Tarih: 5 Şubat 2020
Yer: Konya’nın Selçuklu ilçesine bağlı, Selçuk Üniversitesi yolu üzerinde bulunan Piri Reis Parkı
Tartışan çiftin sesi neredeyse park alanını kuşatmış adeta ortalık yıkılıyordu. O sırada oradan geçen 20 yaşındaki Kadir Şeker adamın kamelyayı yumrukladığını gördü. Müdahale edip etmemekte kararsız kalmıştı. Fakat çok zaman geçmeden kadının da sesini duyunca yanlarına gitti. Adam kadını karşısına almış bağırıp çağırıyordu. Birdenbire tartışma eşlerden dönüp iki adam arasında yaşanmaya başladı. Arbedenin sonunda Kadir’in cebindeki bıçak önce elinde sonra da adamın göğsündeydi. Yere yığılan 32 yaşındaki Özgür Duran hayatını kaybetmişti. Yanındaki kadın, Ayşe Dırla ise olan biteni seyretmekle yetinmişti. Kadir başına bir bela geleceğini anlayıp evine doğru hareket etti. Olay yerine gelen polisler adamın kalbine saplanıp çıkarılan bıçak sebebiyle öldüğünü anladılar. Katili ise aradan dakikalar geçmeden evinde yakalayıp tutukladılar. İşte Kadir Şeker olayının haberlere yansıyan ilk ve kuru bildirisi bu şekildeydi.
Tahmin edeceğiniz üzere o gün gündem bu haberle çalkalanmadı. Ekranlarda sobayı benzinle yakmaya çalışıp ateşe odun olan iki arkadaşın karşılıklı konuşma ve gülüşmeleri gündem olmuştu. Hem de bir uçağın pistten çıktığı, aynı gece 41 kişinin çığ altında kalıp öldüğü bir geceydi. Kadir Şeker’in dosyasının ülkenin gündemine gelmesi 11 Şubat 2020 tarihinde gerçekleşebildi. Çünkü sosyal medya mahkemesi olayı haber almış ve adamın kesinlikle suçsuz olduğuna kanaat getirmişti. Her neyse. Polis Kadir Şeker’i gözaltına aldı ve sorgulama başladı. 20 yaşındaki genç "Adam bağırırken oradan geçiyordum. Yanına gidip yapmamasını söyledim ama bana küfretti. Gücün kadına mı yetiyor deyince saldırdı. Sağ gözüme ardından da yüzüme vurdu. Kendimi korumaya uğraşıyordum. Boğmaya çalıştı. Ciğerlerim acırken bıçağı elime aldım sırtüstü yere düştüğümüzde adam yana doğru devrildi. Bıçağı kapatıp eve geldim. Üstümü değiştirip yatmaya çalıştığım esnada polis geldi" dedi.
Şimdi burada belki aklınıza gelmiştir. Çeşitli cinayetlere mâni olmak isterken olaya karışan insanlar var mı diye. Evet, hem de çok sayıda katil bir başka olayı durdurmak isterken cinayet işliyor. Bu noktada, müdahil olmak doğru mu sorusunun cevabı kesinlikle hayır. Çünkü bir olay olduğunda buna müdahale etmesi gereken birim kolluk kuvvetleridir. Bu nedenle olayları onlara bildirmek gerekir. Karşıdaki kişilerin elinde cinayet silahının olmadığını sanırsınız ancak çıkardığı küçücük bir çakı bile ölümünüze ya da bir başkasının hayatını kaybetmesine sebep olabilir. Hatta kolluk kuvvetleri bile bunu yaşayabilir. Geçtiğimiz haftalarda ABD’nin Virginia eyaletinde bir polis memuru silahlı saldırıya müdahale etmek için apartmana girdiğinde yanlışlıkla başka bir polisi öldürdü. Henüz 22 yaşında olan genç polisin öldüğü olayla ilgili yargılama süreci devam ediyor.
