Arada bir İYİ Parti'nin grup toplantısına Meral Akşener’i dinlemeye ve bu vesile ile dostları görmeye giderim. Neoklasik mimari tarzında yapılan TBMM’nin taş bina kısmını çok estetik bulurum. Bu yazı vesilesi ile binanın mimarı hakkında bilgi sahibi oldum, bunu da sizlerle paylaşmak isterim çünkü şunu gördüm ki, Ankara’da dolaşırken beğendiğim her biri sembol niteliğinde olan binaların mimarı aynıymış. Avrupalıların 'İkinci Mimar Sinan' dedikleri Avusturyalı mimar ve tasarımcı Clemens Holzmeister. (Çankaya Köşkü, Güven Park Anıtı, Genel Kurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Yargıtay, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Ankara Harp Okulu, Ankara Orduevi, Avusturya Büyükelçiliği, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı) Bu değerli şahsiyetin bilinirliğine ve anısına ait bir şeyimizin olmaması da ayrı bir vefasızlık konusudur, diye düşünüyorum.
Ayrıca 26 Ekim 1939’da temeli atılan ve 1960 yılında tamamlanıp 6 Ocak 1961 tarihinde açılan lll. TBMM binası, 15 Temmuz 2016’da gazi olan gözbebeğimiz TBMM’nin de yuvasıdır.
Gelelim konumuza, İYİ Parti grup toplantısına her gittiğimde binanın etkisinde kalır, orada yürümekten zevk alırım ancak grup toplantı salonuna girince bir kasvet, bir ağırlık basar. Totaliter bir yönetimin meclisi havası vardır. Köhnemiş mobilyaları, rengi solmuş ahşabı, anlamına eremediğim çinileri, portatif (çünkü başka parti gelince sökülüp yenisi takılacağı için) parti amblemi, genel başkanı dinlemek için yukarı doğru bakma gerekliliği, kürsünün çok üstünde başkan vekilleri ve diğerlerinin eski Türk filmlerindeki mahkemelerde olduğu gibi duruşları iyi bir his uyandırmaz. (Resimlerde sırası ile Genel kurul salonu, iktidar partisinin grup salonu ve muhalefetin kullandığı salonlar görülmektedir.)
Totaliter rejimlerin mimariye etkileri üzerine bu alanın uzmanları tarafından çok şey söylenebilir. Toplantı salonlarında bilhassa oturuş biçimleri kürsünün yüksekliği vb şeylerin psikoloji üzerine etkileri üzerine de pek çok şey konuşulabilir.
1998 yılında ANAP Hükümeti zamanında genel kurul salonu tanesine 6149 USD ödenmiş meşhur ceylan derisi koltuklarla yeni çehresine kavuşmuştu, milletvekili sayısı 600’e çıkınca tekrar yenilendi ve bu sefer koltuklar turuncu dana derisi koltuklarla değiştirildi. Genel kurul son haliyle oturma düzeni, görevlilerin konumu ve kürsüsüyle çağdaş bir görüntüye sahip oldu, keza iktidar partisinin grup toplantı salonu da koyu renk ve yeni mobilya ve ahşaplarıyla, ayrıca oturma düzeni ve kürsünün konumuyla yeni ve çağdaş bir görüntüye kavuştu, ki bu bize ancak gurur verir.
Salı günleri, grup toplantıları vesilesiyle bütün ülkenin gözü Meclis'te ve genel başkanların söyleyecekleri sözlerdedir. Kutsal Meclis'in çatısı altında grubu olan partilerin milletvekilleri ile yapılan bu toplantılar, milletin huzuruna çıkan liderler ve partiler için de çok önemlidir, bir imaj çalışması gerektiren organizasyondur. Benim ilmimin olmadığı ama vehmimin olduğu bu konu hakkında kelam etme cüretim buradan gelmektedir. 2021 yılında yeni şeyler söyleyen geleceğin iktidar namzedi muhalefet partileri bu köhne salonlara tıkılmamalıdır. Bu sadece muhalefetin değil TBMM’nin ve Türkiye’nin itibar meselesidir. Yakışmamaktadır.
Buna itiraz etmeliyiz.
Eminim, bu toplantı salonları yeni şeyler söyleyen muhalefet liderlerini de rahatsız ediyordur.
M. Hakan Ünser