Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı.
Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi.
TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.
Bu sebepler arasında, kuşkusuz ki doğal yaşamı yıkıma uğratan orman yangınları de yer aldı. AKP döneminde orman yangınlarının sayısı ve yanan alanın büyüklüğü hızla arttı. Rant ve siyasi çıkarlar uğruna yanan ormanlarımız, devlet kapasitesinin yetersizliği yüzünden heba oldu.
AKP Döneminde Orman Yangınları
Türkiye, son yıllarda birçok ilde çıkan orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Yangınlar hem doğal hem de kültürel değerleri yok ederken, can ve mal kayıplarına da neden oluyor. Peki, orman yangınları Türkiye’de ne kadar sık görülüyor? AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri orman yangınlarında nasıl bir artış gerçekleşti?
Orman Yangınlarının Sayısı ve Yanan Alan Arttı
Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında meydana gelen orman yangını sayısı 1471 iken 2020 yıl sonu verilerine göre bu sayı 3399’a yükseldi. Bu, yaklaşık %250’lik bir artış anlamına geliyor. Aynı dönemde yanan orman alanı da 11 bin hektardan 83 bin hektara çıktı. Bu da %650’lik bir artış demek.
Orman yangınlarının artmasında iklim değişikliğinin rolü büyük. BBC Türkçe’nin haberine göre, iklim değişikliği sonucu sıcaklık ve kuraklık artarken, rüzgar ve yıldırım gibi hava olayları da şiddetleniyor. Bu da orman yangınlarının hem çıkma hem de yayılma riskini artırıyor. Özellikle Akdeniz bölgesi, iklim değişikliğinin etkilerine en çok maruz kalan bölgelerden biri.
Ancak orman yangınlarının sebebini yalnızca iklim değişikliğine bağlamak mümkün değil. Orman köylülerinin bulundukları bölgeleri terk etmek zorunda kalmaları ve orman arazilerinde yapılan çalışmalardan kaynaklanan ihmaller de çok sayıda orman yangınına sebep olabiliyor.
Tüm bunlara ek olarak çeşitli terör örgütlerinin çıkardığı bilinçli yangınlar ve kundaklamalar da ekolojik terörizm adı altında Türkiye Cumhuriyeti'ne zarar vermeyi amaçlıyor.
Orman Yangınlarının Nedenleri
Orman yangınlarının nedenleri arasında doğal sebepler (yıldırım, volkanik faaliyetler vb.), insan kaynaklı sebepler (ihmal, kaza, kasıt vb.) ve terör eylemleri sayılabilir. OGM verilerine göre 2002-2020 yılları arasında çıkan orman yangınlarının %88’i insan kaynaklı sebeplerden kaynaklanmış. Bu da insanların ormanlara karşı daha duyarlı ve sorumlu olması gerektiğini gösteriyor.
Hem ekolojik hem de ekonomik açıdan çok ağır sonuçları olan orman yangınları; biyolojik çeşitliliği azalmasına, toprak erozyonunu artmasına, su kaynaklarının kirlenmesine ve karbon salımının yükselmesine sebep oluyor.
Ayrıca orman yangınları, yerel halkın geçim kaynaklarını yok edip, turizm gelirlerini düşmesine ve sağlık sorunlarına yol açıyor.
Peki AKP istibdadı orman yangınlarının önüne geçebilmek için ne gibi önlemler alıyor?
AKP’nin Yangın Söndürme Uçakları: Rezaletin Anatomisi
AKP’nin yangın söndürme uçakları konusundaki politikaları, Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadele kapasitesini yıllar içinde zayıflattı. AKP, yangın söndürme uçaklarını satarak, kiralayarak veya almayarak hem ekonomik hem de siyasi hesaplar yaptı Bu hesaplar, Türkiye’nin doğal ve kültürel değerlerini tahrip ettiği gibi; insanlarımız, ülkemizin başlıca ihtiyacı olan stratejik bir güçten mahrum bırakıldı
Bakım ve Maliyet Bahanesi
AKP, 2004 yılında Türk Hava Kurumu’na (THK) ait 19 adet CL-215 tipi yangın söndürme uçağını satışa çıkardı. Satış gerekçesi olarak uçakların eski ve bakım maliyetlerinin yüksek olması gösterildi. Ancak bu uçakların 15 tanesi Kanada’ya satıldıktan sonra modernize edilerek yeniden hizmete girdi.
Amfibi Uçak ve Helikopter Meselesi
AKP, yangın söndürme uçaklarının sadece yaz aylarında kullanıldığını ve kış aylarında boşta kaldığını iddia etti. Bu nedenle yangın söndürme uçaklarının yerine amfibi uçakların daha uygun olduğunu savundu. Ancak amfibi uçakların da sadece su kaynakları olan yerlerde kullanılabildiği ve su alırken zaman kaybettirdiği belirtildi.
