Merhaba sevgili dostlar;
Meclis tarihinde bağımsız milletvekili sayısı belki de hiç olmadığı kadar fazla ve bu durum siyasi partilerin varlığını etkisiz hale getirmeye başladı. Türlü tekliflere açık bir zihniyet yapısı, ideolojileri ve idealleri bir kenara bıraktırdı çoğu insana. Hatta siyasetten soğuma tüm ülkeye ve yaş gruplarına da bu yüzden yayıldı. Sözümona muhalif kanattaki milletvekilleri en ufak bir vaat için hemen saf değiştirebiliyorlar, başka partide sanki 40 yıllık emektar gibi boy da gösterebiliyorlar. Gittiği partinin teşkilatı da geldiği partinin teşkilatı da ne yapacağını şaşırmış durumda çünkü adeta Zübük filminde olduğu gibi her partinin ve her devrin adamı olmak normalleşti.
Gidenler Gitsin, Siyaset Kalanlarla Yapılır
Zaten nasıl bu yapılara girdiği malum olan vekiller bu yapılara “zarar veremeden” öylece gidebilirler hatta daha iyisi şu ki “bağırsakları temizlemek” bu partiler için çok iyi bir fırsat. Zaten on binlerce güven bunalımı yaşayacağın insanla hareket edeceğine yola baş koymuş 10 adamla yürümek çok daha iyidir. Bu hayatın tüm alanında böyledir, giden gider ve hayat kalanlarla devam eder. Zaten bu şahıslar hiçbir neden belirtmeden gidiyorlar ima yok, eleştiri yok, eksen kayması yok ama istifa var. Hiç varılmamış kişiler parti kadrolarına doldurulmuş hatta nemalandırılmış meşhur edilmiş ve nihayetinde gitmesi normal görülmeli.
Ben demiştim demeyi sevmeyenler ne yapacak?
Çoğumuz yaşanan bu süreçlerden haberdardık ve parti disiplinini bilerek sesimizi çıkarmadık çünkü süreç içinde zaten Türkçülükten uzak ve menfaat odaklı bu kişiler partiye bir şey katamazdı. Temennimiz odur ki bir an önce gidecek olan diğer isimler de gitsinler. Sonrası daha güzel ve şeffaf olacak, herkes gözünün önüne bakacak, şapkayı önüne koyacak, birbirine sahip çıkacak. Eğer bu süreç en az hasarla atlatılırsa daha güzel bir gelecek mümkün kılınacak. Sıra kimde diye birbirine bakan ama kendilerine bile itiraf edemeyen teşkilat mensupları artık rahat olmalı hatta avazı çıktığı kadar bağırmalı “bizim bizden başka kimsemiz yok”. Maddi manevi tüm enerjisini sadece Türk milliyetçileri iktidar olsun diye harcayan bu emektar insanlar elbette bir gün kazanacak.
Bağımlı Bağımsızlar!
Meclisteki bağımsız vekillerin elbette büyğk bir çoğunluğu seçim sürecinde bir partiye katılacaklar hatta seçim sonrası bakanlık v.b alacaklar. Çünkü dünden yarına bağımlı hareket edeceklerine dair yemin ettiler. Yanlış anlaşılmasın bu vekiller millete yemin etmediler bağımlı oldukları canlı kanlı kişilere yemin ettiler. Sonuçta bu kişiler bu bağlılığın karşılığında belli ödüller verecekti ama biz bu süreci bildiğimiz ve bağırıp çağırdığımız halde hiç kimse bize dönüp de kulak vermedi. Hatta öyle ki bizi pasifize ettiler çalışmamıza engel oldular parti içerisinde dışlandık en büyük silahları buydu zaten kendileri gittiği halde şu anda dışarıdan kontrol edilebilir bir mekanizma kurmaya başladılar hangi partiye gidilirse gidilsin ne için geldikleri nasıl geldikleri hangi nemalanma içinde oldukları bellidir.
Bize Düşen Birbirimizin Yarasını Sarmak!
Peki bizler ne yapacağız öncelikle birbirimizin yarasını sormamız gerekiyor manevi açıdan da maddi açıdan da! 3 ay evvel Ankara'nın Elmadağ ilçesinde İYİ Parti ilçe binasının bayrakları kesildi ve yakılmaya çalışıldı, o anda verdiğimiz reaksiyon sonuç getirdi geçtiğimiz haftalarda da Pursaklar ilçe binasının camları taşlandı konuyla alakalı tahkikat sürüyor ama eylemi yapan şahıs bunu itiraf etti. Bu noktada kutuplaştırmadan, kimseyi de mağdur etmeden hakkımızı savunmamız gerekiyor çünkü insanlar böyle zamanlarda birbirine sarılmak ister hatırlanmak ister aynen burada yaptıklarımız gibi bundan sonra da yapacaklarımız birbirimize sarılmak olmalı. Giden milletvekilleri kimsenin umurunda olmamalı, zaten onlar hiç bizden olmamıştı. Belli kadrolarla yerleştirildiler, belli vaatlerle getirildiler ve belli vaatlerle de götürüldüler. Biz Türk milliyetçilerinin kazanacağı bir plan yapmak zorundayız. Şu anda Meclis'te grubu olan yegane Türk milliyetçisi muhalefet partisi İYİ Parti'dir bu şekilde hareket edilmeli tüm diğer milliyetçiyim diyen partiler bu cephede birleşmeli, bu çatı altında birleşmeli!
Yazımı M. Bahadırhan Dinaçaslan’ın şu dizeleriyle sonlandırıyorum;
Çık meydana görelim kim peşrev tutar sana.
Gel! Bin yıldır yüreğim kin ile atar sana.
Vur! Göğsümde gül biter dikeni batar sana
Benden bayrak boşanır senden akan irindir
Git bir delik bul yaşa - Türkiye Türklerindir!
Kazım Eser
Bravo