Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - IX | Mülteciler Irkçılık Getirir mi?

TAKİP ET

"Türk'e faydası olmayacaksa Turan fikrinin anlamı olmadığını sarih bir biçimde dile getiren sayın Dinçaslan'a selam olsun."

M. Bahadırhan Dinçaslan'ın "Ulusalcı Olmayacağız" çıkışıyla birlikte yaptığı davet üzerine, TamgaTürk okurları "Seküler milliyetçilik nereye/nasıl?" sorularına verdikleri cevapları gönderdiler. Seküler Milliyetçilik dosyası boyunca zaman zaman müstakil makaleler, zaman zaman derleme ve analizler halinde bu cevaplara yer vereceğiz. Dosyanın dokuzuncu makalesi, Şamil Özlü'nün kaleminden "Mülteciler Irkçılık Getirir mi?"

Mülteciler Irkçılık Getirir mi?

Umut Özkırımlı “Milliyetçilik Kuramları” kitabında milliyetçiliğin akademik araştırma konusu olarak görülmeye başlanmasının 20.yüzyıl başı gibi oldukça geç bir tarihe tekabül ettiğini söyler. Yazarın kendi ifadesiyle “ortaya çıktığından beri birey ve insan hayatından daha değerli olan” milletin, bilim dünyasında bu kadar geç tarihte ele alınmaya başlanması hakikaten düşündürücüdür.

Millet, Benedict Anderson’un tabiriyle “mutasavver” bir kavramdır. Yani hayali değil, tasavvur edilmiş (bkz: Imagined Communities). Milletin, tarih boyunca insanoğlunun geçirdiği sosyolojik evrimin neticesinde ortaya çıkmış, bugün faydalı gördüğümüz demokrasi, anayasal düzen vb. kavramların işlemesi için gerekli olan bir “icat” olduğu söylenebilir. 

Kendi zaviyemizden bakacak olursak, Türk milliyetçiliğinin doğuşundan itibaren çeşitli fikir adamları tarafından farklı Türk milleti tarifleri kullanılmıştır. Türk milletinin tarifini yapmak bu yazının amaçları arasında olmadığından bu konuya girmeyeceğim.Basitçe ifade etmek gerekirse, Türk milliyetçileri olarak Türk milletinin çıkarlarını gözetiyoruz ve bu minvalde fikirler üretiyoruz.

Yıllarca kendi fikir sistemi yokmuş da adeta komünizmle mücadele teşkilatıymış gibi görünen Türk milliyetçiliği günümüzde artan mülteci karşıtlığı üzerinden insanların sarıldığı bir fikir yapısı haline gelebilir. Aslında “din kardeşimiz” olan, Ortadoğu’nun birtakım farklı ülkelerinden vatanımıza akın eden insanlarınyaptığı çeşitli rahatsız edici hareketlerin, gün geçtikçe sosyal medyada ve çeşitli platformlarda yayılması, insanlara zamanında koyulmuş “Muasır medeniyetler seviyesine çıkma” hedefinin, tam anlamıyla başarıya ulaşmasa da; yalnızca yürünecek bir yol tayin etmesinin getirdiği faydaların, benzer devrimi yapamamış topluluklarla aramıza koyduğu farkı, ümit ederim ki göstermeye başladı. 

Son günlerde -ya da aylarda- tartışma konusu olan “yükselen milliyetçilik”in neden yükseldiğini etraflıca düşünmeden yalnızca “mülteciler geldi, insanlar sağa kaydı” gibi sığ açıklamalar yapmak komik kaçıyor. “Zaten Avrupa’da da mültecilerden dolayı aşırı sağ yükseliyor.” benzeri söylemlerin iyi niyetine şüpheyle bakmamız gerektiği kanaatindeyim. Maalesef bir fikirle mücadele etmek isteyen insanların o fikrin ne olduğunu umursamadan, fikri farklı bir zeminde, farklı bir kıyafetle boğma çabası iyi niyetten oldukça uzak. Öyle ki "mülteciler neden ve nasıl geldi, neden gitmeliler?”i anlatmaya çalışan Türk milliyetçisi bir bilim adamını “Zaten ırkçıydı, faşistti.” diyerek kendilerince mat ediyorlar.

