Modern Ozanlar: Country Müziğe Bakış

TAKİP ET

Yeni country müzik alt-türleri Türk halk müziğinin geleceğine dair deneysel çalışan müziyenlere ilham verici olgular barındırıyor.

Müziğin gidişatını anlamak insanoğlunun gideceği yeri anlamanın ön şartı gibi. Geçmişini anlamak da nereden geldiğimizin: Müzik insanoğlunun evrimi boyunca çok erken safhalardan beri bize eşlik eden bir olgu.

En erken dönemde müzik iki işleviyle öne çıkıyordu diye tahmin edebiliriz: Kolektif trans sağlamak ve hikaye anlatmak. İlkine dair örnekleri Joseph Jordania çok güzel işler; birlikte şarkı söyleyen bir grupta kolektif bilinç transa geçer ve korku azalır, uyum artar, düşmana karşı koymamız kolaylaşır. Bugün buna ihtiyacımız yok, fakat belki de kendimizi bir kimliğe, gruba ait hissetmek için bu tür müzikler dinliyoruz.

Müzik hikaye anlatma işlevini hemen hiçbir zaman yitirmedi; Homerosçu yahut Manasçı ozanlardan Barış Manço’ya. Elbette hemen her şarkıda bir hikaye vardır, fakat bazı şarkılar doğrudan “narratif”tir, belli bir kurguda doğrudan hikaye anlatmayı, müziği yalnız bir araç olarak kullanmayı seçer. Bugüne bakınca çoğu pop şarkısının ve epey yükselişte olan rap müzik türünün ilk işlevi öncelediğini ileri sürebiliriz: Sözler çok önemli değildir; enstrüman kullanımındaki yetenek ve hatta sesin güzelliği. Modern yöntem ve araçlarla bir tür transa girebilmeyi sağlamak bu tür müziğin birincil işlevidir: İster canlı müzik dinleyen genç kızların puslu gözler ve ağır salınan el hareketleriyle müziğe eşlik etmeleri olsun, ister kulaklığındaki rap parçasını dinlerken bulunduğu ortamdan soyutlanan genç erkeğin transı.

Fakat müzikle hikaye anlatımı devam ediyor, üstelik ilginç ve bambaşka boyutlarla birleşerek: Amerikan country müziği, bir halk müziği olduğu kadar popüler de bir müzik türü. Biçim ve içerik değiştirerek de olsa, hibrit country türleri hem ABD’de popüler, hem de ABD’nin öncülük ettiği “süper-medeniyet” sebebiyle dünyanın geri kalanında kendisine dinleyici buluyor. Özellikle dark, gothic, rock gibi sıfatlarla anılan country müzik türlerinde sık rastlanan bir motif de, çoğu zaman aşk hikayesi dahi olmayan, western esintili yahut folklorik hikayeleri işleyen şarkı sözleri. Bunun ne anlama geldiğini ve çıkarılacak dersleri irdelemeden önce TamgaTürk okurları için bu tür müzik yapan üç gruba/sanatçıya sorular sorduk.

Sons of Perdition

Zebulon Whatley Sons of Perdition grubunun değişmez üyesi; asıl ismi Douglas ama bir Lovecraft öyküsünden aldığı takmaadını kullanıyor. Karanlık ve “tuhaf” country şarkıları yapmaya okulda bir ödev yaparken başlamış, sonraları bu işin üzerine düşmeye karar vermiş. Simon Broke ve Eli Rose de grubun bazı projelerinde yer alan diğer sanatçılar.

Psalms for the Spiritually Dead, Heathen Hof, Gathered Blood, Shadow of the Undertaker gibi albüm ve şarkı isimlerinden de anlaşılacağı üzere karanlık, dramatik ve İncil referanslı bir dünyaları var. Grubun ismi Sons of Perdition İncil’den alınma – Zebulon İsa’nın bile kurtaramayacağı kadar günaha gömülmüş bu varlıkların adını kullanmanın gayet uygun bir fikir olduğunu düşünüyor.

Yapmaya çalıştıkları şey konfor alanlarından çıkarak karanlık, tuhaf, dark-surreal hikayeler anlatmak. Bir şarkıyı özellikle piyanoda bestelediklerini söylüyor Zebulon, zira piyano çalmayı bilmiyormuş.

“Kendimi bildim bileli hem geleneksel country şarkılarını hem de koro halinde söylenen şarkıları çok sevdim” diyor Zebulon. “İkincisi muhtemelen Church of Christ cemaatinin içinde büyümemden kaynaklanıyor; bizim cemaatte enstrüman kullanmak yasaktı, bu yüzden insan seslerinden katmanlar oluşturarak müzik inşa etmek çok önemliydi. Ergenlik çağıma geldiğimde endüstriyel, gotik ve yeni romantik grupları dinlemeye başladım. Tam olarak bu zamanda hikaye anlatma işinin çerçevesi beynimde oluşmaya başlamış olmalı.

