Kılıçdaroğlu Osman Kavala’yı seçim kampanyasının merkezine alınca epey öfkelenmiştim. Bu meselenin esasına dair fikirlerim bir yana, bu işin siyasi bir karşılığı yoktu; seçimi kazanmak için “karşıya” oy verenleri ikna etmek gerekiyordu ve Osman Kavala’nın serbest bırakılması vurgusuyla yürütülen bir kampanyanın bunu sağlamayacağını biliyorduk. Nitekim öyle de oldu – Kılıçdaroğlu kazanamadı.
Fakat başka bir şey daha oldu: Şu sıralar AKP’nin kaybetme korkusuyla yaptığı yumuşama taklidinin merkezinde Kavala var. Üstelik bu iş AKP için de faydalı; Kavala’nın serbest bırakılıp bırakılmadığı meselesi siyasi bir değer arz etmiyor. Yumuşama mesajını bununla verecek ve muhalif siyaset yapıcıları ikna edecekse dünden razı gibi duruyor.
CHP, Kavala sayesinde kazanmış değil ancak ısrarlı bir şekilde vurguyu yapmaya devam ediyor. Her hafta bir siyasetçi, gazeteci, akademisyen, sanatçı yahut meşhur sima Kavala’yı anıyor. Zira Kavala onlar için vefa duyulması gereken bir adam; birçok projelerini o finanse etti, kurdukları küresel ağın tesisinin mimarlarından birisi idi. Onun gibi bir değeri ortada bırakmak istemiyorlar. Kavala’nın hala çıkar vaat edebildiğini yahut temin ettiğini sanmıyorum, bu iş geriye dönük vefa hissinin daha baskın olduğu bir iş. Bu yüzden nihayet başarılı olacaklar gibi, Kavala serbest bırakılacak.
Meseleye başka bir yerden bakacağım – milliyetçilerin cihetinden. Hudut Namustu pankartı astığı için önce gözaltına alınan, akabinde adres bilgisini polisten temin eden ülkücü bir grubun saldırısına uğrayıp yaralanan Semir Yapıcı, Osman Kavala’nın kendi kitlesi için arz ettiğinden daha mı az değer arz ediyor bizim için? Aynı ekipten olup alıkonarak zorla video çektirilen Ahmet Çakmak daha mı az kıymetli? Türk milliyetçisidir diye fişlenen gazeteciler Serkan Kafkas, Süha Çardaklı, Batuhan Çolak ve arkadaşları; bütün milliyetçilerin birlik olup nüfuzlarının tamamını, hatta bazı kazançlarını kaybetme pahasına kullanmalarını sağlamayacak da kim sağlayacak? Bir delikte cani yahut katil imişçesine tutulan Ramin mesela. Yahut Türk milliyetçiliğine birçoğumuzun yaşının birkaç katını vermiş, bizden önceki nesillere bu işin teorisini yazmış büyüklerimiz iktidarın paralı askerleri tarafından “ya tam susturacağız, ya kan kusturacağız” diye tehdit edildiklerinde neden hiçbir şey olmadı, aldıkları yalandan ceza bile sonradan bozuldu? Aynısı mesela Kürtçü bir yazara yapılsa yer yerinden oynamaz mıydı?
Ben vefakâr ve kindar bir insanımdır, asla unutmam. O yaşadıklarımızı da unutmuyorum; mesela Hudut Namustu pankartı asan gençlere iftira atanları… Bu arkadaşlarla ilgili açıklama yapın deyince kem küm edenleri… Bir de tabii elinden geleni yapanları, koşturanları, daha fazla ne yapabilirim diye sorup duranları… Sonra neden diye soruyorum. Neden biz aynını yapamıyoruz?
