24 Temmuz, Batı Trakya Türklerinin Yunanistan’da azınlık olarak varoluş mücadelesinin önderi Dr. Sadık Ahmet’in hala aydınlatılamamış cinayetinin 29. yıldönümü.
Batı Trakya’da süregelen varoluş mücadelesine ömrünü vakfedenleri ve başta Dr. Sadık Ahmet’i saygıyla anarken Batı Trakya ile ortak geçmişe, ortak kültüre ve ortak sorunlara sahip Kıbrıs Türk halkına her fırsatta yaptığım uyarıyı tekrarlamak için bu yazıyı kaleme alıyorum.
Batı Trakya Türkleri ve Kıbrıs Türkleri ortak inanışları, çok benzer dil özellikleri, ortak kültürleri ve ortak soyları sayesinde birbirleriyle neredeyse aynı olan iki Türk topluluğudur. Bu benzerliğin yanı sıra tarihsel süreçte yaşadıkları sorunlar da ilginç derecede benzerdir. İki toplum da sömürgeye karşı mücadele vermiş, azınlık olarak kültürünü koruyabilmiş, dilini, dinini, bayrağını unutmamış bağımsızlık mücadelesi vererek kendi devletlerini kurmuş, baskılar altında yaşamış ama her daim direnmiş ve ayakta kalmış bu iki topluluktan Kıbrıs Türkleri bugün de-facto bağımsız bir devlet altında ambargolar ve dış baskılar ile yaşamaya çalışırken Batı Trakya Türkleri azınlık olarak varlığını koruma mücadelesi vermektedir. İki topluluğa da zorluğu yaşatan halk da aynıdır. Yunanistan, Batı Trakya azınlığını yıldırmaya çalışırken Güney Kıbrıs da Kuzey Kıbrıs’ı yalnızlaştırma, haksız gösterme politikasını kusursuz biçimde uygulamaktadır.
Mensubu olduğum Kıbrıs Türk halkı, bugün Batı Trakya Türkleri ile ilgili bilince sahip değildir. Batı Trakya’nın geçmişten günümüze yaşadığı sorunlar ve bugün Yunanistan’da müslüman Türk azınlık olarak yaşama mücadelesi Kıbrıs Türklerini yakından ilgilendirir. Olası bir ortak cumhuriyet altında Kıbrıslı Türkler’in yaşayacağı durum bugün Batı Trakya’nın yaşadığı durumdan farksız olacaktır. Batı Trakya Türklerinin de Kıbrıs’taki meseleyi idrak etmeleri yapılan yanlışlardan kendileri yapmış gibi ders çıkarmaları, Kıbrıslı Türkler’in mücadelesini iyi anlamaları kendi mücadelelerine fayda sağlayacaktır. kısacası iki topluluğun birbirlerinin tarihinden ders çıkarması, birbiriyle iletişim içinde olması gereklidir. İleride bu iki topluluğun iletişim kanalları açması iki tarafın da yararına olacaktır.
Bilgehan Kafadar