Soruşturma aşamasında kilit soru elbette cinayet silahının temini ile ilgiliydi. Daha olay yerinde iken savcı Kadir’e dönüp "Elinde bu bıçağın ne işi vardı?" sorusunu sorduğunda katil "Tesbih çeker gibi bıçak kullanıyorum, onunla oyun oynuyorum. Bu yüzden aldım. İnternetten aldım" demişti. Belki de Kadir Şeker’i zorlayan tek şey o esnaya kadar buydu. Çünkü bir kavgayı ayırmak için gitmiş istemeden katil olmuştu. Sonradan verdiği ifadede sokaktan geçerken tehdide uğradığını, bu sebeple bıçak aldığını söyledi. Cinayetle ilgili en çok tartışılan konu ise meşru müdafaa idi. Meşru Müdafaa, kişinin kendisini ya da bir başkasını saldırıya karşı korumasıdır. Ancak olay cinayetle sonuçlanınca kapsam değişiyordu. Katile bir diğer darbe de olayın tek şahidinden geldi. Ayşe Dırla verdiği ifadesinde tüm suçu Kadir Şeker’e atıvermişti. Bıçağı usulca gösterip kocasını korkutmaya çalıştığını söyledi. Sonradan polise başka medyaya başka konuştu. 9 Şubat 2020’de gittiği hastaneden "Darp yoktur, cebir izi bulunmamaktadır" raporunu da alınca dosya iyiden iyiye katilin başına kaldı. Ancak bu durum uzun sürmedi. Öldürülen adamın annesi ortaya başka bir iddia attı. Cinayetin planlı olduğunu, Kadir Şeker’in uyuşturucu kullandığını söyledi. Oğlunu Ayşe Dırla’nın öldürdüğünü ve suçun genç oğlana kaldığını, zaten Özgür Duran’ın da uyuşturucuya karşı olduğu için katledildiğini ekledi. Ama bu iddialar pek de ciddiye alınmadı. Başka biri ise olayların tüm akışını değiştirmek üzereydi.
Öldürülen Özgür Duran’ın kuzeni, Ayşe Dırla’nın tutarsız açıklamalarına ve ailenin suç geçmişi epey kabarık maktule sahip çıkmasına dayanamayıp basına konuştu. İşte bu açıklamalar Kadir Şeker’i kurtaran çok sayıda ifade içeriyordu. Son akşam Ayşe ve Özgür’ün yanında olduğunu, adamın kadını yumruklayarak dövdüğünü söyledi. Evden çıktıktan sonra Eskişehir’e doğru giden adamın ifadesine göre Ayşe Dırla, Özgür Duran’ı parka çağırmış ve ardından da tartışmaya başlamışlardı. Kadir Şeker onların yanına gidip "Ağabey, kadını neden ağlatıyorsun" deyince adam "Sana ne, benim karım" cevabını vermiş ve kadın da onaylamıştı. Kadir Şeker geri dönüp gidince adam arkadan saldırıp genci darp etmişti. Bir de üstüne onu boğmaya kalkınca 20 yaşındaki genç yanında bulunan bıçağı Özgür Duran’a saplamıştı. Kalbe denk gelen bıçak darbesi sonucu adam hayatını kaybetmişti. Kadir Şeker’le ilgili kafa karıştıran tek durum cinayetin bir iş birliği ile mi gerçekleştirildiği hususuydu. İşte mahkeme tüm bu ifadeler, bilgiler ve deliller ışığında kuruldu.
