Türk Seri Katiller dizimizin ikinci yazısında insan eti yiyen seri katillerin yaşamlarına değinmiştik. Onlardan bir tanesi var ki uzun zaman boyunca herkesin zihnini meşgul etti. Gerçekten bunu yapıp yapmadığı hiçbir zaman anlaşılamadı. Dosyası cinayetin işlendiği dönem sıkı bir şekilde takip edilirken sonradan unutuldu. Bugün nerede olduğu bile çoğu kişi tarafından bilinmeyen katilin dosyasını gelin birlikte açalım.
Tarih 14 Eylül 2007 Cuma günüydü. Dünden beri kayıp olan Cafer Er’in nerede olduğu belirsizdi. Ne bir ize rastlanıyor ne kıyafetleri bulunabiliyor ne de telefonuna ulaşılabiliyordu. Polis 24 saat aşıldığı için artık geniş çaplı bir arama başlatmıştı. O sırada telsizlere Mamak civarında, çöpün yanında poşetlere konulmuş et parçaları bulunduğu, muhtemelen insana ait olduğuna dair anons geçildi. Gittiklerinde gerçekten böyle bir tablo vardı. Bu parçaları buraya her kim getirdiyse cinayet silahlarını da et parçalarının yanına bırakmıştı. Adeta yakalanmak için özellikle yapılmış gibiydi. Polis delilleri topladı ve Adli Tıp Kurumu incelemeyi başlattı. Etler insana ait gibi duruyordu ancak analiz süresi biraz uzundu. Bu nedenle cesedin yanında bulunan aletleri incelemenin daha doğru olduğuna karar verdiler. Cinayet silahlarından alınan parmak izi biriyle eşleşmişti. Adı Özgür Dengiz’di.
Katilin tek suçu bu değildi. Zaten bir cinayet işlemiş, başka bir cinayetten de aranıyordu. Böyle olmayı istemiş miydi bilinmez ama hayatının gidişatına bakılırsa ailesinin bu durumda pek de suçlu olmadığı söylenebilir. Özgür Dengiz 1984 yılında Edirne’de dünyaya geldi. Babası Kıbrıs gazisi astsubay Satılmış Dengiz, annesi ise terzilik konusunda epey mahir olan Sultan Dengiz’di. Babasının otoriter olması sebebiyle onunla karşı karşıya gelmek istemeyen Özgür annesiyle sürekli tartışma halindeydi. Birkaç sefer evden kaçtı, okulunu yarım bıraktı. 17 yaşına geldiğinde Gölbaşı taraflarında başka bir gençle otururken birdenbire kavga çıkardı ve adamı vurdu. Cinayet silahını evden almamıştı. Babası kan ter içinde eve gelen oğlunu karşısına alıp sıkıştırınca her şeyi itiraf etti. Silahı bir kız arkadaşının astsubay olan ağabeyinden temin etmişti. Babası oğlunu koruyup olayın üstünü kapatmak yerine adalete teslim etmeye karar verdi. 1997 yılında görülen mahkemede suçlu bulundu ancak cinayeti işlediği dönemde 18 yaşından küçük olduğu için cezasında indirim yapıldı. Üç yıl kadar hapishanede kalan katil 22 Aralık 2000 tarihinde meclisten geçen, Rahşan Affı olarak da adlandırılan şartlı salıverme ve erteleme yasasından faydalandı. Belirli aralıklarla çıkan 25.000 kişiden biri olan fail şimdi serbestti. Ancak hapishaneden çıkan suçluların önemli çoğunluğu gibi o da yeniden suç işledi.