Aklıma evvela ilk olarak otoriteye tapınma geliyor. Çoklarımız buna devletçilik diyoruz ama bu devletçilik değil. Zira devletçi zihinlerde -her ne kadar ben devletçiliğe karşı olsam da- devletin ne idüğüne dair bir kanaat ve bir reçete olur. Devletçi bir ortamda devletin kesesi şişer, vatandaşların değil. Kendisine Türk milliyetçisi diyenlerin çoğu otoriteye tapınmayı seviyor. Zira çoğu kendisine iş bulabilmekten bile aciz; bu acziyetleri AKP’nin kuşattığı yaşamda kimsesiz kalıp network inşa edememelerinden değil, hiçbir yeteneklerinin, hiçbir uzmanlıklarının olmamasından. En kolay edinilecek sıfat olduğundan kendilerine milliyetçi diyorlar ve kantin, otopark, güvenlik ihaleleri kovalıyorlar. Milliyetçiliğe ve milliyetçilere ne olduğu umurlarında değil; bütün dertleri emeksiz ve liyakatsiz bir gelir elde edip sefa sürmek. Bu yüzden otoriteyle iyi geçinmeyi de geçtim, tapınmayı seçiyorlar. Otoriteye tapınırken yoldaşı kabul etmesi gereken insana eziyet eden devlete elbette baş kaldırmaz, karşı çıkmaz, ona yaranmak için hatta, o insanlara bir taş da bunlar atarlar. “Nasılsa milliyetçidir, elden iyidir” diyerek “gavura bakınca müslüman” nevinden sahip çıkılan sokak çocukları bunlar işte; üstelik tek zararları bu değil, bir de dalga konusu olmamıza hizmet ediyorlar.
Sonra, ayıya dayı diyenler var. Bazıları iyi niyetli; diyorlar ki biz bir meslek elde edelim, makam tutalım, güç kazanalım sonra milliyetçilik yaparız. Aklıma gelip durur, kıymetli hocam İskender Öksüz bir toplantımızda “bazı arkadaşlarımız önce zengin olup, sonra Türkçülük yapacağız dediler. Hala zengin olmakla meşguller” demişti. Hem bu işte bir başka sorun daha var: Yıllarca olmadığı biri gibi davranmış, ayıya dayı demiş, renk vermemiş, yorum yapmamış, karşı çıkmamış bir insan, yirmi otuz yıl böyle davrandıktan sonra ihtiyaç duyduğumuz şövalye ruhunu nasıl temsil edebilir? O uzun yıllarda kişiliği buna uyum sağlamaz mı? Elbette sağlar. Tam olarak bu yüzden sanat camiasında, akademide, bürokraside tanıdığım birçok “Türk milliyetçisi” epey korkak davranıyorlar. Bir araya gelip usulünce, kendi mevzilerini büsbütün tehlikeye atmadan güç odağı yaratabilirler ancak bunu yapmıyorlar – hepsi tek başına ve hala meslek sahibi, makam sahibi, para sahibi olmakla meşguller. Bir gün Türkçülük yapmaya sıra gelecek tabii; biz başarılı olup Türk milliyetçiliğini kıymetli ve cazip bir olguya dönüştürdüğümüzde belki bizi de beğenmeyecekler, İYİ Parti’de son yıllarda gördüğümüz gibi paraşütle Turancı, akademisyen, Türk milliyetçisi kontenjanlarından vekillikleri, başkanlıkları kapacaklar.
En son… İşte yazının başlığına ilham veren o son kitle. Bunlar, “ya arkasından bir şey çıkarsa” diyenler. Önceki paragraflarda bahsettiğim gençler için yardım istediğimde kem küm edenlerin çoğunun bahanesi buydu. Şimdi düşünüyorum, bir siyasi kesim için Osman Kavala’dan daha “netameli” olan, arkasında durmanın tehlike arz edeceği, arkasından ne çıkacağının belli olmadığı başka bir figür olabilir mi? Olamaz, ama bakın yoldaşınıza sahip çıkınca nasıl da değişiyor her şey. Hem bu tavır AKP’nin ve şimdilerde CHP’nin istediğine istediği iftirayı atmasına alan açmıyor mu? Arkasından bir şey çıkacağı yok, arkasından çıkacak diye korktukları şey AKP’nin atacağı bir iftira, yakıştıracağı bir yafta. Üç kişi “siktir lan oradan” dese AKP’liler de sinip köşelerine çekilecekler, ama sözü kıymet arz eden kimse bu lafı etmiyor işte.
Bir arkadaşımızın başına bir olay geliyor, sahip çıksın diye parti liderine gidiyoruz, “ya arkasından bir şey çıkarsa…” Bir dostumuzun ekmeğini alıyorlar, meseleyi çözsün diye bürokrata gidiyoruz, “ya arkasından bir şey çıkarsa…” Yoldaşlarımız iftiraya uğruyorlar, temizlemek için birlik çağrısı yapıyoruz, arkasından “bir şeyi” ulusalcı denen zibidiler çıkarıyorlar, sormakla bile uğraşmıyorlar. Hale bak… Bu kitle güya; mevcut, meşru ve geleneksel devlete başkaldırıp ölüm fermanını cebine koyarak, kırk iftira ve hileyle boğuşarak memleketi yok olmaktan kurtaran Atatürk’ün izinden gidiyorlar. İşe bak, en ufak meselede “ya arkasından bir şey çıkarsa” diyerek yoldaşının yanından çekilen tipler, camide Yusuf kıssası dinleyip hüzünleniyorlar.