Peki can kurtarmak maksadıyla bir olaya karışıp katil olmak yalnızca ülkemize has bir durum mu? Elbette hayır. Kadir Şeker’in ifadesinde geçen "Ben ona bıçak saplamadım, bana doğru geldi ve nasıl olduğunu anlamadım" cümlesi çok tanıdıktır. Hatta geçtiğimiz haftalarda İngiltere’de işlenen bir cinayet soruşturmasında bu cümlenin neredeyse aynısı kuruldu. Katil olan ve ismi verilmeyen 16 yaşındaki gencin ifadesinde adamla birdenbire tartışmaya girdiği, nasıl olduysa bıçağın saplanıverdiği yazıyordu. Ancak soruşturma kapsamı genişledikçe Snapchat’ten gencin elinde bıçak bulunan pozlar elde edildi. Mahkeme katile ne ceza verileceği hususunda 6 Aralık günü karar verecek. Gördüğünüz üzere bu tür yaralama içeren ve genç mahkumların olduğu cinayetlerde bir bıçak tutkusu bulunuyor. Ateşli silahlar, kesici ve delici aletlere ilişkin bu tuhaf ilgiyi yeni yılda Sebepleri ve Sonuçlarıyla: İnsanların Silah Tutkusu isimli yazımızda ele alacağız.
20 yaşındaki genç tıp doktorluğu okumak isteyen öğrencinin katil olduğu yıl ülkemizde 15 bin 225 kişi kesici ve delici aletler sebebiyle yaralanırken 442 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı o yıl boyunca ülkemizde ölümle sonuçlanan ve adli tıp kurumunda incelenen cenazelerin yaklaşık yüzde ikisini oluşturuyor. Belki de size ilginç gelecek; boğulma sonucu ölenlerin sayısı bunun iki katından fazlası. Yani zannettiğiniz gibi insanlar birbirlerini kesip doğramak için fırsat kollamıyorlar. Bıçak, satır, kasatura, şiş ya da pala gibi birtakım aletler çoğunlukla karşıdaki kişiyi korkutma veya tehdit amacıyla kullanılıyor. Bu yüzden adli soruşturmalarda da katil aşırı öldürme yani overkill içinde değilse mesele daha yumuşak değerlendiriliyor. Lakin bir kişi elindeki bıçakla kurbana ölümcül darbeler vurmasına karşın devam ediyorsa o zaman işin rengi değişiyor. Ayrılmak isteyen 30 yaşındaki kız arkadaşını saçlarından tutup şarküteriden eline geçirdiği bıçakla 39 yerinden yaralayan ve ölümüne sebep olan Canoğul Yiğit de bunlardan biri. İşlediği suç nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılan şahsa ceza indirimi de yapılmadı.
Kadir Şeker kasten adam öldürme suçuyla hazırlanan iddianame ile önce ömür boyu hapis cezasına mahkûm edildi. Bir süre sonra mahkeme olayın haksız tahrik altında işlendiğini göz önüne alarak 15 yılla yargılanmasına karar verdi. İyi hal koşulları da değerlendirildi ve ceza 12,5 yıla kadar düşürüldü. İstinaftı, yargılamaydı derken en son 10 yıl 10 ay hapis cezası kesinleşti. O sırada Covid-19 tüm dünyayı sarmaya başlamış ve herkesi esir almıştı. Ülkeler için suçluları içeride tutmaksa giderek güçleşiyordu. Çünkü kapalı bir mekânda herkes adeta anastomozlaşmış (kaynaşmış, ağız ağıza gelmiş) gibi bir aradaydı. Bu yüzden çeşitli ülkelerde suçluların salıverilmesi gündeme geldi. Ülkemizde de yapılan bu uygulama kapsamında Kadir Şeker 1 Haziran 2023 tarihinde açık cezaevine alındı. Sonra da 31 Temmuz’a kadar izin verilip evine gönderildi.
Covid-19 pandemisinin devam ettiği dönemde huzurevi, hastane, sosyal kulüp ya da cezaevinde toplu halde yaşayan insanlar hastalığa maruz kaldılar. Özellikle İspanya’da ölen yaşlı sayısının haddi hesabı yoktu. Bu sebeple çeşitli ülkelerde bir milyonu aşkın mahkûm serbest bırakılmak zorunda kalındı. Listenin zirvesinde ise Türkiye var. 114 bini aşkın mahkumla birinci olan ülkemizin ardından 104 bin ile İran, 82 bin ile Filiplinler, 68 bin kişiyle Hindistan ve Irak ile Etiyopya geliyordu. ABD’de de durum farklı değildi. Sadece Massachusetts’de kokain kaçıran adamdan tutun ateşli silah bulunduran, kamu malı çalan, insanları haraca bağlayan adamlar serbest bırakıldı. Kaliforniya’da ise katillere kadar çoğu kişi serbest kaldı. Covid-19 sebebiyle serbest bırakılanların bir kısmı tekrar suç işlediler. Florida’da salıverilen 26 yaşındaki Joseph Edward Williams daha aradan bir hafta geçtikten sonra birini vurup öldürdü, polise direndi, eroin ve uyuşturucu kullandı.
