Pandemi başladığından beri gerek çevrem gerek danışanlarımda gördüğüm şey, yaşadıkları problemleri öyle veya böyle bir şekilde Çin virüsüne bağladıklarıydı. Virüsün bitmesiyle sorunlarının çözüleceğini veya ancak o şekilde sorunu çözmeye başlayabileceklerine inanıyorlardı. Şimdiyse pandeminin bitmeye çok yaklaştığı en azından öyle olduğunu umduğumuz dönemlere girdik. Öyleyse uzun zamandır ihmal ettiğimiz fiziksel ve ruhsal sağlığımıza tekrardan dikkat etmemek için mazeretimiz kalmadı diyebiliriz. Peki bu fiziksel ve ruhsal sağlığımızı bir diğer tabirle biz Psikoloji/Ruh sağlığı camiasının ağzında sakız ettiği ruhsal/mental iyilik halini nasıl sağlarız?
Öncelikle ruhsal iyilik hali nedir onu açıklamakla başlamak istiyorum. Fiziksel anlamda sağlıklı olmanın ötesine dayanan iyilik hali aslında bedensel, psikolojik ve sosyal anlamda kişinin durumunu kapsayan geniş bir kavramdır. Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık tanımı da "Sağlık, yalnız hastalık ve/veya sakatlık olmaması durumu değil, bedensel, psikolojik ve sosyal yönlerle tam bir iyilik halidir." şeklindedir. Günlük yaşantımıza devam ederken iyilik hali dengemizi olumsuz etkileyen olaylar yaşayabiliriz. Bu zorlayıcı yaşam durumlarını hayatımızdan silip atabilmek mümkün olamadığı gibi böyle durumlarla karşılaşmanın her zaman olumsuz bir şey olduğunu söylemek de pek doğru sayılmaz. Tam bir iyilik hali için, psikolojik dayanıklılığımızı güçlendirmek ve bu zorlukların neden olduğu olumsuz etkilerle sağlıklı şekilde bahsetmek mümkündür. En baştaki iyilik halini nasıl sağlarız sorumuza tekrardan dönecek olursak benim uyguladığım birkaç tavsiyeden bahsedeceğim:
1. Yeni insanlarla tanışmak
Büyük ihtimalle başlığı gördüğünüzde size çok klişe gelmiştir ama nedenini açıklayayım. Yeni insanlarla tanışmak sizin öz-değer ve aidiyet duygunuzu* geliştirir. Tabii ki yeni insanlarla tanışmak da zorunda değilsiniz. Uzun zamandır konuşmadığınız dostunuzla buluşabilir, bir büyüğünüzle görüntülü veya sesli konuşabilir veya gönüllü çalışabileceğiniz bir topluluğa üye olup hem yeni insanlarla tanışıp hem de deneyim kazanabilirsiniz. Bu aynı zamanda sizin özgüveninizi ve öz yeterliliğinizi geliştirmenize yardımcı olur.
2. Fiziksel olarak aktif olmak
Ruh ve fizik ayrılmaz bir bütün gibidir. Ruhsal sıkıntıların fiziksel sağlığımızı etkilediği kanıtlanmış bir gerçektir. Hatta geçenlerde türlü hastalıkları olan ve tonlarca ilaç alan bir hastanın Alzheimer olduktan sonra tüm fiziksel hastalıklarının geçtiğini duymuştum. Bunun yanında fiziksel sağlığımızın da ruhsal sağlımızı etkilediği su götürmez bir gerçektir. Kısacası Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün her yaştaki insana ve özellikle gençlere tavsiye olarak verdiği gibi sağlam kafa gerçekten de sağlam vücutta bulunur. Bu yüzden fiziksel sağlımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Bir spor salonuna üye olup haftada en azından üç kez ağırlık çalışmak yine özgüveninizi yükseltecek ve size daha sağlıklı bir hayat sunacaktır. Bunun yanında spor salonu için bütçesi olmayanlar için spor yapmamak mazeret değildir. Evde yapılacak en basit temel hareketler olan şınav, mekik, squat ve barfiks ile yapılacak düzenli bir spor ile vücudunuza şekil verebilir ve aynaya baktığınızda memnun olacağınız bir görüntüye kavuşabilirsiniz.