Arkasından bir şey çıkıyorsa sizin yüzünüzden çıkıyor efendiler, üç buçuk küreselci solak kadar olamadınız vesselam.
Bahadırhan Dinçaslan
Doğal olarak herkes kendi kalesinden konuşmuş. Zafer partisi eleştirilmiş - ki bende çokça eleştiriyorum - ancak kör değilseniz eğer; Zafer partisinde belli bir süre takılan gençlerin kimi hoşnutsuzluklardan ötürü kendi erkinlikleriyle yol ayrımına gittiklerini de görebilirsiniz. Aynı şey İYİ Parti eski üyeleri için de geçerli. Buna saygı duymak gerek. Güven sorununun ise kolay bir çözümü olamaz. Çünkü geçmişten çok gelecekle ilgili bir sorundan söz ediyoruz en başta. Bu konuda herkesin kendine özgü ölçütleri vardır elbet. Olayın daha genel-geçer boyutlarına değinmek gerek. Örneğin güçsüzken herkes iyidir - başkalarında daha çok güven uyandırır. Oysa yarın gücü ele geçirdiğinde kişilerin ne yapacakları hiç de belli olmaz. Sorun tam olarak burada başlıyor - geleceğin belirsizliğinde. Genel kanının aksine, solcular da bu sorunu kendi içlerinde çözmüş değiller. Eğer çözmüş olsalardı, çoktan iktidar olmuşlardı zaten. :) Kimin kimi neden fonladığı belli değil ki - güven duyulsun...
İkide bir laf sokuşturanlar, CHP'nin Ok trolleri, Zafer Partili kekolar, ulusalcı zibidiler ne bu öfkeniz? Hele CHPliler, arkadaş size Tayyip "gelin koalisyon yapalım" dese hoplaya hoplaya, zıplaya zıplaya gidecek tiynette insanlarsınız. Buraya gelip yok "Hakan abiniz..." cak cuk yazmayın!
Bu yazardan nasıl bir ego varsa, devamlı Ulusalcı-Kemalistleri, Zafer Partilileri ve başka ne kadar milliyetçi grup varsa aşağılar. Sen kimsin arkadaş? Yorumcuları da kendi gibi, Keko demişler. Sizsiniz Keko!
Mert olun biraz mert, videolarda, Twitter'da, yazılarda, yorumlarda yandaşlarınıza Zafer Partililere kelle koltukta Akp sultası ile mücadele eden Türkçü, Türk aşığı milliyetçi gençlere her türlü hakareti, küfrü söylüyorsunuz, yazıyorsunuz. Videolarda küfrederim ama etmiyorum gibi, yoksayıyorum gibi hakaretleri yapıyorsunuz. Siz bizim gözümüzde bir hiçsiniz. Ümit Özdağ'ın ve Zafer Partililerin tırnağı olamazsınız. Mert değilsiniz. KEKO da sizsiniz.
Bahadırhan dost, kusura bakma ama bizim milliyetçi-Türkçü cenahın çoğu keko. Hukuk nosyonu zayıf hatta yok gibi. Lider kültü çok kuvvetli, herkes ahbap çavuş ilişkisiyle nereden ne koparırım derdinde. Benim sana tavsiyem, çoluğunu çocuğunu karını, ananı babanı ihmal etme. Allah sağlıklı ömür versin hepsine, analı babalı büyütsün. Ama onlardan bir saniye alıp bu kekolara verme. Allah dert vermesin, işlerini rast getirsin, kal sağlıcakla
Yorumları okuyanlar görecektir. Bazıları önce "böyle yorumları yayınlamaya cesaretiniz varsa" falan gibilerinden şovenizme asılır, yorumu gayet de yayınlanmıştır, bu kendisine ifade edilince "yorumu yayınlayarak lütuf gösterdiniz" falan gibisinden laf soktuğunu zanneder. Gördüğünüz gibi kendi söylediklerinin birisi birini tutmaz. İşine nasıl gelirse öyledir. Bunları iyi tanıyalım arkadaşlar.
Ağzınıza sağlık. Bu ulusalcı Kemalist cenahın maksimumu Perinçek ve Metin Feyzioğlu'ydu. Şu an AKP yancısılar, bu ulusalcı Kemalistlerin çapını göstermeye yeter. Bırakın, görmezden gelin, kale bile almayın bunları.