7 yıl boyunca sessiz kalan ve psikolojik tedavi gören Özgür hiçbir işte dikiş tutturamamıştı. Terzi olan Sultan Dengiz oğluyla beraber çalışmaya karar verdi. Hem onu rahatlıkla takip edecek hem de yaptıklarından haberdar olacaktı. Özgür dükkâna neredeyse hiç uğramıyor ve hayalindeki bilgisayarı almak için adeta kendisini parçalıyordu. Bir miktar parayı yanına alıp Meliha Eldem Sokak’ta bulunan iş yerine gitti. Sedat Erzurumlu isimli dükkân sahibi müşterisini karşıladı. Dengiz bilgisayarın fiyatını sordu ancak tahmin ettiğinden epey yüksekti. Aralarında çıkan tartışma büyüdü ve Özgür belinden çıkardığı tabancasıyla adama ateş etti. Vurularak yere düşen adamın cüzdanını, bir bilgisayarı, bir dizüstü bilgisayarı, hard disk ve dart oyun aparatlarını da çalarak olay yerinden uzaklaştı. Kaçarken telefonunu düşürmüştü ama telefon ile hat muhtemelen başkası adına alındığı ve ortamda kamera bulunmadığı için yakalanamadı. Bilgisayarlardan birini 100 lira peşinatla 700 liradan satmaya kalktı ama dolandırıldı.
12 Eylül 2007 tarihinde Mamak’ta bir çöplüğün yanına geldi. Orada bulunan bir çöpçü ile sudan sebeplerle tartışma çıkardı. Etraftan geçenler gürültüden epey rahatsız olmalarına karşın müdahalede bulunmadılar. Etrafına bakınan Özgür Dengiz kimsenin olmadığını görünce adama birkaç el ateş edip olay yerinden uzaklaştı. Zayıf bir iddiaya göre Cafer Er olay yerinden uzaklaşırken adamı görmüş, Özgür ile konuşmak istemiş ama katil onu da öldürmüştü. Olay dallanıp budaklanınca polis sorgulamayı daha ciddi yapmaya karar verdi. Dengiz’in ilk çöpçüyü vurduğu olay doğruydu ama Cafer Er’i bu şekilde öldürmediği sorgulama esnasında ortaya çıktı.
Katil sorguya alındığında ise tuhaf tavırları dikkat çekmişti. Değişik hareketler yapıyor ve zaman zaman tuhaf kahkahalar atıyordu. İnsan eti yerken kendinden geçtiğini söylüyordu. Polisler karşılarında bulunan adamın akıl sağlığının yerinde olup olmadığından emin değildi. Bu yüzden sakin bir şekilde yaklaştıkları adamla konuşmaya başladılar. Çapraz sorguya alınan katil önce bilgisayar satan esnafı öldürdüğünü itiraf etti. Sedat Erzurumlu’yu "Hayatın gerçeklerini umursamayan, işkolik ve parasını almak isteyen bir muhteris" olarak tanımlamıştı. Tabancasını yanına alarak olay yerine gittiğini, bilgisayar almak için yeterli parası olmadığını söyledi. Bu durum tasarlayarak adam öldürme suçu için delil teşkil ediyordu. Ardından da diğer olayı tüm detaylarıyla anlattı.
O gece birini öldürmeye karar vermişti. İmrahor Çöplüğü kenarına aracını park etti ve etrafta gezinmeye başladı. Oraya gitmesinin bir sebebi vardı. Çünkü fail bu mevkinin ahlaka aykırı davranmak isteyen ve içki içen insanların mekânı olduğunu düşünüyordu. Cafer Er’i parkta bir bankta otururken gördü. Adam içki içiyordu ve kimseye zararı yoktu. Dengiz bir süre sessizce kurbanını izledi, usulca yanına sokuldu. Selam verdiği adam gayet kibar şekilde karşılık vermişti. Lakin içindeki öldürme dürtüsüne mâni olamıyordu. Adam başını diğer tarafa çevirdiğinde silahını çıkardı. İki el ateş ettiği kurban kanlar içinde yere yığılmıştı. Etrafta kimse yoktu ama korkmuştu. Cesedi ağacın altına sürükledi. Yanına aldığı bıçakla cenazenin bacaklarından ve kollarından bir miktar et kesti. Bunları poşetlere koydu ve cesedi çarşafa sararak aracına yerleştirdi. Adamın cansız bedeni ile Ankara caddelerini turladı ardından da cesedi Mamak Çöplüğü’ne attı. Yanına aldığı etleri buzdolabına koydu, bir kısmını köpeklere verdi, iddiasına göre birazını da yedi. Hatta Dengiz bununla yetinmedi anne ve babasının da bu yaptıklarını öğrenip ona yardım ettiğini söyledi.
