Hayatı sadece mevcut bildikleri ile yorumlayan ve yeni şeyler öğrenmeye kapalı olanlar; sözüm özellikle size.
Eğitim ve öğretimin kötü bir tarafı varsa o da bildiğimizi sanmaktır. Çoğu zaman kesin konuşmaktan kaçınırım. "Daha iyi bir izahı yapılana kadar" ifadesini bu yüzden severek kullanırım. Yeni şeyler öğrenirken "aslında bunu anlıyor ve hissediyordum ama ifade edemiyordum" diye düşünmüşsünüzdür. Bilhassa mesleğiniz ve ilgi alanlarınızdaki tecrübeli isimler bu hale sebep olurlar.
İki kavramdan söz edeceğim, birincisi "Epifani". Alev Alatlı ve İskender Öksüz Hoca'yı YouTube'da izlerken İskender Hoca bahsedince öğrendim epifaniyi. Vikipedia şöyle yazmış; "Epifani (duygu), aniden bir şeyin özünü anlama veya anlamını bulma duygusu." Bu duyguyu çok yaşamışsınızdır. İnsanı rahatlatır, keyiflidir. Bunun bir adının olduğunu bilmek ya da öğrenmek de öyle. Bu duyguyu yaşatan hocalara selam olsun.
Becerebilirsem paslanmamış beyinlerde bir baloncuk açılması, bir ışık çakması gibi bir etkisi olan, çok eski olmayan ama benim için etkili, yeni bakış açısı yakalatan bir kavramdan bahsetmek istiyorum. Hepimizin bildiğinden başlayalım. Beş duyumuzdan birini bize kazandıran dil, tatları beynimize ulaştırır. Bunlar da tatlı, ekşi, tuzlu ve acıdır. Tekrar internete müracaat edelim; "Dilin uç kısmı tatlıyı hissettirir. Arka yanlar ekşi kısmı hissettirir. Dilin ön yanları tuzlu kısmı hissettirir. Dilin arka bölümü ise acı tadın hissedilmesine olanak verir." Buraya kadar mutabık olduğumuzu düşünüyorum çünkü şimdiye kadar kimse bize "Umami"den yani beşinci tattan bahsetmedi. Domatesle ilgili internette bir şeyler okurken karşılaştım okuyunca Epifani duygusunu yaşadım.
Bakın neymiş.
Umami (旨味, /uːˈmɑːmi/); tatlı, ekşi, bitter (acımtırak/buruk) ve tuzlu ile birlikte beş temel tattan biridir. Umami Japonca "hoşa giden tat" anlamına gelen "うま味" kelimesinden alıntıdır. Bu ifade Profesör Kikunae Ikeda tarafından umai "lezzetli" (うまい) ve mi "tat" (味) anlamına geldiği için özellikle seçilmiştir.
Dometese tuz dökülünce ortaya çıkan tat diye tarif edilmesi daha anlaşılır diye düşünüyorum. Bunu yaşatan internete selam olsun.
Olur ya istiridye soslu domates salatasından aldığınız tadın ne olduğunu izah etmeniz gerekebilir. Şaka bir yana bilgi ufuk açmalı ve bakış açısı kazandırmalı zihni sınırlandırmamalı değil mi?
Lafı niye mi bu kadar dolandırdım?
Mensubu olduğum siyasi partinin Genel Başkanı Meral Akşener'in bazı çıkışlarını kendi bildikleri siyaset kalıpları içinde değerlendiren ve bazı kavramları sola bırakan ama Meral Akşener'in ağzından duyunca bakakalan ve anlamlandıramayanlar için. Bunu yaşatan İYİ Parti'ye selam olsun.
Eğitim ve öğretimin kötü bir tarafı varsa o da bildiğimizi sanmaktır. Çoğu zaman kesin konuşmaktan kaçınırım. "Daha iyi bir izahı yapılana kadar" ifadesini bu yüzden severek kullanırım. Yeni şeyler öğrenirken "aslında bunu anlıyor ve hissediyordum ama ifade edemiyordum" diye düşünmüşsünüzdür. Bilhassa mesleğiniz ve ilgi alanlarınızdaki tecrübeli isimler bu hale sebep olurlar.
İki kavramdan söz edeceğim, birincisi "Epifani". Alev Alatlı ve İskender Öksüz Hoca'yı YouTube'da izlerken İskender Hoca bahsedince öğrendim epifaniyi. Vikipedia şöyle yazmış; "Epifani (duygu), aniden bir şeyin özünü anlama veya anlamını bulma duygusu." Bu duyguyu çok yaşamışsınızdır. İnsanı rahatlatır, keyiflidir. Bunun bir adının olduğunu bilmek ya da öğrenmek de öyle. Bu duyguyu yaşatan hocalara selam olsun.
Becerebilirsem paslanmamış beyinlerde bir baloncuk açılması, bir ışık çakması gibi bir etkisi olan, çok eski olmayan ama benim için etkili, yeni bakış açısı yakalatan bir kavramdan bahsetmek istiyorum. Hepimizin bildiğinden başlayalım. Beş duyumuzdan birini bize kazandıran dil, tatları beynimize ulaştırır. Bunlar da tatlı, ekşi, tuzlu ve acıdır. Tekrar internete müracaat edelim; "Dilin uç kısmı tatlıyı hissettirir. Arka yanlar ekşi kısmı hissettirir. Dilin ön yanları tuzlu kısmı hissettirir. Dilin arka bölümü ise acı tadın hissedilmesine olanak verir." Buraya kadar mutabık olduğumuzu düşünüyorum çünkü şimdiye kadar kimse bize "Umami"den yani beşinci tattan bahsetmedi. Domatesle ilgili internette bir şeyler okurken karşılaştım okuyunca Epifani duygusunu yaşadım.
Bakın neymiş.
Umami (旨味, /uːˈmɑːmi/); tatlı, ekşi, bitter (acımtırak/buruk) ve tuzlu ile birlikte beş temel tattan biridir. Umami Japonca "hoşa giden tat" anlamına gelen "うま味" kelimesinden alıntıdır. Bu ifade Profesör Kikunae Ikeda tarafından umai "lezzetli" (うまい) ve mi "tat" (味) anlamına geldiği için özellikle seçilmiştir.
Dometese tuz dökülünce ortaya çıkan tat diye tarif edilmesi daha anlaşılır diye düşünüyorum. Bunu yaşatan internete selam olsun.
Olur ya istiridye soslu domates salatasından aldığınız tadın ne olduğunu izah etmeniz gerekebilir. Şaka bir yana bilgi ufuk açmalı ve bakış açısı kazandırmalı zihni sınırlandırmamalı değil mi?
Lafı niye mi bu kadar dolandırdım?
Mensubu olduğum siyasi partinin Genel Başkanı Meral Akşener'in bazı çıkışlarını kendi bildikleri siyaset kalıpları içinde değerlendiren ve bazı kavramları sola bırakan ama Meral Akşener'in ağzından duyunca bakakalan ve anlamlandıramayanlar için. Bunu yaşatan İYİ Parti'ye selam olsun.