Ulusalcılara, Kemalistlere birisi zibidi diyorsa onun üstünü kazıyın, altından bir Atatürk düşmanı çıkacaktır. Seçim döneminde gerek Sayın Özel, gerek Sayın İmamoğlu, hatta Milliyetçi olduğunuzu iddia etmenize rağmen Sayın Yavaş hakkında sürekli eleştiren, onların hatalarını konuşan davranışlarınızı gördük. Bilmiyorum amacınız ne, ama seçimi Ekrem başkanın kazanması sonrası öfkeden duvarları yumrukladığınıza eminim. Ekrem Başkan daha iyi yerlere gelecek, ama sizin sözleriniz, videolarınız, zor dönemeçlerdeki tavırlarınız bir bir kaydedildi, not edildi. Hiçbir zaman CHP'nin kapısından içeri girip de kamuda iş alamayacaksınız iktidar olduğumuzda, önemli olan bugün sorgusuz sualsiz tam destek olmanız, biz kazandıktan sonra desteğinizi ne yapalım, o zaman menfaatçi olmuş olursunuz. Önemli olan bugün ölümüne destek vermeniz. Ama siz köstek oluyorsunuz, ama kaybedeceksiniz. Bu da burada tarihe bir not olsun, tabii cesaretiniz varsa yayınlamaya
Milliyetçiliği siz ulusalcı Kemalist çapsızların tasallutundan kurtaracağız!
Yayınlanmış işte kardeşim. Başka yerde olsa gayet de yayınlanmayabilirdi yorumunuz. Ayrıca bu adamlar cesur olmasa hiç bu kadar zıt yazılar yazabilirler miydi?
Tamam en AKPli sizsiniz, tamam Hakan abinizin talimatlarını en iyi siz yapıyorsunuz, tamam AKPye yaranmak için İkinci Atatürk Ekrem Başkanımıza, 21. yüzyılın İsmet İnönüsü Özgür Bey'e en çok siz muhalefet ettiniz. AKPlilerin gözüne girdiniz. Arada böyle yorumları da yayınlayarak büyük lütuf gösterdiniz.
Siz çocukken Kayseri'de MHPlilerle ulurken Ulusalcı-Kemalistler Cumhuriyeti, Laikliği, Atatürk'ü savunuyordu. Son birkaç senede Aydınlanma ile tanışmış bir kişi olarak Ulusalcı Kemalist aydın insanlar hakkında şu cümleleri kurabilmeniz çok çok çirkin: "ulusalcı denen zibidiler çıkarıyorlar, sormakla bile uğraşmıyorlar. Hale bak… Bu kitle güya; mevcut, meşru ve geleneksel devlete başkaldırıp ölüm fermanını cebine koyarak, kırk iftira ve hileyle boğuşarak memleketi yok olmaktan kurtaran Atatürk’ün izinden gidiyorlar." Sitenize baktım, eş dost kendi aranızda site kurmuşsunuz. Hep aynı sesler, demokrasi yok, muhalefet yok, tek sesli bir yapı. Ben niye buraya bu yorumu yazıyorsam, sanki yayınlayacak cesaretiniz var
Tespitleriniz çok doğru. Türk Milliyetçilerinin eğitim seviyesi düşük. Azımsanmayacak bir kısım dindarlık adı altında cahil kalmış durumda. Ekmek derdinden kurtulamayan hiç kimseden başka bir şey beklenemez. Bu nedenle sizlerin seküler milliyetçilik kavramı çok değerli. Türk Milliyetçilerinin bu ülkenin kaderini eline almasının tek yolu, eğitim seviyesi yüksek, dünyayı bilen tanıyan ve dine tapmayan gençlerin birliğidir. Atatürk modeldir. O modelden devam edilebilir. Nereden ve nasıl başlamış, kimlerle hangi şartlarda nasıl devam etmiş. Kalabalık değillerdi unutmayın. Zeka ve bilgi kalabalıklara hükmeder. Sadece Türk milletçisi diye, yolda bırakacak olanları şimdilik bırakın. Güçlendiğinizde onlar kendiliklerinden gelecektir. Türk milliyetçiliğinde ilk şart, korkaklardan ve kullanışsız ahmaklardan uzak dur.
