Cemal Gürsel’in bindiği 100 metre sonra duran ve benzini bittiği iddia edilen Siyah Devrim arabası ne oldu? Bu araba da Türk siyasetine zaman zaman girip parlayan yıldızlar gibi puf diye yok oldu.
Devrim arabalarından bahsetmek milli gurur meselesi olmuş vaziyette, konuya nereden yaklaşırsanız yaklaşın bu çok politize olmuş olay sizin politik duruşunuza ters gelebilir, ofsayta düşebilirsiniz. Bugünlerde Devrim arabalarından bahsetmek hükümet karşıtı olarak algılanıyor ve konu hemen TOGG arabasına geliyor. Ben oraya gelmeyeceğim, hükümet eleştirisi de yapmayacağım. Niyetim bu olay üzerinden ideolojilerin gerçeklikle bağı kopmamalı basit çıkarımından, siyasetin argümanlarının sınırsızlığından bahsetmek.
Dönemin siyasetini anlamak için bir panoramaya ihtiyacımız var. Yıl 1961, uzak sahnede Kennedy başkan oluyor, iki ay sonra Marilyn Monreo beş yıllık evliliğini bitiriyor.
Yakınımızda, Suriye’de darbe oluyor ve Birleşik Arap Cumhuriyetinden ayrılıyor. Kuveyt Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını ilan ediyor, Ruslar işgal ettikleri Berlin’de duvar örmeye o yıl başlıyorlar. Şimdilik yeter - panoramanın Asya ve Afrikasına bakmayalım.
Türkiye’de ihtilal yeni olmuş, devletin başına ihtilalci bir subay yerine mutabakatla Cemal Gürsel paşa gelmiş, Menderes ve Arkadaşları idam edilmiş, yeni Anayasa %61,5 evet oyuyla kabul edilmiş. Almanya’ya ilk gurbetçi kafilesi gönderilmiş, 49’lar davası denilen bölücü Kürt davasında tutuklamalar yapılmış. Daha neler. Mesela Necdet Elmas tarafından ilk banka soygunu da bu yıl.
1960 yılında 4.73 TL olan dolar 1961 yılında 9,08 seviyesine çıkıyor. Milletvekili maaşının 4050 lira olduğu 1961’de bazı fiyatlar şöyle; Adana-Mersin otobüs bileti 1 TL, bir porsiyon Adana kebabı şalgam dahil 3 TL. Fransız malı çocuk bisikleti 600 TL, bir spor tişortü 10 TL.
Sanayi Bakanlığının göre 1961 yılı fiyatlarına bakarak yerli otomobil fabrikası kurmak için 400 milyon TL’ye gereksinim vardı. Buna göre yerli bir otomobilin fiyatı da 30.000 TL olacaktı.
Bu panoramada 15 Mayıs 1961 günü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından “Otomotiv Endüstrisi Kongresi” açıldı. Kongreden sonra Gürsel motor ve otomobil üretme talimatını verdi. 1.400.000 TL ödenekle (daha sonra 900.000 TL’ye indiriliyor) harekete geçildi.
Ve mucize gerçekleşiyor - on yıllarca Türk Milletinin gururu olacak Devrim otomobili 129 günde 29 Ekim Cumhuriyet bayramına yetişiyor. Bu kadar dar bütçeyle benzin konamaması için bir komploya ya da yetersizliğe gerek olmadığı kanaatindeyim. Bütün imkanlar seferber olmuşken neden benzin konmasın – diyelim ki konmadı, neden benzin koyup devam etmek gibi makul bir seçenek varken proje büsbütün iptal edilsin?
Bu kadar becerikli mühendislerimizle ne kadar gurur duysak azdır ancak 900 bin TL‘ye o şartlarda toplumun dikkatini ve enerjisini yönetmeyi başaran siyasilerimize şapka çıkartmak gerekiyor. Siyah Devrim Arabası bir yerlerde deposu dolu olarak görevini yapmanın gururuyla bizleri izliyordur umarım.
Ne yani tüm mesele arabanın maliyeti miymiş?