Avrupa’daki Ülkücü Hareket derken; söz konusu Fransa olduğu için, ağırlığı Fransa’daki Ülkücü Harekete vereceğiz.
Fransa özellikle 12 Eylül’den sonra yurt dışına çıkan Ülkücülerin, en çok ikamet ettiği yerdir.
Avrupa’da Ülkücü Hareket birçok ülkede teşkilatlanma ve faaliyetlerinde sıkıntılar çekmiştir.
Bunların başında Fransa, Avusturya, İsviçre gelmektedir..
Fransa’da Ermeni nüfusu diğer ülkelere göre fazladır, hem de bölücü örgüt mensubu fazladır ki; bir zamanlar “Bayan Mitterand“ Fransa Cumhurbaşkanı'nın eşi, PKK eşkiyalarına hamilik bile yapmıştı.
Ermeni çeteleri “ASALA” terör örgütü TÜRK diplomatlara yaptıkları suikastları en çok Fransa, Avusturya ve İsviçre’de yapmıştır..
Bunun en önemli sebebi bu ülkelerde bu örgütlere göz yumulmasıdır.
Hatta birkaç suikastın failleri bugüne kadar bulunamamıştır.
Fransa’daki Ülkücülerin ne zor şartlarda teşkilatçılık yaptığını da anlayabilirsiniz.
Avrupa’daki teşkilatı olan ülkeler, önce Almanya’ya bağlı bölge başkanlıkları olarak faliyetlerine başlamış, daha sonra “Avrupa Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu” 1978’de kurulunca ülkelerde kurulan federasyona bağlanmıştır.
Fransa hükümeti 1982 yılında ülkesinde kaçak yaşayanlara af çıkartmış ve hepsine oturma çalışma müsaadesi vermişti, bu afla birlikte Avrupa’nın diğer ülkelerinde kaçak yaşayan Ülkücü arkadaşlar da Fransa’ya gitmişlerdi...
Ben de gitmek istiyordum ve son anda okuldan gelen mektupla Almanya’da kalmıştım.
Fransa, Avrupa’da Ülkücü Hareketin büyümekte güçlük çektiği yerlerden biridir.. Bunun sebebi Ermeni lobisi ve PKK sevicilerin Fransız hükümetinde güçlü olmasıdır.
Bildiğiniz gibi hem bölücü Ahmet Kaya’nın hem de Yılmaz Güney’in mezarı Paris’tedir.
Fransa’daki Ermeniler, Fransa’daki bölücülerin hamiliğini yaptığı gibi, madden ve manen destek vermektedir.
Avrupa’nın çoğu başkentinde teşkilat yapılanması güçlü olmasına rağmen, Paris’te teşkilat yapısı hiçbir zaman güçlü olmamıştır.
Sebepleri bellidir; hem bürokratik engel hem de maddi engellerdir..
Bürokrasideki bir Türk düşmanı, dernekler kanunu ne kadar müsait olursa olsun, istediği gibi engel çıkartabilmektedir.
Manen engel nasıl oluyor; yabancılar masası oralara üye olmanın kendilerine zarar vereceğini işaret ederek, teşkilatlara üye olmanın önüne geçerek derneklerin madden güçlü olmasını engellemektedirler.
Oysa Ermeni ve terör örgütü PKK’nın teşkilatlarına madden de manen de destek vermekten çekinmemişlerdir.
Rahmetli Başbuğ özellikle önemli başkentlerde Ülkücü yapılanmanın olması için yoğun çaba harcardı, her yıl kurultaylarına katılır ve onlara güç verirdi.
Başbuğ teşkilatımızın olduğu her ülkeyi senede bir olmasa da iki yılda bir mutlaka ziyaret ederdi.
Bir gerçek var ki, Avrupa’daki ücra ülkelerde (İsveç, Danimarka, Norveç ve Avustralya) gibi ülkelerde teşkilatlanmada önce oralarda geceler yapan Ozan Arif’in katkıları çoktur.
Fransa’da kenar şehirlerde, Ülkücü Hareket her zaman Paris’ten güçlü olmuştur.
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da (Mescid-i Aksa, Ulu Cami, Türk Kültür Merkezi) olmak üzere Ülkücü Hareket üç adet güçlü teşkilata ve federasyon genel merkezine sahiptir.
Paris’te aynı güçlü teşkilat yapısını göremezsiniz.
Berlin’de bir zamanlar ”Ülkücüler Birliği, Ertuğrul Gazi, Mehter, Spandau, TÜRK Ocağı” adı altında beş teşkilatımız vardı.
Fransa’da özellikle başkenti Paris’te, o kadar güçlü teşkilat yapısı göremeyiz..
Bunun sebebi Fransız devletinin özellikle baskılarından dolayıdır.
Bütün bunlara rağmen, Ermenilerin dünya çapında Türk diplomatları şehit ettiği yıllarda, karşı protesto mitinglerin merkezlerinden biri Paris olmuştur.
Fransa’da Ülkücü Harekete en büyük katkıyı Fransa’da doğan büyüyenlerin aksine, Türkiye’den kaçak gidenler vermiştir.
Fransa Türk Federasyonu'nun ilk Genel Başkanı Mustafa Özkan’dır..
Mustafa Başkan Paris’te oturmazdı.
Rahmetli Başbuğ Fransa ziyaretlerinde Mustafa Başkanın evinde kalırdı.
Fransa’da yaşayan Ülkücüler "Asala" operasyonu sonrası çok sıkıntılar çekmiştir.