affedersin ama biz türk milliyetçilerinden bir sikim olmaz. yazdıklarının altına imzamı atarım ama biz azınlığız, bunu kabul edelim artık. bahsettiğin otoparkçı tayfa çoğunluk, geriye kalan tayfa da paraşütçü makam tayfası, biz de 15-20 kişi el arabasıyla kum taşıyıp, tükürükle kale inşa etmeye çalışıyoruz. bunların çoluğu çocuğu gelecekte rahat yaşasın diye ben artık kendi çocuğuma bugün eziyet çektirmeyeceğim. kendimi geliştirmişim, okumuşum, istesem istediğim ülkede rahat rahat yaşar, çoluğuma çocuğuma iskandinav'ın oğlu gibi rahat yaşam sunarım; burada bu gavatların bir eli yağda bir eli bağda keyifleri olursa milliyetçilik yapmasını, bizimle yol yürümesini mi bekleyeceğim? sikerim tarakasını, bunlarla uğraşa uğraşa ömrümüz bitti. ben pes ettim, artık uğraşmaya değer görmüyorum.
Aynen aktarıyorum yazarın cümlesini: "ulusalcı denen zibidiler çıkarıyorlar, sormakla bile uğraşmıyorlar. Hale bak… Bu kitle güya; mevcut, meşru ve geleneksel devlete başkaldırıp ölüm fermanını cebine koyarak, kırk iftira ve hileyle boğuşarak memleketi yok olmaktan kurtaran Atatürk’ün izinden gidiyorlar" Gerçekten çok büyük hazımsızlık. Herhalde Atsız denilen Atatürk düşmanı Rıza Nur'un manevi evladına öykündüğü için yazar bu kadar hakaretamiz şeyler yazmış. Çok çok çok yazık. Yazar yarın öbür gün unutulacak ama, Atatürk, Cumhuriyet, Ulusalcılık, Kemalizm, kültleştirdiğimiz ebedi kahramanımız Ulu Önder Gazi Hazretleri ebediyete kadar yaşayacak. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Atatürk, yaşasın Ulusalcılık!
Muazzam yazı olmuş hocam. Aklına sağlık.
Yazarın Osman Kavala hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığına adım gibi eminim, ama ispatlayamam. Kullanılan "küreselci" etiketi yazının seviyesini göstermesi bakımından yeterli. Demek ki eğer yazar NATO'ya ara ara bağlılık selamları göndermese, en azından uluslararası bir örgüte saygısı olmasa Kavala'yı Soros'a bağlayacak, kim bilir oradan da Soros'un Yahudiliği ile Antisemitizm semalarına yelken açacak. Zira yazar Antikürtçü, Homofobik, Irkçı, LGBTİQ düşmanlığını Antisemitizm ile taçlandırmak isteyebilir. Ben ulusalcı değilim, Atatürkçü modern bir Türk genciyim, yanlış anlamayın sizin gibi ırkçı değilim. Ama sitenizdeki yazılarda seviye hep düşük, Ekrem İmamoğlu size göre Almanların dinine iman etmiş, Özgür Özel DEM Eşbaşkanı, ulusalcı Kemalistler ise zibidi size göre. Peki siz kimsiniz ve nesiniz? Elinize bir mezure almışsınız ve herkesi ölçüyorsunuz. Önce kendiniz bir aynada kendinize baksanıza. Provakatif şekilde geçmişte solculara *** da dediniz, iyi ki kimse kale almadı!
Yazarın Osman Kavala hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığına adım gibi eminim, ama ispatlayamam. Kullanılan "küreselci" etiketi yazının seviyesini göstermesi bakımından yeterli. Demek ki eğer yazar NATO'ya ara ara bağlılık selamları göndermese, en azından uluslararası bir örgüte saygısı olmasa Kavala'yı Soros'a bağlayacak, kim bilir oradan da Soros'un Yahudiliği ile Antisemitizm semalarına yelken açacak. Zira yazar Antikürtçü, Homofobik, Irkçı, LGBTİQ düşmanlığını Antisemitizm ile taçlandırmak isteyebilir. Ben ulusalcı değilim, Atatürkçü modern bir Türk genciyim, yanlış anlamayın sizin gibi ırkçı değilim. Ama sitenizdeki yazılarda seviye hep düşük, Ekrem İmamoğlu size göre Almanların dinine iman etmiş, Özgür Özel DEM Eşbaşkanı, ulusalcı Kemalistler ise zibidi size göre. Peki siz kimsiniz ve nesiniz? Elinize bir mezure almışsınız ve herkesi ölçüyorsunuz. Önce kendiniz bir aynada kendinize baksanıza. Provakatif şekilde geçmişte solculara *** da dediniz, iyi ki kimse kale almadı!