, Millet İttifakı'nı getirdi."

İttifaklar ve İstifalar

Akşener bu ifadelerinden sonra CHP'yle ittifaka kapıyı kapattı ve yaklaşan yerel seçimlerde İYİ Parti'nin 81 ilde de kendi adaylarını çıkaracağını vurguladı. 

Akşener'in vurgusu artık hür ve müstakil bir siyaset izleyeceklerini belirttiği "Üçüncü Yol" üzerineydi.  

Tabii İYİ Parti'nin tüm kadroları Akşener'le hemfikir değildi. İttifak süreci, bir ilişkiler ağını da beraberinde getirdi. Bu ilişkiler ağı merkezinde belediye imkanlarının olduğu girift bir yapıydı. Söz konusu ilişkiler ağı ile belediyelerin çeşitli imkanları çeşitli şekillerde kullanılıyordu.

Faruk Köylüoğlu

İYİ Parti'de ilk kriz Ankara'da patlak verdi. İYİ Parti Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu, Mansur Yavaş'ın karşısına aday çıkartılmaması gerektiğini ileri sürerek  istifa etti. 

Yazılı açıklama yayımlayan Köylüoğlu, İYİ Parti GİK toplantısında alınan kararla ilgili çekincelerini dile getirdiklerini söyleyerek, “Partimiz Genel İdare Kurulu’nda alınan, 81 ilde işbirliği olmaksızın yerel seçimlere girilmesi kararının ardından, Ankara açısından çekincemizi dile getirmiş bulunduğumuzdan işbirliği yapmamız gerekliliği konusundaki görüşümüz parti yönetimimizle çeliştiği için görevimizden istifamız kaçınılmazdır” dedi.

İdris Nebi Hatipoğlu

Köylüoğlu'nun ardından Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu da istifa etti. Bir süredir İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı'nda yer almasını savunan Hatipoğlu, AKP'ye katıldı. Bu gelişmeden sonra İdris Nebi Hatipoğlu'nun büyük ortağı olduğu şirkete Sanayi Bakanlığı'ndan 1.3 milyar liralık teşvik verildiği ortaya çıktı. Hatipoğlu'nun hissedarı olduğu Europen Endüstri İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi için ilk olarak Mart ayında 1 milyar 35 milyon TL'lik teşvik ödemesi yapıldı. 

Durmuş Yılmaz

Hatipoğlu'nun istifasının ardından İYİ Parti'nin ekonomi alanındaki önemli isimlerinden birisi olan Durmuş Yılmaz da istifa ettiğini açıkladı. Yılmaz'ın istifası diğerlerinin aksine tartışmasız ve sessiz oldu. 

Bahadır Erdem

İYİ Parti'den istifa eden bir diğer isim de seçim sürecinde Kılıçdaroğlu'nun adaylığını ateşli bir şekilde savunan isimlerden birisi olan Bahadır Erdem oldu. Bahadır Erdem'in istifa metninde Ankara ve İstanbul'da aday çıkarılmaması gerektiğine ilişkin şu ifadeler dikkat çekti: 

Unutulmamalı ki siyasi partilerinin görevi öncelikle memlekete ve millete hizmettir. Bu doğrultuda partimizin aldığı ve değiştirmemekte ısrar ettiği seçimlere “tüm illerde” ayrı aday ile girme kararı yani bir başka deyiş ile 2019 yerel seçimlerinde birçok ilde seçimin kazanılmasını sağlayan güç birliğini sonlandırmayı son derece yanlış bulduğumu bir kez daha belirtmek isterim.

Hiç şüphesiz ki İYİ Parti kurulduğu ilk günden bu yana milletimizin menfaati için çalışan, sorumluluk alan ve bağımsız bir parti olarak kendi adaylarını belirleme hakkına sonuna kadar sahiptir. Ancak diğer yanda da İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin muhalefette kalmasının seçmenimizin moral ve yaşam dengeleri açısından büyük bir katkı sağladığı aşikar olduğu gibi, iktidarın da ülkenin üzerinde kurduğu baskı rejiminde gücünü zayıflattığı bir gerçektir. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'mız Sn. Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'mız Sn. Mansur Yavaş'ın iktidarın tüm engelleme çabalarına rağmen son derece başarılı belediyecilik faaliyetleri gösterdiği iki şehrimizin sakinlerinin de malumudur."