Millet olmak iyi bir şeydir ancak yıllardır 36 etnik unsurdan biri olmaya indirgenip millet olma niteliği ağır zarar gören Türk milletinin sinir uçlarına dokunularak neticesinde Türk’e fayda getirmeyecek aksiyonların ortaya çıkarılması çabasının Türk milliyetçiliği fikir dairesinde olmayacağı açıktır. (Türk’e faydası olmayacaksa Turan fikrinin anlamı olmadığını sarih bir biçimde dile getiren sayın Dinçaslan’a selam olsun.*)

Bugün kendini milliyetçi olarak tanımlayan ancak milliyetçiliğin ve milletin ne olduğu konusuna kafa yormamış, milliyetçiliği yalnızca “devletin bekası”nın tehlikeye düştüğü bazı durumlarda, yağmurda ortaya çıkan şemsiye satıcıları misali ortaya çıkan, aksi takdirde sandıkta naftalin kokusuyla bekleyen bir kavram olduğunu düşünen, düşünmese bile bilinçaltına meseleyi bu şekilde kodlamış mebzul miktarda insan olduğu kanaatindeyim. Bu insanlara basitçe ülkümüzün Türk’ün iyiliği olduğunu kavratmalıyız. Türk milliyetçileri olarak yalnızca birilerinin yanında yahut başka birilerinin karşısında mevzi almaktan ziyade politika üretebildiğimizi anlatabilmemiz gerek.

Tabii ki hedef kitlemiz bizim ne olduğumuzu veya olmadığımızı işine gelmediği için anlamak istemeyen insanlar değil. Türkiye’nin tartışma kültürü açısından körler ülkesi konumunda olmasından mütevellit, tek gözünün gördüğünü keşfeden her aklı evvelin “Yahu ben acaba ne dedim?” sorgulamasını yapmadan kuyuya attığı taşları çıkarmaya çalışmak, Türk milliyetçisinin görevi olmamanın ötesinde herhangi bir vatandaş için de beyhude bir çabadır. 

Hülasa, insanlara, yanlış bir biçimde, fikir üretmeyen yalnızca komünist döven birtakım insanlar olmadığımızı anlatmayı daha bitirememişken bir de şimdi fikir üretmeyen ve mülteci kötüleyen bir imajın Türk milliyetçilerinin sırtına yüklenmesi isabetli olmayacaktır. Bir süredir devam eden bir partinin iktidarın peyki olması durumunun getirdiği “Bakın milliyetçi Türkiye ne hale geldi.” söylemini düşünürsek; bu söylem, yıllardır aklı başında her insanın uyardığı gibi mülteci sorunu görmek ve hayal etmek istemediğimiz tablolara yol açarsa, korkarım ki "Bakın milliyetçiler ne yaptı." haline gelebilir.

İnsanları radikalize ederek “aşırı milliyetçi, ırkçı” eğilimlerin ortaya çıkmaması adına her meselede olduğu ve olması gerektiği gibi burada da fikirlerimizi bilimsel zeminde temellendirerek anlatmamız gerektiği kanaatindeyim (Hoş zaten anlatıyoruz da). Neticesinde ulaşmak istediğimiz amacımızın Türk milletinin insanca yaşaması ve muasır medeniyetlerdeki insanlara imrenmeye gereksinim duymayacak nitelikte bir Türkiye olduğunu beyan eder, sözlerime 7.asırdan bir sözle son vermek isterim: “Türk milleti, sonsuza dek il tutarak oturacaksın!” (Bilge Kağan, Kül Tigin Yazıtı, Güney Yüzü, 8.Satır)

  Şamil Özlü Dosyanın Birinci Makalesi: Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - I | İdeolojik Kıtlık — Yiğit Özalkuş Dosyanın İkinci Makalesi: Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - II | Türk Milliyetçiliği Üzerine — Halil Doğangüzel  Dosyanın Üçüncü Makalesi: Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - III | Milliyetçiliğin Rotası Nereye Gidiyor? — Emir Abbas Gürbüz Dosyanın Dördüncü Makalesi: Seküler Milliyetçilik Tartışmaları IV | Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - IV | Türkçülük, Laiklik, Sekülerlik — İskender Öksüz Seküler Milliyetçilik Tartışmaları V | Gidiyor Gibi Ama Gitmiyor: Bir Erkek Yahut Erkeklik Dâvâsı Olarak Türkçülük — Abdulkerim Şeker Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - VI | 'Yeni Dünya Düzeni'nde Kurtuluşun Altın Anahtarı: Seküler Milliyetçilik — Emrah Birgül Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - VII | Seküler Milliyetçilik Nereye Gitmelidir, Nasıl Gitmelidir, Özellikleri Ne Olmalıdır? — Hakkı Başar Seküler Milliyetçilik Tartışmaları - VIII | Uzaktan ve Dışarıdan — Oğuz Gürler

Seküler milliyetçilik tartışmaları mülteciler ırkçılık getirir mi ümit özdağ turan Bahadırhan Dinçaslan şamil özlü oğuz gürler iskender öksüz emir abbas gürbüz yiğit özalkuş milliyetçilik turancılık türkçülük