3. Hobi edinmek
Hobi edinmek insanda kendine güveni arttıran ve benlik saygısını yükselten bir uğraştır. Aynı zamanda kişide bir amaç duygusu oluşturmasına yardımcı olur. Kendimden örnek vermem gerekirse uzun zamandır elektro gitar eğitimi alıyorum. Haftada birkaç saat şarkılar çalıp kendimi eğitmeye çalışıyorum. Siz de benim gibi bir müzik aletiyle başlayabilir hem ruhunuzu hem de sosyal hayatınıza renk katabilirsiniz. Eğer kendinizi yeteri kadar geliştirirseniz amatör olarak dahi olsa gruplarda çalabilirsiniz. Bunun yanında edindiğiniz hobiyle alakalı kulüplere veya topluluklara katılıp sizinle aynı zevke sahip insanlarla tanışıp hem kendinizi hem de çevrenizi geliştirebilirsiniz.
4. Adab-ı muaşeret
Gün geçtikçe insanların görgü kurallarını unuttuğu, en ufak bir teşekkür veya iyi günleri çok gördüğü bir ülkedeyiz. Geçenlerde alışveriş yaparken kasadaki görevli kadınla sohbet edince fark ettim bu durumu. Tanımadığın yoldan geçen bir insanla yapılan sohbet hatta hadi sohbet neyse verilen bir selam bile insana gerçekten iyi geliyor. Kısacası tanımadığınız bir insana karşı bile yapılan en ufak bir nezaket hareketinin insanı şaşırtıcı bir şekilde fazlasıyla mutlu edebildiğini düşünüyorum. (Dikkat: geçenlerde bavul taşımakta zorlanan birine yardım teklifinde bulunduğumda hırsızmışım gibi bakıp ret etmişti, işte o zaman pek bozulmuştum. Siz yine de bu maddeyi, özellikle İstanbul gibi metropolde yaşıyorsanız çok ciddiye almayın.)
5. Anda kalabilmek
Şahsen aralarında en zoru olduğunu düşündüğüm madde anda kalabilmek. Anda kalabilmek nedir derseniz o an yaşadığınız ortamda olabilmek, ruminatif düşüncelerin esiri olmamak diyebiliriz. Peki ruminatif düşünce ne derseniz onu da açıklayalım. Kökeni Latince Rumen kelimesinden gelmektedir. Rumen geviş getiren hayvanlarda sindirilen besinlerin bakteriyel fermantasyona maruz kaldığı midenin ilk bölümüdür. Bu kelimeden gelen ruminasyon (Rumination) 16. yüzyıldan itibaren Batı dillerinde hem “tekrarlayıcı bir şekilde düşüncelerin zihinde dönüp durması” hem de “geviş getirmek” anlamlarında kullanılmaktadır. Psikoloji pratiği içinde kısaca ve kabaca “zihinsel geviş̧ getirmek” olarak tariflenen durumdur. Peki geviş getirmek ne derseniz e artık onu da sözlükten siz bakın, bu kadar da üşengeç olunmaz. Şaka bir yana anda kalabilmek aynı zamanda mindfulness olarak da bilinmektedir. Mindfulness tekniklerini ise internette videolarını izleyerek veya telefona uygulamalarını indirerek kullanabilir, yaşadığınız bu sizi rahatsız eden ve tekrarlayıcı düşünceleri durdurmayı deneyebilirsiniz.
Uzun hikayenin kısası kendimize hem zihinsel hem de fiziksel uğraşlar bulmamız gerekiyor. Bunu yapmak için de büyülü bir değnek beklemeyin. Bu okuduklarımı daha önce okumuş, düşünmüş veya biliyor olabilir aynı zamanda da hayatınızda hiçbir şey değişmemiş olabilir. Konfor alanınızdan kendinizi çıkarmadığınız sürece bu tarz yazıları okumak da zaten hiçbir işe yaramaz. Kendine saygısı olmayana bir başkası saygı göstermez. Bu yazılanlara göre kendinize bir rota çizmeniz ve uygulamanız gerekmektedir. Bu yazılanların okunmakla kalmaması dileğiyle…
* Aidiyet olarak da bilinen ait olma ihtiyacı, bir grubun üyelerine bağlanmak ve onlar tarafından kabul edilmek için insani bir duygusal ihtiyacı ifade eder. Bu, okulda bir akran grubuna ait olma, iş arkadaşları tarafından kabul edilme, atletik bir takımın parçası olma veya dini bir grubun parçası olma ihtiyacını içerebilir. Aynı zamanda Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde, ait olma, insan davranışını motive eden temel ihtiyaçlarından biridir. Ayrıca Bakınız: https://www.verywellmind.com/what-is-the-need-to-belong-2795393
E. Haktan Altın