Hatta bu sevgi kendi şehirlerini aşmış ve bu yüzdendir ki Sn. İmamoğlu ve Sn. Yavaş partimizin girişimleri ile 2023 Genel Seçimlerinde milletimize icraatçi Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı olarak gösterilmiştir. Ancak  2024 yerel seçimlerinde aday çıkarma kapsamına tüm illerin alınması ısrarı maalesef İstanbul ve Ankara'nın muhalefette kalmasını riske atmakta ve son dönemde Anayasa hususunda bilinçli olarak yaratılan büyük devlet krizini de göz önüne bulundurduğumuzda hukuk tanımaz AKP rejimi için yeni fırsatlar doğurmaktadır."

Bahadır Erdem'in istifasında da belediyelere ilişkin vurgunun yer alması "ilişkiler ağı" meselesini akıllara getirdi.

Adnan Beker

İYİ Parti'de son istifa eden isim ise Ankara Milletvekili Adnan Beker oldu. Milletvekilliğinden önce dört yıl boyunca Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde Grup Başkanvekilliği yapan Beker'in istifa metninde de Ankara Büyükşehir Belediyesi vurgusu yer aldı:

"Ankara’mızda yaşayan başta siz değerli Ankaralı hemşehrilerimin ve esnaflarımızın olmak üzere bana gelen tüm talepleri gücüm yettiğince dile getirmek, mümkün olduğunca yerine getirmek ve çözüme kavuşturmak amacıyla 2019 Yerel Seçimlerinde sizlerin teveccühü ile Ankara Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve İYİ Parti Grup Başkanvekilliği görevine seçildim. Çok şükür görevimi büyük bir özveriyle yerine getirdim.

Dört yıllık görev sürem boyunca 200 binden fazla vatandaşımızı ve partilimizi ABB İYİ Parti Grup Başkanlığımızda ağırladık. Sokağa indik; Ankara’mızı mahalle mahalle, sokak sokak, köy köy gezdik. İlçe ilçe Ankara’mızın problemlerine doğrudan temas ettik.  

14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerinde, Grup Başkanvekilliği görevimden ayrıldıktan sonra İYİ Parti üyelerimizin yüksek teveccühü ile temayül yoklamasında 3 bin 632 oy alarak, parti içi rekorla Ankara 2. Bölge 1. sıradan milletvekili adayı oldum.

Partililerimiz, yol arkadaşlarımız, gönüllülerimiz ile beraber soluksuz bir seçim kampanyası yürüttük. Seçim bölgemde İYİ Parti’nin oyunu hep birlikte artırdık. 

Sivil Toplum Kuruluşlarımız, Esnaf Birliklerimiz , Köy ve Mahalle Muhtarlarımız ve gençlerimiz ile sürekli bir araya geldik. Taleplerini TBMM çatısı altında dile getirdik; soru önergeleri, araştırma önergeleri ve kanun teklifleri verdik. 

Bu zamana kadar, başta Ankara'da yaşayan kıymetli hemşehrilerime hizmet olmak üzere, İYİ Parti'nin başarısı için durmadan, yorulmadan çalıştım. Bu süreçte benimle beraber yürüyen tüm yol arkadaşlarıma tek tek teşekkürlerimi iletiyorum.

İYİ Parti çatısı altında artık Ankaralı hemşehrilerim ve Yüce Türk Milleti’ne daha fazla katkı sağlayamayacağımı düşündüğümden, bugün itibariyle İYİ Parti’den istifa ediyorum.

Başta çok değerli Ankaralı hemşehrilerim olmak üzere, İYİ Parti İlçe Başkanlarımız, yöneticilerimiz, üyelerimiz, gönüllülerimiz ve İYİ Parti’ye oy vermiş tüm vatandaşlarımızla bugüne kadar nasıl hemhâl  olduysak bugünden sonra da kapım ve telefonum her zaman açık olacaktır."

