Tarih 10 Ekim 2016 saat 15.00 suları.
O gün Facebook’un ana sayfasında gezinen bir kadın, kardeşinin paylaştığı şiiri ardından da kendisine olan selamı gördü. Okuduklarına anlam veremiyordu. Okuduğu her şey bir vedayı andırıyordu ama kardeşinin canlı yayın açtığı bildirimini alınca hemen bağlantıyı tıklamıştı. Karşısındaki kardeşi Erdoğan’dı. Elinde pompalı bir tüfek, arkada çalan bir şarkı ve yüzündeki o umutsuz ifade. Yarım saat sonra eve girdiklerinde yerde kanlı bir şekilde yatan cenaze.
Ölüm, hayatımızın vazgeçilmez ve bilinen tek gerçeği. Herkes bir şekilde gözlerini son kez kırpacak ama bunun da çeşitleri var. Kimileri yumuşak yastıklarında son nefeslerini verirken kimileri oldukça acı biçimde bunu tadarlar. Kimileri kanserin pençesinde zayıflarken kimileri işkence altında ölür. Ancak bunu diğer insanların seyretmesi olayı daha da etkileyici hatta korkunç kılar. Çünkü insanların kaçmakta olduğu ölüm gerçeğinin birebir görülmesi pek de hoş olmayan anılar bırakır.
Çoğu insan doğal yollardan ölmekte iken bazı insanlar kadere meydan okurcasına farklı şekillerde hayata veda ederler. Kaza, intihar ve cinayet olarak sınıflandırılan adli olaylar üçlüsü, işte bu doğal ölüm tabirine adeta direnir. Konumuzla ilgili olduğu için intiharı ele alalım. İntihar insanın kendi yaşamına bilinçli olarak son vermesidir. İntihar edenlerin önemli bir çoğunluğu geride kalan insanlara aslında neden yaşamaktan vazgeçtiğini anlatmaya çalışır. Kararını mantıklı bir çerçevede tarif etmeye gayret eder. Bu nedenle de çoğunlukla geride birtakım notlar bırakır. İntihar notları, intihar eden kişinin geride bıraktığı sesli, görsel ve yazılı belgelerdir. Çok sayıda kişi ya ipin ucunda sallanırken bir aynanın önüne yazı bırakmış ya da tetiğe basmadan önce kapıya küçük bir kâğıt sıkıştırmıştır. Son dönemlerde ise daha çok video mesaj bırakıldığına şahit oluyoruz. Bunun belki de en iyi bilinen örneği Mehmet Pişkin’in intiharıdır. Dakikalarca hayatından neden vazgeçtiğini Facebook canlı yayınında anlatmış ardından da kendisini doğalgaz borusuna asarak intihar etmişti. Yayını çok geç saatlerde yaptığı için birçok insan sonradan haberdar olmuş, eve gittiklerinde cansız bedeni ile karşılaşmışlardı. Diğeri ise 20 yaşındaki Enes Kara. Onun ölümü Türkiye’deki birçok genç için ağır travma sebebi olmuş, 7. kattan düşen Kara’nın cenazesini görenler sağlık ekiplerine haber verdiklerinde çok geç kaldıklarını anlamışlardı.
Baştaki meseleye dönersek. Erdoğan Ceren sosyal medya aracılığı ile tanıştığı kıza öylesine âşık olmuştu ki artık hayatı onun etrafında dönüyordu. Yapmış oldukları konuşmaları defalarca okuyor, doymayıp her yerde paylaşıyordu. Gözünü döndüren aşk ne yazık ki kız için bitmişti. Fakat Erdoğan bunu kabul etmek istemiyordu. Zamanla bunu kendisine dert edinen genç evde kimsenin olmadığı gün kararını vermişti. Osmaniye’nin Düziçi ilçesine bağlı Ellek beldesinde bulunan evine kendisini kapadı. Pompalı tüfeği aldı, en sevdiği şarkıyı açtı. Artık anlatacaklarını herkesin dinlemesi için her şey hazırdı. Facebook’a girdi ve canlı yayına geçti. Bildirim giden herkes yayını açtığında belden yukarısı çıplak genç kısa bir konuşma yaptı. Kimsenin intihar edeceğine inanmayacağını düşünüyordu. "İzleyin" dedi ve pompalı tüfeği kalbine dayadı. Tetiği çektiğinde silah patlamamıştı. Çünkü emniyeti kapalıydı. Birçok intihar kararı alan insan böyle bir şey yaşandığında ikinci kez deneme yapamazdı. Ama onun kararı kat’iydi. Bu defa tetiğe bastığında her şey bitmişti.
Aslında travmatik sahneler buradan sonra başlıyordu. Çünkü genç kendisini vurduğunda savrulduğu için telefon yere düşmüş ve çok yakınında bir yere sabitlenmişti. Akan kan sesi, boğulmalar ve tepinmeler net bir şekilde duyuluyordu. Özellikle silahlı intiharlarda akciğer ya da soluk borusuna kurşun isabet ettiğinde ölüm süreci daha sancılı geçer. Bu genç de ne yazık ki kan kaybından ölmüş, son dakikalarında adeta kendi kanında boğulmuştu. O sırada kendisine intihar etmemesi için yalvaran arkadaşları gönderinin altını yorum yağmuruna tutuyordu. Birbirini arayan insanlar gencin evine gidilmesi için ellerinden geleni yapmışlardı. İntihar eden 22 yaşındaki genci izleyenlerden biri de ablasıydı. Hemen yola çıktı, polis ekiplerine haber verdi. Eve gittiklerinde kapıyı kırıp içeri girdiler. Kanlar içinde yerde yatan Erdoğan Ceren ne yazık ki vefat etmişti.
