Empati kelime anlamıyla; başkasının duygularını anlama, bu duyguları paylaşma ve başkasının davranışlarının arasındaki motivasyonu içselleştirebilme yeteneğidir.
Beyindeki Gri Madde (Cevher)
Gri madde ya da cevher; beynin nöronal hücre gövdelerinin çoğunu içerir. Gri madde beynin kas kontrolü ile ilgili bölgelerini ve görme, duyma, hafıza, duygular, konuşma, karar verme ve kendi kendini kontrol etme gibi duygusal algıları içerir.
Yüksek alkol tüketimi, gri madde hacminde önemli azalmalarla ilişkilendirilmiştir. Meditasyonun gri madde yapısını değiştirdiği görülmüştür. Aksiyon video oyunlarının alışılmış şekilde oynanması hipokampusta gri maddenin azalmasını teşvik ettiği, 3D platform oyunlarının ise gri maddeyi artırdığı gözlemlenmiştir.
COVİD-19 dan sonra gri maddeye; Berlin Charité ve Birleşik Krallıktaki araştırmacılar tarafından yürütülen bu kapsamlı çalışmayla, virüsün beyne hem doğrudan hem de dolaylı yollardan zarar verdiği gözlemlenmiştir.
Araştırmacılar, Covid-19 hastalarında beyin hasarına özgü belirteçlerin yükseldiğini ve beyin gri maddesinde kayıplar olduğunu tespit emişlerdir. Bu durum hafıza sorunları, dikkat eksikliği ve bilişsel işlevlerde bozulma gibi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Bu çalışma, Covid-19 un sadece fiziksel sağlığı değil aynı zamanda zihinsel sağlığı da ciddi şekilde etkileyebileceğini göstermesi açısından büyük önem taşıyor.
Konu başlığımızda da olduğu gibi milletimizin çoğunluğunın duygu karmaşası yaşaması, depresif durumlar dünya sıralamasında ülkemizin listenin ilklerinde yer alması acı bir durum.
Mutlaka herkesin dikkatini çekmiştir; "Koronavirüsten sonra genel anlamda milletçe daha hissiz, duyarsız, empati yoksunu olmaya başladık" şeklinde cümleler sık sık duyuyorum.
Çoğumuzun tahammülünün kalmayışının tek başına olmasa bile bu Covid-19 ile ilişkisi olduğunu düşünüyorum.
Pandemi döneminde virüsün bıraktığı hasarlar üzerine kendimce araştırmalar yaptım demeçler okudum , doktorlar dinledim ama beyin konusunda en çok dikkatimi çeken ise Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı bir doktor hanımın ‘’korona virüse yakalandıysanız mutlaka latin müzikleri dinleyin’’ demesi olmuştu.Çok iyi bir müzik sever olarak bu benim çok dikkatimi çekmişti ve tahminimce gri maddeye etki eden ve azalmasına neden olan, duygusal yapının yıkımına yol açan virüsün etkilerini Latin tarzda hem enerjik hem de motive edici geniş şekilde düşünmemize yardım eden rahatlatıcı tınısı gri madde artışında rol oynuyor. Latin müzikleri çok dinlerim severim farkında olmadan öğrendiğim bu bilgi beni daha da mutlu etti çünkü kendimi her anlamda güçlü hissetmemi sağlıyor enerjimi korumamı daha geniş hayaller kurup hedefler oluşturmamı sağlıyordu… Doktorumuza çok teşekkür ediyorum buradan.
Neyse konuyu dağıtmadan önce beyinle ilgili küçük bilgiler verip duygu his gibi bizleri derinden etkileyen gri maddeyi anlatmak istedim, lüzumsuz gibi görünse de aslında şarjı bitmeye yakın elektronik bir cihazı tekrar şarjla doldurup verimli hale getirmeye benzettim bunu ben. Gri madde azalmaya başladığında bizleri genel bağlamda etkilerken, meditasyonla, müzikle ya da bizleri daha rahat düşünüp güçlü hissettiren şeylerle tekrar artırmayı bilmekte fayda var diye düşündüm. Çünkü sadece yaşamsal özellik dışında duygusal herseyin beyinin gücüyle olduğunu unutmamak gerekir.
Sağlıkta empati olur mu? Nasıl olur? Bu da nerden çıktı şimdi? diyenleri duyar gibiyim…
Evet yaşantımız boyunca empati olmalıdır, her ne olursa olsun karşımızdakinin yerine kendimizi koymalıyız…
Yeni tanıştığınız birine maaşını sormak ne kadar ayıp bir durum? Çevrenizde tanıdığınız kişilere "ne kadar kilo almışsın ya da ne kadar zayıflamışssın’’ tarzında sorular sorduğunuz zaman hiç "Acaba söylemeyi istemediği bir hastalığı var mı? Ciddi bir rahatsızlığı varsa benim bu söylediğim onu üzmüşmüdür?" diye sorguladınız mı?
Genellikle kanser tanısının orta ve ileri evrelerinde kilo verme gibi, alınan tedavilerle vücutta tamamen şişlikler oluşması gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Karşımızdaki kişinin durumunu bilmeden onlara bu tarz sorular sorduğumuzda üzüntüsüne ne kadar üzüntü eklediğimizin farkında mıyız?