AKP, yangın söndürme uçaklarının yerine helikopter veya amfibi uçakların daha etkili olduğunu ileri sürdü. Ancak uzmanlar, helikopterlerin daha az su taşıyabildiğini ve daha düşük irtifada uçmak zorunda kaldıkları için daha riskli olduklarını vurguladı. Ayrıca amfibi uçakların da yangın söndürme uçaklarına göre daha pahalı olduğu ve daha az sayıda bulunduğu ifade edildi.
Bitmek Bilmeyen THK Nefreti
Yangın söndürme uçaklarının sahibi olan Türk Hava Kurumu (THK) ile AKP arasındaki anlaşmazlıklar: AKP, THK’nın yangın söndürme uçaklarını kullanmamakta diretti. Bunun nedeni olarak THK’nın AKP’ye muhalif bir tutum sergilemesi ve AKP’nin THK’nın mülkiyetindeki arazileri istemesi gösterildi. Ayrıca THK’nın yangın söndürme ihalelerine katılmasına da engel olunduğu iddia edildi.
AKP, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında THK’yı FETÖ ile ilişkilendirdi ve kuruma kayyum atadı. 2019 yılında kuruma kayyum olarak atan Cenap Aşçı, THK’nın FETÖ tarafından ele geçirildiğini ve içini boşalttığını iddia etti.
THK Uçaklarına Neler Oldu?
2004 yılında THK’ya ait 19 adet CL-215 tipi yangın söndürme uçağını satışa çıkarması: Bu uçaklar, Kanada’ya satıldıktan sonra modernize edilerek yeniden hizmete girdi. Bu uçaklar, Türkiye’nin 2021 yılında yaşadığı yangın felaketinde büyük fayda sağlayabilirdi.
2019 yılında hiç yangın söndürme uçağı bulundurmaması: AKP, THK’nın yangın söndürme uçaklarını kullanmayı reddettiği için 2019 yılında hiç yangın söndürme uçağı bulundurmadı. Bu yıl Türkiye, binlerce hektarlık orman alanını kaybetti.
AKP Yine İşgalci Rusya'nın Çıkarlarına Hizmet Etti
AKP, İşgalci Rusya ile işbirliği yapma isteği nedeniyle Rusya’dan günlüğü 1.3 milyon liraya üç adet Beriyev-200 tipi amfibi uçak kiraladı. Bu uçaklar, yangın söndürme uçaklarına göre daha pahalı ve daha az sayıdaydı. Ayrıca bu uçaklar, sadece su kaynakları olan yerlerde kullanılabiliyordu ve su alırken zaman kaybettiriyordu.
Bahane Hazır: Bütçe Yok
2023 yılı için yangın söndürme uçakları için yeterli bütçe ayırmaması: AKP, 2023 yılı için yangın söndürme uçakları için sadece 1.2 milyar TL bütçe ayırdı. Bu bütçe, en genci 8 yaşında olan CL-415 tipi yangın söndürme uçaklarından iki adet satın almaya dahi yetmiyordu. Oysa AKP, kâğıt üstündeki uzay programına 1.4 milyar TL harcamayı planlıyordu.
Bu hataların sonucunda Türkiye, orman yangınlarıyla mücadelede ciddi bir kapasite kaybına uğradı. Türkiye’nin orman varlığı ve biyolojik çeşitliliği büyük zarar gördü.
Madalyonun Diğer Yüzü: Rant Kapısı
Orman yangınları ile rant arasındaki ilişkiyi şu şekilde özetleyebiliriz:
Orman yangınları sonucunda yanan orman arazileri, Anayasa’nın 169. maddesine göre yeniden ormanlaştırılmalı ve başka bir amaçla kullanılamaz. Ancak AKP iktidarı, orman yangınlarını fırsata çevirerek yanan orman arazilerini turizm yatırımcılarına açmak için yasal düzenlemeler yaptı. 28 Temmuz 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ve ormanlık arazide yapılaşma yetkisini Turizm Bakanlığı’na bırakan 7334 sayılı kanun bunun en önemli örneğidir.
Bitmek Bilmeyen Tesadüfler
Bu kanuna göre, Kültür ve Turizm Gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile orman arazileri kamu yararı kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek. Yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan edilecek bu alanlardaki bütün devlet taşınmazları da turizm kapsamına alınabilecek. Bu kanun, orman yangınlarının başladığı gün yürürlüğe girdi. Bu tesadüf, AKP’nin orman yangınlarını ranta dönüştürme planının bir işareti olarak yorumlandı.
Orman yangınlarının çıkışında veya yayılmasında kasıtlı veya ihmal sonucu insan kaynaklı faktörlerin rol oynadığı iddia edilmektedir. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2021 faaliyet raporuna göre, 2021 yılında yaşanan 2793 orman yangınının %33’ü kasıtlı olarak çıkartıldı.