Aslında canlı yayında intihar olayının tek örneği Erdoğan Ceren değil. Sosyal medya platformları ve akıllı telefonların yaygınlaşması ile canlı yayın açarak intihar etmek artık kolaylıkla şahit olunan bir hadise. Ekim 2017’de Kayseri’de yaşayan Ayhan Uzun da bunlardan biri. Kendi rızası alınmadan kızının evlenmesine içerleyen baba akşam saatlerinde canlı yayın yapacağını duyurdu. Saat 22.30’a geldiğinde yayın başlamış ve aile efradının tamamına tepki gösteren adam alt bölümden silahını çıkarmıştı. Söylediği son sözler "Bir, iki, üç…" olmuştu. Son sayı dilinden döküldüğünde tetiği çektiği tabancadan çıkan kurşunla yere yığıldı. Eve gelen yakınları Uzun’un cesediyle karşılaştı.
Canlı yayına yansıyan tek şey intiharlar değil. İntihar etmeden önce aile üyelerini de kamera önünde öldüren insanlar bulunuyor. Hatta doksanlı yıllardan beri çeşitli reality show programlarında, haber bültenlerinde oldukça yaygın bir biçimde karşımıza çıkabiliyor. Türkiye’nin birçok ilinde Mobese ya da vatandaşların şahsi çekimlerine yansıyan görüntüler var. Bunlardan biri de Kırşehir’de eşini öldürdükten sonra intihar eden Hüseyin Emre Yılmaz’dı. Sokak ortasında silahla yaraladığı kadın olay yerinde ölmüştü. Elindeki silahı çeşitli yerlere doğrultan katil etrafıyla konuşuyor ve yanına kimseyi yaklaştırmıyordu. O an hiç beklenmedik bir hamle yaptı. Birden silahı kendi kafasına dayadı ve tetiği çekti. Kadının hemen yanına yığılan özel harekât polisi olay yerinde can verdi.
Canlı yayında bazen çok daha travmatik sahneler yaşandığı da oluyor. İstanbul Bağcılar’da yaşayan Ali Sayan madde kullanan ve etki altındayken oldukça tehlikeli olan biriydi. Bir gün dozu öylesine kaçırmıştı ki eve geldiğinde annesiyle tartışmaya başladı. Evdeki gürültü sebebiyle komşular balkonlara çıkıp bağırarak yardım istediler. O esnada adam balkona çıktı ve konuşurken elinde tuttuğu şeyin ne olduğu kısa zamanda anlaşıldı. Eline aldığı bıçakla annesinin kafasını gövdesinden ayıran katil etrafa bağırıyordu. Halkta büyük bir infial yaşanmış ve müdahale etmek için birkaç vatandaş apartmanın önüne gelmişti. Elinde tuttuğu kesik başı sokağa attığında polis ekipleri de olay yerine ulaşmıştı. Madde etkisi geçtikten sonra katil annesinden iç çamaşırı istemişti. Bu durum özellikle son dönemlerde yaygınlaşan metamfetamin ve halk arasında kristal ya da cam ismiyle bilinen maddelerin ne denli tehlikeli olabileceğini yeniden gösterdi.
Bir diğer canlı yayında intihar girişimi ise Bursa’da yaşandı. Yenişehir ilçesine bağlı kırsal bir mevkide yaşayan adam yakınlarından borç istedi. Fakat o kadar zor durumdaydı ki kimse kendisine istediği miktarı veremiyordu. Bunalıma giren adam sosyal medyadan canlı yayın açtığında elinde pompalı tüfek vardı. Diğer intiharlardan farklı olarak yakınları evdeydi ve kapıyı açması için adeta yalvarıyorlardı. Pompalı tüfeği göğsüne dayayan adam tetiği çektiğinde yakınları kapıyı kırmayı başarmıştı. Hastaneye yetiştirilen adam neyse ki kurtulmuştu.
Aslında canlı yayında intiharın en bilinen ve kötü örneği ABD’li siyasetçi Budd Dwyer’ın intiharıdır. Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz bu şahıs kameraların karşısında tabancasını ağzına dayayıp ateşledi. Kafatası dağılan ve burnundan adeta şelale gibi kan akan adam birkaç dakika içinde öldü. Eski teknoloji ile canlı yayın kesilemediğinden herkes bunu baştan sona seyretmişti. Budd Dwyer yıllar sonra aklanmış ve kendisine suç isnat edenlerin hiçbirisi yargı önünde hesap vermemişlerdi.
Geldiğimiz bu aşamada şu acı gerçeği de belirterek yazıyı noktalayalım. Erdoğan Ceren’in ilgi duyduğu kızın gerçek kimliği pek çok kişi için tartışma konusu olmuş, sosyal medya platformunda çalışanlar bunu mesele edinmişlerdi. Birçok kişi kızın kimliğini bulduğunu iddia etti ancak senaryonun daha kötü olduğunu söyleyenler de vardı. Erdoğan Ceren ile konuşan kişi sahte fotoğraf kullanan bambaşka biriydi. Yani 22 yaşındaki genç ne yazık ki yüzünü asla tanımadığı, hayaller kurduğu kişiyle alakası olmayan birine ilgi duymuştu. İşte, hayatın gerçek ve sert tokadı insanların yüzüne burada çarpıyordu. Görünen evrenin ardındaki sırrı ölünce anlayan insanlardan yalnızca bir örnekti Erdoğan Ceren…
Ben bu olayı net hatırlıyorum. Çocuk bir hiç uğruna öldü.