Sağlık sektörü hakkında arkadaşlarımla konuşurken "sağlıkçı dediğimde zihninizde ne canlanıyor" diye soruyordum , aldığım cevaplar artık klişe olmaya başlamıştı.
Sağlıkçılar için "asık yüzlü , duygusuz ,soğukkanlı" şeklinde tanımlamlar yapanlar oldu…
Bence sağlıkçı iyi bir oyuncu, kızmayın okumaya devam edin… Evet sağlıkçı iyi bir oyuncudur nedeni ise vicdanını, duygusunu ön plana koyarsa bu mesleği yapamaz.
Bunu minik bir örnekle açıklamak istiyorum;
Benim çok sevdiğim bir yakınım ‘’siroz’’ hastalığına yakalandı. Kriptojenik siroz yani nedeni bilinmeyen. Bir gün beni yanına çağırdı ve sordu ‘’otur yanıma sana bir şey soracağım ve lütfen doğru söyle demişti’’ hayatımda ilk defa bir insanın yaşamıyla ilgili yorum yapacağım ve bu en değerlim, en sevdiğim kişi hakkında olacaktı nasıl üzmeden ve ben üzülmeden cevap verecektim son anda soğukkanlılığımı korudum ve ona "sen yaşlandın ve karaciğerin yağlı olduğu için yorgunluk hislerinin olması normal böyle saçma sapan düşünme" diye cevap vermiştim ama farkındayım mimiklerim net şekildeydi gözlerinin içinne baka baka beyaz yalan söylemek zorundaydım ve bunu üzülmeden yapmak zorundaydım.
Onun bana sorduğu bu soru rahatsızlığının psikolojisini nasıl etkilediğinin göstergesiydi ve ben sevsem de sevmesem de normal bir hastaya cevap verir şekilde cevap vermek zorundaydım. Demek istediğim bizlerde insanız ve bizlerinde duyguları hisleri var. Hiç kendinizi bir sağlık çalışanı yerine kendinizi koydunuz mu? Elinize çeşitli hastalıklar, reçeteler, ilaçlar geliyor; karşınızdakilerin durumlarını, akıbetlerini az da olsa seziyorsunuz. İşte o soğuk görüntü aslında maskemiz onun arkasına saklanıp da duygusal cevaplardan kaçtığımız bir imaj o.
Bu örneğim sizlere basit gelebilir ama duygusuna girdiğinizde beni anlayacaksınız diye düşünüyorum. Sadece bu değil gelen hastalarımda teşhisleri okuduğumda aslında neler olduğunu görmem yine de onlara hastaymış gibi davranmayıp güldürmeye çalışmam, onların söyleme biçimimi anlamayacağı şekilde davranıp aslında ciddi hastalıklarında diyetlerinin nasıl olması gerektiği konusunda yol göstermem hep bundan. Sonuçta klişe söz "üç günlük dünya, kim kazık çaktı ki dünyaya’’ derler. Evet üç günlük dünya için gülmenin az olması anlayışın ve tahammülsüzlüğün olmayışı ne acı bir durum.
Biz sağlıkçıların (her meslekte olduğu gibi işini iyi yapanlar, yapmaya çalışanlar) yüzündeki ciddiyetin altında vicdanen ve duygusal açılardan ne kadar hassas olduğumuzu bilin. Biz sizleri anlıyoruz, iyi şekilde tedavi olun sağlığınıza kavuşun diye çabalıyoruz. Sizler de bizler için empati yapın o kadar hastalıklar arasında sizleri sağlığınıza kavuşturmak için bilgi ve mantıkla uğraştığımız alternatif çözümler bulmaya çalışırken sizler de bizlere yardımcı olun. Bu durumlarda verdiğiniz sert tepkiler aslında bizleri üzüyor…
Empati yeteneği pozitif ilişkilerin önünü açan en güzel duygu-durum ölçme yeteneğidir. İlişkilerin düzenlenmesinde, gelişmesinde çok önemli faktördür. Kızgınlık, kırgınlık olacak elbette ama sakinlik döneminde kalpleri tamir etmeyi de bilmemiz lazım.
Hani "mutlu olduğunuzda kimseye söz vermeyin, üzgünseniz yürüyüş yapın, sinirliyseniz uyuyun" diyorlar ya çok doğru.
Genel anlamda düşünün yüzeysel değil. Sadece o anki çıkarlar için değil de insanların hayatımızdaki yerlerine göre empati yeteneği geliştirin.
Umuyorum ki hepimizin tahammülünün, psikolojisinin sağlam olduğu; karşılıklı birbirimizi rahat anlayabildiğimiz, sağlığımızın aksaklığa uğramadığı rahat bir ömrü olsun.
Son bir not; lütfen beğenilerinizi, eleştirilerinizi, düşüncelerinizi yorum yapın. Benim bu yazarlık serüvenimde kendimi geliştirebilmem için her cümleniz çok kıymetli…
Sağlıkla kalın
Mustafa Yunus Tekmen
Yazılarınızı beğeniyorum, devamını bekliyorum.
Tesekkur ederim relimden geldigince okuyup , araştırıp ve gözlemleyip buraya yaziyorum...Güzel yorumunuz icin tekrar tesekkur ederim...