Bizim müziğimize benzer işler yapan grupları hemen hiç dinlemediğimi itiraf etmek zorundayım, çünkü onlardan etkilenmek istemiyorum. Fakat müziğin yeniden bağlamlandırılması ilginç bir mesele. Mesela bir hayalet öyküsünü ele almak, onu bir aşk şarkısının iskeletine oturtmak ve iki farklı müzik tarzını birbirine vurarak ortaya yepyeni bir şey çıkarmak. Sanırım ‘özgün’ bir şey yaratmanın en kolay yolu bu, o yüzden böyle yapıyoruz.

Kişisel hayatıma gelince, beni müziğimle tanıyan birçok insanı hayal kırıklığına uğrattığım vakidir, zira benim karanlık, hayaletimsi bir adam olmamı bekliyorlar. Gerçek hayatta ben Anton Chigurh’tan çok Sünger Bob’a yakınım – fakat bu güzel bir intikam sahnesi yazmayı istemeyeceğim anlamına gelmiyor.

Zebulon kendisini “çok tembel olduğu için roman yazmaktansa şarkı yapmaya yönelen bir yazar” gibi gördüğünü söylüyor. Kafiyeye önem verilerek örüldüğü her halinden belli müthiş bir intikam şarkısı olan Anhelo’nun yazarından, çoklarımızın Django Unchained ile tanıdığı Brother Dege’ye geçiyoruz.

Brother Dege

Dege Legg Güney’de doğmuş ve Güney’in tamamını geçici işçi yahut aylak olarak gezmiş bir maceracı. Brother Dege adıyla müzik yapıyor. Müzik tarzını tanımlara sıkıştırmaktan hoşlanmayan Dege, Güney’in sesini blues, country ve deneysel müzikle harmanlayıp sunduğunu söylüyor.

“İyi bir hikaye anlatıcısı varsa hikayesini hangi formatta olursa olsun dinlerim” diyor Dege. “Şarkı yazmak da müthiş bir format, zira çok serbestsin. Hikayeyi kelimelere dökmene bile gerek yok, bazen sadece bir ses çıkarman yeterlidir. Birincil tekil şahısla konuşuyorsan bile kendinden bahsetmiyorsundur, o esnada birinin yerine geçip onun hikayesini anlatıyorsundur. ‘Crazy Motherfucker’, mesela, hayatın başına getirdiği olaylardan sonra aklını kaybeden birine dair eğlencesine yazılan bir şarkıyla başladı, fakat sonraları sürekli çalıp söyledikten sonra aşka düşünce nasıl çıldırdığını anlatan bir şarkıya evrildi. Şarkıların anlamları böyle biçim değiştirebilir, insan büyüdükçe ve tecrübe kazandıkça, hem şarkıyı söyleyen, hem dinleyen için yeni anlamlar yaratılır. Müziğin ve şarkıların doğasındaki büyük bu bence. Nasıl dünyanın tektonik plakaları ayağımızın altından kayıyorsa, müzik de sürekli anlam değiştiriyor – fakat içinde yaşamaya devam ediyoruz.”

Şarkılarındaki kadar “atarlı” ve pervasız mısın diye soruyorum. “Şarkılarım otobiyografik değil elbette” diyor, “fakat anlattığım hisler hep yaşadığım hisler. Sadece bu hisleri yeni bir hikayeye oturtuyorum.” Hikaye anlatış tarzıyla ilgili ilginç bir tespit de yapıyor: “Hikayelerim doğrusal değil. Birçok fotoğrafı üst üste getirip duygusal bir kolaj yapılmış gibi sahnelerden oluşuyor.”

“Genç ölmek için çok yaşlıyım” diyen Dege, ekseriyetle “yan çizen”, sıkılan, usanan, “kötü yola düşmeye karar veren” insanların öykülerini anlatıyor. “Ölüp Gitmeden Önce” daha fazla oyalanmak istemiyor – yukarıya çıkmak, ereğine ulaşmak istiyor fakat bunun ne olduğunu asla tanımlamıyor. Belki de bu yüzden şarkılarında anlattığı hikayelerle bu kadar kolay özdeşlik kurabiliyoruz.

Ghoultown

Ghoultown seçtiğimiz gruplar arasında rock-metal sesini daha net duyduğumuz bir müzik yapıyor. Grubun kurucusu ve sahne yüzü Lyle Blackburn, klasik country yarzının yanında rock, metal ve psychedelic müzikten etkilendiklerini söylüyor.