Akşener'in İstismar Çıkışı 

Akşener, 8 Kasım'daki grup toplantısında ise yine sert ifadeler kullandı:

En fazla naz edilen, sözü kesilen, akıl verilen, en fazla parmak sallanan genel başkan benim. Allah nasip ederse o parmakları tek tek kıracağım. Toprak bizde, iklim bizde, su bizde ama parayı başkaları kazanıyor. Bu eğri düzeni mutlaka değiştireceğiz.

İsterse en yakınım olsun. Vallahi billahi değiştireceğim. En yakınım olsun, en güvendiğim olsun. Kazık atan herkesi buradan silmezsem adımı değiştireceğim.

İyiler Hareketi her türlü pisliğin, güç kullanımının, garibanı ezen anlayışın ve abidik gubidik yapıp cep doldurmaya kalkışanların karşısında, sırtında yara olmayan, tertemiz, gözümün içine baksan arkasının görüldüğü insanlardan oluşan bir partidir. Bunun dışında davrananların içimizde yeri yoktur. Garibanın hakkına giren, bir taraftan insanların emeği karşılığı aç gezdiği Türkiye'de saray rejiminin getirdiği yolsuzlukların, israfların, cebellezilerin en miniği dahi olsa gereğini yapmayan namerttir. Hele gariban kız çocuklarını, hele gariban delikanlıları, onları üzenleri ve istismar edenleri silmezsem adiyim.

Gazeteci İsmail Saymaz ertesi gün kaleme aldığı yazısında, "Akşener, İYİ Parti'de haftalardır süren gerilimi açıkladı. Çünkü bu sözlerle grup toplantısı sırasında salonda bulunan ve konuşmaları alkışlayan Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile Antalya Milletvekili Uğur Poyraz'ı kastediyor. Yakın zamana kadar Akşener'in en yakınında bulunan iki isim şimdi liderleri tarafından suçlanıyor. Dikbayır, Akşener'in banka hesaplarını inceletmekle ve belediyelerle ticari ilişkilere girmekle itham ediliyor. Poyraz ise Akşener'in aleyhinde ve özel kalemi hakkında konuşmakla eleştiriliyor. Poyraz'ın AK Parti'ye geçen Nebi Hatipoğlu'nun milletvekili olmasını sağladığı da ileri sürülüyor." diyerek Akşener'in hedefinde iki milletvekilinin olduğunu ileri sürdü. 

Dikbayır bu gelişme üzerine partinin Disiplin Kurulu'na kendisi başvurarak hakkındaki iddiaların araştırılmasını istedi. Poyraz ise “Beni kastettiğini düşünmüyorum. Üzerine alınacak bir durum yok” diyerek konuya ilişkin konuşmaktan kaçındı.

Sonuç

İstifalar basında sansasyon yaratsa da İYİ Parti tabanında bir kopma etkisi yaratmış değiller. Hatta bilakis istifa eden isimlerin kimisi Kılıçdaroğlu'nun adaylığını desteklediği için partiden ayrılmalı olumlu karşılanıyor. 

İYİ Parti'nin önünde şimdiye kadarkinden daha çetin ve daha fazla düşmanın olduğu bir yol var. Milliyetçi bir kitle tarafından kurulan İYİ Parti, bu sayede teveccüh kazanmışken "merkez sağ" olma gibi sınırları muğlak ve zemini kaygan bir politika izlemeyi tercih etti. Bu tercihin başarılı olmadığı artık ortada. 

İYİ Parti, hür ve müstakil bir politikayla ilerlediği takdirde gelecek yerel seçimlerde belki de genel seçimlerde aldığı oyun altında bir oy alacak. Ancak yeniden milliyetçi ve hem şehirliyi hem köylüyü yakalayabilecek politikalar izleyen bir İYİ Parti uzun vadede AKP-MHP ortaklığına karşı güçlü bir alternatife dönüşebilme potansiyeline sahip. 

İYİ Parti lideri Akşener'in önündeki liderlik sınavı işte tam da bu kısa vadede alınan hasarların üstesinden gelebilme ve partiyi tam anlamıyla kurumsallaştırıp geleceğe taşıma hususunda başlıyor.