Ukrayna’nın Rusya’ya karşı Kursk’ta yeni bir cephe açmasından beri geçen yaklaşık bir aylık süredebu konuyla ilgili yorum ve analiz yapanlar arasında İkinci Dünya Savaşının Kursk meydan muharebesine gönderme yapmayanı dövüyorlar. Kursk bölgesinin ismi dünyanın başka yerlerinde tarih meraklıları arasında genelde bu harp ile bilinir. “Kursk savaşı” diye yapılacak aramalar da bu tarihi olayla ilgili sonuçlar getirir. Oysa bu durum tabiri caizse bir isim (yer) benzerliğinden başka bir şey değil.
1943’te Almanya, kendi sınırlarından binlerce kilometre uzakta, milyon kişilik ordu yığdığı Rusya’ya, o zamanın Rusya/Sovyet silahlı güçlerinin kesif çoğunluğunun karşısında, meşhur meydan muharebesi öncesinde aylarca adeta meydan okur gibi karşılıklı yapılan yığınakların ardından bu harp gerçekleşmişti. Bugün Kursk’taki muharebe hakkında en ufak bir fikir sahibi olanlar ikisinin arasında isim benzerliğinden fazlası iddia edemez ancak vakıa öyle değil.
Ne Fark Var?
Kayda değer benzerliği olmayan iki olgu arasındaki farkları ortaya koymaya çalışmak aslında abesle iştigal. Yine de, her şeye rağmen bu garabeti biraz olsun vurgulamamak olmaz. Bölgeyi iyi tanıyan, hatta bölgenin asıl yerlisi olan Ukrayna nasıl Almanya ile kıyaslanabilir? Sınırlı güçle, adeta yalnız yerel birliklerle köy köy gerçekleşen bir çatışma alanı nasıl tarihin en büyük meydan muharebesi ile kıyaslanabilir? İki tarafın güçlerinin ağırlığını yığdığı 1943 muharebesi, nasıl kuvvet yoğunluğu olarak mevcut savaşın en küçük cephesi ile kıyaslanabilir? Bir tarafın diğerine sürpriz-baskın yaptığı mevcut çatışma, tarafların aylarca birbirine bakarak başlamasını beklediği İkinci Dünya Savaşı vakası ile nasıl örtüştürülebilir? Bu soru ve sorgular daha da uzatılabilir. Namütenahi cehaletin cüretine ne bilginin ne görgünün ne de deneyimin erdemi yetişebilir.
Yapmış olmak için yapılan yorumlar, şişirmece tahliller hala Kursk’ta Almanya’nın içine düştüğü çıkmazın bugünün Ukrayna’sının da başına gelebileceğini ağızlarına sakız ede dursunlar. Bölgeye kuvvetlerinin %5’ini bile sevk etmemiş Ukrayna’nın bir yıpratma savaşına girdiğini yazsınlar. Bir küçük ormanı, iki-üç korusu olan Kursk’ta ormanlık alan savaşlarını tartışsınlar. Küçük bir ülke kadar hatta daha fazla köy barındıran bölgenin beşeri coğrafyasını bilmeyenler, Ukrayna’nın nasıl 100 tane köyü ele geçirdiğini anlayamadan konuyu değiştirsinler.
Son Söz Yerine
Yeni Kursk cephesi ile ilgili yazılıp söylenenlerin ne kadar acizce olduğunun en temel göstergesi, geçen bir ayda belki de hiç kimsenin bölgenin tarihinden bahsetmemesi. Tarihi olarak Ukraynalıların yurdu olan bölgede yüz yıl önce yaşayan yarım milyon Ukraynalının Stalin tarafından yok edildiğini bilmeden, Ukrayna’nın burada ne işi var denildiğinde her şey havada kalıyor. Son bir ayda Kursk cephesinde yaşanan gelişmeler bir tarafa, Kursk ile ilgili Türkiye’nin basın yayın camiasındaki cephe, bizim için asıl önemli zaafiyeti ve zafiyeti gösterdi. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığının çaresini hızlıca bulmazsak, fikir sahibi cahillere akıl danışırsak bu kibirli kesif cehalet üstümüze başımıza daha fazla bulaşacak.