Polis bu sefer katilin annesi Sultan Dengiz ve Kıbrıs Gazisi olan babası Satılmış Dengiz’i sorguya aldı. Neye uğradığını şaşıran ebeveynler önce şoka girdiler. Ardından da yapılan tüm suçlamaları reddettiler. Çocuklarının psikolojik sorunları olduğunu ve bu yüzden böyle dediğini söylediler. Polisin elinde anne ve babayı suçlayacak herhangi bir delil yoktu. Zaten Dengiz’in söyledikleri kimi zaman birbirini tutmuyordu. Bu sebeple anne ve babanın salıverilmesine karar verildi. Basın kapıya yığılmış görüntü almak için birbirini ezerken yüzünü saklayan ebeveynler polis merkezinden alelacele uzaklaştılar. Ardından da Dengiz çıktı. Basın şaşmış kalmıştı. Çünkü bu kadar cinayeti işleyen adam gayet rahat ve hiçbir çekincesi olmadan başı dik bir şekilde arabaya binivermişti.
Gelelim insanları en çok rahatsız eden olayın gerçek olup olmadığına. Özgür Dengiz gerçekten Cafer Er’in cesedini yemiş miydi? Geçtiğimiz yazıda iddianameye geçen ifadeleri sizlerle paylaşmıştık. Ancak detaylara inmediğimiz için olay nispeten havada kalmış vaziyette. Bu olayla ilgili görgü şahitleri, bölgeye yakın yaşayan ve Özgür Dengiz’i tanıyan insanlar onun kanibalik (yamyam) olduğundan neredeyse eminler. Çünkü maddi durumu pek de iyi olmayan Dengiz’in pazar olan günlerde esnafa gelip ekmek arası kavurma verdiğini söylüyorlardı. Bununla birlikte Özgür Dengiz de cenazenin bazı parçalarını yediğini ifade etmişti. Adli Tıp Kurumu ve psikiyatrların değerlendirmesi sonucu; katilin akıl sağlığının yerinde olduğu, kendisinde ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğu bulunduğu ve insan eti yediğine dair delil bulunamadığı belirlendi. Yani adamın insan eti yiyip yemediği konusunda netlik söz konusu değil. Katilin beyanına bakılırsa insan eti yediği söylenebilir. Ancak cinayetten sonra geçen zamanın epey kısıtlı olması sebebiyle eti yese bile çiğ yediği anlaşılıyor.
9 ay sonra görülen mahkemede katil, maktullerin yakınları ile tanıdıkları hazır bulundular. Suçlar anlatıldı, deliller sunuldu. Özgür Dengiz’in ağzını bıçak açmıyordu. Tüm suçlamaları kabul etti. Son sözleri sorulduğunda ise yalnızca "Diyeceğim bir şey yok" diyebildi. Hatırlayacaksınız Armin Meiwes dosyasında da değinmiştik; Özgür Dengiz’e iki kişiyi öldürdüğü için iki defa ağırlaştırılmış müebbet hapis, öldürmeye teşebbüs suçuyla 9 sene, hırsızlıktan 3 sene, resmî belgede sahtecilikten 2 sene, ateşli silah ve mermi bulundurmaktan 1 yıl hapis ve 450 lira para cezası verildi. Bilindiği üzere insan eti yemenin kanunlarımızda birebir cezası bulunmuyor. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun 130. maddesinde kişinin hatırasına hakaret suçu kapsamına giriyor. Eğer birinin etini yerseniz onun aziz hatırasına saygısızlık yapmış olursunuz. Bunun cezası da üç aydan iki yıla kadar hapis. Ancak görüldüğü üzere faile bu yönde bir ceza verilmemiş. Bu da cumhuriyet başsavcılığının iddianamesine giren ifadelere ve delillere göre cezalandırıldığını gösteriyor. Yani diyebiliriz ki; Özgür Dengiz’in insan eti yiyip yemediği konusu askıda ve hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Bununla birlikte yemediği yönündeki kanaat daha kuvveti.