Karşı mitingleri düzenleyen Başkan Engin Altınkaynak, teşkilat zarar görmesin diyerek görevini bırakmak zorunda kalmıştı.
Fransa’da Türkiye’den kaçak gelerek yaşayan, ismi unutulan birçok Ülkücü arkadaş vardır.
Fransa’da Ülkücü Hareketin 2000’li yıllara kadar yaklaşık 50 teşkilatı bulunmaktaydı ve ücra köşelere kadar teşkilatlanmıştır.
Avrupa’da teşkilatlanma fikri o şehirde oturan Ülkücülerden gelmektedir..
Özellikle genel merkezlerin şurada teşkilat açalım, burada teşkilat açalım diye bir tavrı asla olmamıştır, zaten teşkilatlanma fikri, teşkilat açmak isteyen yerlerde oturanlardan gelmezse, teşkilat uzun ömürlü olmamaktadır.
Örneğin Bordeaux şehri Atlas okyanusuna 10 km mesafede, 2000 civarında Türk’ün yaşadığı bir şehirdir ve her yıl mutlaka gece yaparlardı, çok güzel bir teşkilatımız vardı..
Avrupa’da çok teşkilata gittim, İlk defa Bordo şehrindeki teşkilatımızda duvarları Başbuğ’un mesajlarının çerçevelenerek süslediğini görmüştüm.
Bordo şehrinde bir gün Ermeniler fuar girişinde Türk bayrağını yakıyorlar, bunu duyan Ocak başkanı ve kardeşi Bayburtlu Zülkarneyn ve Salman ertesi gün Fransız televizyonu Tv 5’i arıyor, yarın fuar girişinde eylem var diyor..
Ertesi gün gazeteler televizyonlar fuar girişine geliyor, iki kardeşin biri Türk bayrağını yeniden göndere çekiyor, diğer kardeşide İstiklal Marşını söylüyor ve gazetecilere şunları söylüyor:
"Bizim bayrağımız sıradan merasimle değil, İstiklal marşı eşliğinde göndere çekilir.”
İspanya sınırındaki Perpingjan şehrinde bile geceler yapardık, bayrağını kapan gecelerimize gelirdi.
Fransa’da her şehirde belki teşkilatımız yoktur, fakat yapılan kurultaylarda çok katılımlar olurdu.
Fransa da 1990-2000 arası Ülkücü Hareketin en çok teşkilat kurduğu zaman dilimidir...
Başbuğ’un ölümünden sonra ufak bir bölünme de yaşanmıştır.
Rahmetli Başbuğ ve Ozan Arif, Fransa’daki Ülkücüleri isim isim tanırdı ve onlara çok değer verirdi.
Fransa’daki teşkilatımızın içinden çıkan ozanlardan Davut Akaslan köy köy, belde belde, şehir şehir gezerek Ülkücü Hareketin Fransa'da teşkilatlanmasında katkıları olmuştur.
Yılbaşı tatili yaklaştığı zaman bizi bir telaş alırdı, en az 8 şehirde geceleri Fransa’da organize ederdik, bu yıllarca böyle olmuştur.
“Tabii ki zor şartlarda beraber olduğunuz insanları unutmak mümkün değildir.”
Kayserili Namık Başkanı, Giresunlu Yusuf Tatar’ı, Karamanlı Mahmut Akbaş’ı, Erzurumlu Asri Başkanı, Çorumlu Ömer Bekar’ı, Emirdağlı Mevlüt Başkanı, Bayburtlu Salman Başkanı... Bunlar zor zamanlarda Fransa’da Ülkücü Harekete can vermiş, maddi ve manevi yönde fedakarlıklar yapmış insanlardır.
Avrupa’da, Avustralya’da, Amerika’da çok fedakar arkadaşlarla beraber olduk.
Amerika’da Orhan Bayram
Hollanda'da Hikmet Yıldızeli, Servet Yılmaz, rahmetli Ramazan Kaynar
İsveç Stockholm’da Haki Korkmaz, Bünyamin Erdal, Ahmet Yalçın
İsviçre’de Mustafa Karahan, İrfan Okutan, Mehmet Cansever
Danimarka Kopenhag’da İlhan Esen
Avusturya Viyana’da Osman Şahin, Satılmış Başkan, Alican Başkan
Belçika Brüksel’de Kenan Dağgün
Norveç Oslo’da Hayati Biçici
İngiltere Londra’da Kamil Kılıç, Atila Başkan
Avustralya Melborn’da Cevdet Doğan yıllarca Ülkücü Hareketi temsil etmişlerdir.
Fransa, Avrupa’da Ülkücü Hareketin en çok ter, kan ve emek verdiği, Türk düşmanlarının en çok olduğu yerdir, çok hikayeleri vardır, keşke bunlar bir kitap haline gelse de bu hikayeler geleceğe ışık tutabilse.
Bir sonraki yazım, Fransa Federasyon başkanları...
Fransa kurultayı için Paris’e gelen Başbuğ, havaalanına kendisini karışlamaya gelen kimi tanımıştı..
İsmail Hakkı Cerrahoğlu nasıl Başkan ve Milletvekili oldu..
İlk defa Gençlik Kolları Başkanlığından gelen biri, nasıl Federasyon Başkanı oldu..
İmam olarak Fransa’ya gelen kim Federasyon Başkanı oldu...
Fransa’da bölünme niye oldu, ne zaman oldu...
Fransa’da kimler Ozan Arif’le hareket ederek, Federasyonla ayrı düştü...
Fransa’da yapılan gecede kampanyadaki sahte frankların cezasını kim çekti...
Habib Yalçın