Daha karanlık temaları ve kötücül bir boyutu göstermeyi tercih ettiklerini söyleyen Blackburn, eski folklorik hikayelerin ve western anlatılarının yanında İrlanda mitoloji ve folklorundan da beslendiklerini ifade ediyor. Diğer gruplarda olduğu gibi Blackburn da normal hayatında “şarkılarındaki gibi olmadığı”nı, diğer insanlar gibi bir hayat sürdüğünü fakat bu hikayelerden hoşlandığını belirtiyor ve hayati bir tespit ekliyor: Sanırım roleplaying yapmayı seviyoruz. Müzikte söz meselesini konuşurken önemli tespitleri devam ediyor:

“Her zaman sözlere önem veririm, yalnızca müziğe odaklanmam. Sanırım bu yüzden hikaye anlatan şarkılar yapıyorum. Marty Robbins ve Johnny Cash gibi hikaye anlatan şarkılar yapmış eski country üstadlarından bu yönde etkilendiğimi söylemek mümkün.

Drink with the Living Dead şarkısı, önce başlığını bulup sonra hikayesini yazdığımız bir işti mesela. Bunu yaparken de kaçınılmaz olarak asırlar önce müziğin ve hikayenin gücünü ehlileştirmiş ozanlara kulak vermek zorundasın.  Bir hikaye müziğe oturtulduğunda daha etkili ve daha akılda kalıcı oluyor, bu yüzden bu ozan geleneği zamandan bağımsız bir şekilde var olmaya devam ediyor. Bahsettiğim şarkının bestesi epey basit, ancak hikaye vurucu olduğu için o şarkıyı beğeniyorsun. Girişi ve nakaratı biraz çalışıp bir anda sözleri dökmeye başladığım bir şarkıydı o, epey de uzun bir şarkı, ama hikaye güzel olduğu için dinleyici sıkılmadan hikayeye kapılıp gidiyordu. Yalnız sen değil, birçok insan bu şarkıyı çok beğeniyor ve ben bunu hayretle izlesem de, eski ozan geleneğinin modern piyasada hala para ettiğini gösterdiğini düşünüyorum.”

İlham kaynaklarını ve müzik zevkini konuştuğumuzda diğer sanatçılar gibi deneyselliğin ve özgünlük arayışının belirleyiciliğinden bahsediyor: “Daha önce söylenmemişi söylemeye çalışıyoruz, bu yüzden farklı tarzları birleştiriyoruz, grubun her üyesi yeni bir şeyler katıyor.”

Halk Müziği Country Müziği Olur mu?

 

Bütün dünyada “folk” müziğe ilgi var, özellikle İskandinav ve Keltik temalı rock-metal tarzında hibrit formlar rap müziğin esir alamadığı gençler arasında popüler. Fakat Amerikan Country müziği bunlar arasında ayrıksı duruyor demek mümkün: Country ABD’de çok popüler. Country Music Association’un verilerine göre ABD’de nüfusun %50’sinden fazlası country dinliyor ve bu oran hiçbir bölgede %49’un altına inmiyor, üstelik dinleyici profilinin demografik özellikleri ülke ortalamasıyla birebir aynı; bu da toplumun yalnız bir kesiminin “halk müziği” dinlemediğini, epey yaygın olduğunu gösteriyor.

Git gide daha “macerasız” ve hikayesiz hayatlar yaşamaya başlayan modern insanın roleplaying içeren müziklere yönelmesi beklenen bir şey. (Pes edenlerin yalnız trans halini yahut iptidai rahatlamayı temin eden müzik türlerine yönelmesi de) Yeni enstrümanlar ve modern insanın kulağının alışık olduğu formları içeren geleneksel müzik türleri ise epey başarılı oluyor: Hem eski ve demode algısından kurtuluyorlar, hem de eski ozan geleneğinin asırların süzgecinden geçmiş ve etkili olduğunu ispatlamış yöntemlerini kullanıyorlar. Bizde Barış Manço’nun tekil, Anadolu Rock akımının kısmi başarısını biraz bu zaviyeden okumak gerek.

Şu halde terekesindeki hazineyle Türk halk müziği, doğru melezlemelerle ülkenin anaakım müziğine dönüşebilir; country müziği gibi “ulusal müzik” halini alabilir. Kültür endüstrisi içinde müzik başka işlevleriyle de yer tutuyor elbette; o yüzden diğer müzik türlerini yok edemez yahut ikame edemez, yine de modern hikaye anlatıcısı ozanlara ihtiyacımız olduğu kesin.

M. Bahadırhan Dinçaslan

Country folk müzik Brother dege Ghoultown Sons of Perdition söyleşi dosya haber halk müziği Bahadırhan Dinçaslan