Dengiz hapse atıldığında bulunduğu cezaevinde de ilginç isimler vardı. Bunlardan bir tanesi Papa’ya suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağca diğeri ise sahte çürük raporu ile askere gitmediği suçlamasıyla tutuklanan ve dört ay sonra tahliye edilip birliğine gönderilen fakat terhis kağıdını alır almaz PKK terör örgütüne katılan DTP Eski Genel Başkanı, Selahattin Demirtaş’ın ağabeyi Nurettin Demirtaş’tı. Mehmet Ali Ağca’nın ilginç suikast dosyası ve devamında imza attığı başka olayları yeni yılda Sansasyonel Dosyalar: Mehmet Ali Ağca isimli yazımızda ele alacağız.
Dengiz’in akıl hastanesinde olup olmadığına gelirsek; son zamanlarda en çok kafa karıştıran konu bu. 2010 yılında Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozdu. Daha doğrusu olayın bu olduğu sanıldı. Halbuki mahkeme daha önce hırsızlık nedeniyle verilen 3 yıllık hapis cezasını uygun görmemişti. Çünkü Dengiz’in hırsızlık değil yağma suçundan yargılanması isteniyordu. Bununla birlikte Dengiz’in tek suçu hırsızlık olmayınca neredeyse tüm dosyanın yeniden ele alınması gerekti. Zira daha önce Dengiz için "İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu" tanısı konulmuştu. Fakat suçları işlerken akıl sağlığının yerinde olduğuna hükmedilmişti. Adli Tıp Genel Kurulu devreye girdi ve Dengiz’in akıl sağlığının yerinde olup olmadığını tespit etmek istedi. 23 Aralık 2010 tarihinde Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Dengiz tekrar test yaptırmak istemediğini beyan etti. Mahkeme de bu talebi yerinde buldu ve Adli Tıp Kurumu’nun daha önce verdiği raporu geçerli saydı. Yeniden yargılama sonucu Dengiz’in akli melekelerinde bir sorun bulunmadığına, hırsızlık suçu değil yağma suçundan yargılanması gerektiğine ve 3 yıl yerine 12 yıl hapis cezası almasına karar verdi. Böylece Dengiz dosyası kapatıldı. Dengiz hâlen hapishanede cezasını çekmeye devam ediyor.
Zamanla bu olay çok sayıda cinayet dosyası inceleyen popüler kültür eserlerine, çeşitli platformlardaki yamyam seri katil içeriklerine ve romanlara konu oldu. Ülkemizdeki seri katiller için yapılan isimlendirmelerden o da nasibini aldı. Hem de o yöndeki suçu henüz kanıta muhtaçken. Ya Ankara Yamyamı, Ankara Hannibalı ve Hannibal dendi ya da yabancı kaynaklarda Cannibal of Ankara ismi verildi.
Bir sonraki yazımızda çokça dosyada ismi geçen bir başka psikolojik manipülasyon tekniğine değineceğiz. Child Grooming, Türkçede bilinen adıyla çocuk bakımı veya çocuk tımarı. Pedofil biri aileye nasıl yaklaşır? Onları nasıl manipüle eder? Dost zannettiğiniz biri nasıl en kıymetlinizi hedefler? Çocuğunuzu kaçırdıktan ya da istismar ettikten sonra kendisini gizleyebilir mi? Caniler neden yaptığı şeyleri duyurmak isterler? Onlara karşı korunmanın yolu nedir? Pedofillere karşı çeşitli ülkelerde alınan önlemler nelerdir? Pedofilleri tedavi etmek mümkün müdür? Birinin eyleme geçmemesine rağmen pedofil olması halinde nasıl tedbirler alınabilir? Bazı insanlar neden çocuklara ilgi duyarlar? Travmalar çocuk istismarına neden olur mu? Child Grooming’i en iyi uygulayan seri tecavüzcü ve katiller kimlerdir?
Görüşmek dileğiyle…