31 Mart seçimlerinin sonuçları daha çok konuşulacak gibi duruyor. Birçok yerde elindeki belediyeleri kaybeden AKP sonuçlara itiraz ediyor, oylar yeniden sayılıyor. Burada yenilginin hazmedilememesinden ziyade ne kurtarırsam kâr düşüncesinin olduğunu zannediyorum.
AKP böyle hukuk garabetleri yaratmayı sever. Hele ki yanına bir yardakçı bulursa AKP'nin yaratacağı hukuk garabeti bütün ülkeyi sarabilir. Mesela son olarak Van'da AKP ve Kürtçüler eliyle yaratılan durum böyle. Ancak Van'dan önce seçim günü Şırnak'ta yaşanan bir olayın Türklere ibret olması gerektiğini düşünüyorum.
Kürtçülerin iddiasına göre Şırnak'ta "taşımalı seçmenler" oy kullandı. O sırada yaşlı bir Kürt, söz konusu seçmenleri "Konuş, sen nerelisin?" diye sorgulamaya kalktı, parmak salladı. Polislerin gözü önünde olan olayda "sadece bakmak" bile oradaki Kürtlerin saldırısı için yeterli bir sebepti. Daha sonra daha da büyük bir skandal yaşandı ve Kürtçü terör örgütünün siyasi uzantısı tarafından seçmen listesinde yer alan insanların kütükleri, imzaları paylaşıldı. Daha önce hamile eşinin yanında PKK tarafından katledilen askerler, evi basılıp öldürülen öğretmenler aklıma geliyor; bu yapılanın nasıl aşağılıkça bir hareket olduğunu düşünüyorum ve midem bulanıyor.
Taşımalı seçmen iddiaları devlet tarafından ne yalanlandı ne doğrulandı. Ancak bir ildeki memurların ikamet ettikleri şehirlerde oy kullanması ilk kez olan bir şey değil, son kez de olmayacak. Seçmenlerin ikametleri o şehirdeyse ve adları seçmen listesinde varsa bunun hukuki olarak pek de itiraz edilecek bir yönü yok. Nitekim birçok vatandaş doğduğu, nüfusa kayıtlı olduğu illerde oy kullanmıyor. Bunun öğrencilikten memuriyete, evlilikten iş hayatına çeşitli nedenleri olabilir. Vatandaşlık, birbirini hiç tanımayan insanlar arasındaki bir toplum sözleşmesine dayandığına göre bunun olması da pek doğal.
Fakat taşımalı seçmen meselesi daha doğrusu demografik değişim için yapılan göçler Türkiye'de esasında Kürtlerin yaptığı bir iş. Nitekim geçen yıllarda Kürtçülerin Iğdır'a, Ağrı'ya nasıl seçmen taşıdıklarını ve oralarda belediyeleri nasıl ele geçirdiklerini biliyoruz.* Bu şehirlerdeki dengeler AKP'nin de olur vermesiyle çözüm sürecinin başladığı yıllarda değişmeye başladı ve bugüne kadar devam etti. Türkler bu şehirlerde giderek azınlığa düştü.
Sahi, kent uzlaşısı sonucu Akdeniz Belediyesi nasıl Kürtlerin eline geçti? Akdeniz'de oy kullanan seçmenlere "Konuş, sen nerelisin?" diyen olmuş mudur? Yahut olmalı mıdır?
Van'daki durum karşısında Muğla'da eylem düzenleyenlere "Konuş, sen nerelisin?" diyen olmuş mudur? Yahut olmalı mıdır?
AKP istibdadının ve muhalefetteki iş birlikçilerin 1921 Anayasası meselesini gündeme getirdiği şu sıralarda, beraber yaşama iradesi giderek kaybolmuş Kürtler ve Türkler arasındaki bir bölünme sonrasında, İzmir'de yaşayan Kürtler İzmir'de kalmaya devam etmeli midir? Yoksa onlara "Konuş, sen nerelisin?" dedikten sonra nerelilerse oraya hicret etmeleri sağlanmalı mıdır?
Yahut Kuşadası'nın aşırı botokslu belediye başkanının seçimlerde destek istediği Celali aşireti mensuplarına "Konuş, sen nerelisin?" diyen olmuş mudur?
Bu soruları aslında Türklere soruyorum. İmparatorluk geçmişi kalabalık bir millet olarak Türkler bayağı geniş gönüllüler. Plajlarını işgal eden Kürt mafyalarından, ülkeye kaçak giren ve sırt çantasında burada kendine sermaye yapmak için getirdiği uyuşturucu maddeler olduğunu düşündüğüm Afganlara; hiç çatışma olmasa da asla bitmeyen bir savaştan kaçıp gelen Araplardan ülkesinde elde mızrak ardda yaprak dolaşırken burada ilginç konularda karşımıza çıkan zencilere herkese kucak açabiliyor. Fakat Kürtler öyle değil.
Kürtler, 2016 yılında Bitlis'in Ahlat ilçesine yerleştirilen 72 Ahıska Türkü için TBMM'de soru önergesi verebiliyor. Mukim olduğu ilde oy kullanan memura "Konuş, sen nerelisin?" diyebiliyor. Japonya'da veya Avrupa'daki herhangi bir ülkede kendilerine "Konuş, sen nerelisin?" diye soran olmadığı için oralarda da gettolaşıp o ülkelerin dahi sahibi gibi davranabiliyor.
Dünyada adeta 2. Kavimler Göçü yaşanırken bu göçlerin merkezinde olan Türkiye'de de sanırım Türklerin de artık birilerine "Konuş, sen nerelisin?" diye sormasının zamanı geldi.
*İleride TamgaTürk'te bu konuda bir dosya haber çıkacağını da buradan bildireyim.