Sebebi Bilinmeyen Orman Yangınları
Ayrıca sebebi bilinmeyen orman yangını sayısı da toplam orman yangını sayısının %47’sini oluşturdu. Bu durum, idarenin orman yangınlarını önleme ve söndürme konusunda yeterli tedbirleri almadığını veya almak istemediğini göstermektedir. Orman Genel Müdürlüğü’nün sorumlulukları arasında orman yangınlarını önlemek ve söndürmek için her türlü hizmeti yapmak veya yaptırmak; yangın emniyet yolları ve kuleleri yapmak; yangın söndürme alet ve malzemesi bulundurmak; yangın çıkış nedenlerini belirlemek; yangından zarar gören alanları yeniden ağaçlandırmak gibi görevler vardır. Ancak idare bu görevleri yerine getirmekte eksiklikler yaşamaktadır.
AKP iktidarı, orman yangınının çıktığı arazilere otel dikmek için yasal düzenlemeler yaptı.
7334 Sayılı Kanun
Bunlardan en önemlisi, 28 Temmuz 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ve ormanlık arazide yapılaşma yetkisini Turizm Bakanlığı’na bırakan 7334 sayılı kanun. Bu kanuna göre, Kültür ve Turizm Gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile orman arazileri kamu yararı kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek. Yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan edilecek bu alanlardaki bütün devlet taşınmazları da turizm kapsamına alınabilecek.
Bu kanun, orman yangınlarının başladığı gün yürürlüğe girdi. Bu tesadüf, AKP’nin orman yangınlarını ranta dönüştürme planının bir işareti olarak yorumlandı. Ayrıca bu kanun, belediyelerin yetki ve gelirlerini de tırpanlayarak yerel yönetimleri devre dışı bıraktı.
Orman Yangınının Çıktığı Arazilere Hangi Yandaş Müteahhitler Otel Dikti?
Orman yangınının çıktığı arazilere otel dikmek isteyen yandaş müteahhitlerin bazı örnekleri şunlardır:
- AKP'li Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy:
Gazeteci Candaş Tolga Işık, Bodrum Gölköy’de Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un orman arazisinde otel inşaatı yaptığını iddia etti. Işık, bu arazinin 2000 yılında bir Türk firmasına, 2011 yılında bir Azerbaycan firmasına tahsis edildiğini, 2012 yılında bakanlık tarafından ek tahsis verildiğini ve 2020 yılında Ersoy’un bu oteli satın alarak yıktığını ve yeniden inşa ettiğini söyledi. Bu iddia, sosyal medyada büyük tepki topladı.
- Rixos Otelleri sahibi Fettah Tamince:
Rixos Otelleri sahibi Fettah Tamince, AKP’ye yakınlığıyla bilinen bir iş insanıdır. Tamince’nin Antalya Belek’te orman arazisi üzerine kurduğu Rixos Premium Belek Otel’i, 2015 yılında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na dönüştürülmüştü. Tamince’nin ayrıca Muğla Marmaris’te orman arazisi üzerine kurduğu Rixos Marmaris Otel’i de 2018 yılında yangın çıkartılarak yakılmıştı. Bu olayda, otelin yerine daha büyük bir otel yapmak için yangının çıkartıldığı iddia edilmişti.
- Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir:
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de AKP’ye yakın bir iş insanıdır. Özdemir’in Antalya Kemer’de orman arazisi üzerine kurduğu Limak Limra Otel’i, 2019 yılında yangın sonucu zarar görmüştü. Bu olayda da, otelin yerine daha büyük bir otel yapmak için yangının çıkartıldığı iddia edilmişti.
Bu bilindik fiyaskoların yanısıra ormanlık arazilerin yönetimi de çok kötü durumda. Örneğin ormanlarda "düzenli tımarlama işlemi" adı altında ağaç yoğunluğu da ciddi oranda azaltılıyor. Yani ormanlarda denetimsiz biçimde ağaç kesimi yapılıyor. Bu tımarlama işlemi sırf gerektiğinde yangın söndürme çalışmalarını kolaylaştırmak ya da ağaçlık arazide yol açmak adına yapılsa sorun yok. Ancak bugün görüyoruz işte; orman vasfını yitirmiş arazi bahanesiyle bir sürü alan ihâle usülü satışa çıkarılıyor. Ormanlık alanların içine kadar giren sürüsüyle villa sitesi de cabası. Bugün iktidarın "işte şu kadar ağaç diktik" safsatasına nedense muhalefet tarafından da doğru-dürüst tepki gösterilmiyor. Oysa yurt genelinde ormanların yoğunluğu hiç de iç açıcı durumda sayılmaz bugün. Ormanlık bölgelerin yoğunluğu/verimi kasıtlı olarak düşürüldüğü sürece yağış rejiminin düzene girmesi de olası değil. Aksini iddia edenler uydu görüntülerinden elde edilen haritalardaki orman yoğunluğuna bir göz atabilir.