Türkistan coğrafyasında ülkeler arasında ikili ittifak anlaşmalarına bir yenisi eklendi. Orta (Merkez) Asya’nın çoğunluğu Türk nüfuslu olmayan tek ülkesi Tacikistan ile Özbekistan arasında ilişkileri ittifak seviyesine çıkaran bir anlaşma 18 Nisan 2024 tarihinde imzalandı. Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın (Emomali Rahmon) Özbekistan ziyaretinde iki ülke cumhurbaşkanları arasında imzalanan anlaşma “İttifak İlişkileri Anlaşması” adını taşıyor. İki ülke arasında uzun zamandır olumlu seyreden ilişkiler böylece yeni bir biçim kazanmış oluyor.
İttifak anlaşması ile birlikte ayrıca iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik 27 yeni belgenin imzalandığı açıklandı. Özbekistan açısından bakıldığında, bölgenin yükselen ve dış siyasette etkinleşen bir ülkesi olarak bir diğer komşusu ile ikili ittifak anlaşması imzalaması doğal bir adım. Türkistan coğrafyasının en ayrışan ülkesi olan Tacikistan’ın ise komşuları ile entegrasyonunun (uyumlaşmasının) biraz daha geliştiği söylenebilir. Zira Tacikistan’ın komşularıyla ilişkileri Özbekistan’dan daha karmaşık bir görünüm arz ediyor. Türkistan siyasi sınırlarının neredeyse merkezinde yer alan Özbekistan’ın hiçbir komşusu ile arasında kendi aleyhinde büyük bir dengesizlik olduğu söylenemez. Ancak Tacikistan açısından bakıldığında, Özbekistan, Kırgızistan, Çin ve Afganistan ile sınırları bulunan ülkenin komşuları ile daha çetrefilli ilişkileri var.
Tacikistan’ın dış ilişkileri bakımından bölgedeki önemli ülke olarak Çin, bölge dışında ise Rusya gösterilebilir. Tacikistan’ın komşularından Kırgızistan ve Afganistan ile ilişkileri ise ne Çin, ne de Özbekistan ile olduğu kadar iyi değil. Tacikistan’ın geniş ölçekteki dış ilişkileri bakımından Rusya’nın Tacikistan ile ilişkileri geleneksel olarak derinlik taşıyor ve Tacikistan’da büyük bir Rus askeri üssü bulunuyor. Çin’in Tacikistan’daki varlığı ise son on yıllarda (SSCB sonrası süreçte) çok büyük ilerleme kaydetti ve Çin’in bölgede en etkin olduğu ülke Tacikistan olarak netleşti.
Bölgesel Dengeler
Nüfus, coğrafya, iktisadi büyüklük ve farklı gelişmişlik göstergeleri açısından bakıldığında iki ülke arasında neredeyse her bakımdan Özbekistan’ın açık bir üstünlüğü olduğu görülüyor. Öte yandan idari ve siyasal bakımdan Tacikistan’ın kendine özgü ve hatta neredeyse arkaik bir yapısı var. SSCB sonrası süreçte kalkınma ve sosyoekonomik gelişme bakımından Tacikistan’ın on beş ülke arasında en son sırada yer aldığı görülürken, Özbekistan ise bölgesel bir güç haline geldi. Bu bakımdan iki ülke arasındaki ilişkilerde Tacikistan’ın Özbekistan’dan elde edebilecekleri daha fazla. Özbekistan ise ticaret fazlası, bölgesel etkinliğini geliştirme, istikrar ve güvenlik gibi bakımlardan komşusu Tacikistan ile ilişkileri geliştirmekten çeşitli menfaatler sağlayabilir. Hakeza Özbekistan ve Tacikistan’ın ortak paydalarından biri de Afganistan’a komşu olmalarıdır. İki ülke arasındaki ilişkilerin yeni bir merhaleye çıkmasını teşvik eden hususlardan -en önemlisi olmasa da- birinin, Afganistan’daki dönüşümün getirdiği istikrar kaygıları olduğu da söylenebilir.
Türkistan coğrafyasında çoğu Stalin döneminden kalma belirsiz sınır hatları SSCB’nin dağılmasından sonra ülkeler arasında çözülmesi gereken bir sorun olarak kalmıştı. Bu sorun zaman zaman gerginliklere hatta yerel çatışmalara yol açtı. Özbekistan ve Tacikistan, ortak komşularından Kırgızistan ile geçmişte bu nedenle çatışmaya uzanan gerginlikler yaşadı. Özbekistan ile Kırgızistan arasındaki sınır sorunları artık bir gerginlik konusu değil fakat Tacikistan ile Kırgızistan arasındaki gerginlik oldukça taze. Bu bakımdan Özbekistan ile Kırgızistan ilişkilerinin normalleşip iyileştiği gibi, Kırgızistan ile Tacikistan ilişkilerinin daha olumlu seyretmesinde de Özbekistan bir kaldıraç olabilir (öte yandan eğer bugünkü anlaşma on veya on beş yıl önce imzalansaydı bu yönden Kırgızistan için olumsuz bir görünüm olarak okunabilirdi).
Türkistan’da ülkeler arası ikili ilişkilerin gelişiminin yakın dönemde hız kazandığı ve başka ikili ittifaklar da imzalandığı göz önüne alınırsa; Özbekistan ve Tacikistan arasındaki ilişkilerin ittifak seviyesine çıkarılmasının bu seyrin şimdilik son halkası olduğu söylenebilir. Bölge içi ilişkilerin genel olarak iyileşmesi, sıkılaşması ve güçlenmesi, bölgedeki uluslararası dengelerde bölge içi ülkelerin dışarıya karşı daha sağlam ve güçlü bir duruş sergilemesini sağlayabilir. Bu bakımdan Türkistan’ın içindeki siyasi dengelerin daha güçlü ve bütünleşmiş bir Türkistan’a doğru küçük adımlarla da olsa seyrettiği değerlendirilebilir.