Olaya dönersek; Kadir Şeker’in kurtardığı kadın, Ayşe Dırla bir buçuk yıl sonra bambaşka bir suç sebebiyle gözaltına alındı. Kendisi hakkında yapılan suç duyurusu sonrası harekete geçen polis Dırla ile Murat Hanlı isminde bir adamı tutukladı. Polisin eline ayrıca 900 gram uyuşturucu geçti. Sorgulamada kadın diğer adamın uyuşturucu bağımlısı olduğunu itiraf etti. Bir aydır imam nikahıyla evli olduklarını, kendisinin uyuşturucu ile bir alakası olmadığını ekledi. Bir de üstüne uyuşturucuyu adamın aldığını sonra da ona kızdığını söyledi, uyuşturucuyu satan kişilere malı geri götürürken yakalandıkları gibi komik bir açıklama da yaptı. Polis yaptığı araştırmalar sonucunda Murat Hanlı’nın 60 bin lira değerindeki aracını sattığını ve bununla bir kilograma yakın uyuşturucu aldığını tespit etti. Bu durum Ayşe Dırla’nın daha önce uyuşturucu çeteleriyle alakası olduğu iddialarını doğrular nitelikteydi.
Kadir Şeker’in son durumu ne oldu diye sorarsanız; 15 Temmuz 2023 tarihinde 7456 sayısı torba yasada bulunan ve resmî gazetede yayınlanan kanun uyarınca Kadir Şeker gibi daha önce dışarıda olan mahkumlar denetimli serbestlikten yararlandılar. 20 Temmuz 2023 günü avukatının yaptığı açıklamada 31 Temmuz 2023 tarihinden itibaren Kadir Şeker artık serbest. Elbette başka bir suç işlememesi koşuluyla. Bu durum katili kader mahkûmu görenleri sevindirirken suçlu olduğunu düşünen ve cezasının infaz edilmesini arzu edenlerin tepkisini çekti.
Son olarak bu kader mahkûmu kavramını isterseniz bir ele alalım. Gerçek kader mahkumları suçsuz olduğu halde suçlananlar, birkaç yetersiz delille ölüme mahkûm edilenlerdir. Gerçek kader mahkumları herkesin kurşun sıktığı bir cinayet dosyasında eline zorla silah tutuşturulmuş gençtir. Peki bunların sayısı ne kadar diye sorarsanız ABD genelinde bile 2,3 milyon suçlunun olduğu 2019 yılında, Masumiyet Projesi kapsamında ortaya çıkarılan sayı 46 bin ile 230 bin arasında. Yani anlayacağınız "Bu şahıs suçsuz olduğu halde içeride, idam mahkûmu ya da idam edildi" dediğimiz kişi sayısı toplam suçluların yüzde iki ile on kadarı. Bu miktar elbette küçümsenemez. Ancak bunların bir kısmının soruşturma problemleri, delil yetersizliği, delillerin değerlendirilmesinde kullanılan tekniklerin hatalı olması gibi suç dışı sebeplerden kaynaklı olduğunu belirtmek gerekir. Yani bu durum; suçlulara acımanın, onları yüceltmenin de anlamsız olduğunun kanıtı niteliğinde.
Bir sonraki yazımızda Katatoni konusunu işleyeceğiz. Bir insanın olduğu gibi donakalması mümkün mü? Sebepleri nelerdir? Katatoni gerçekleştikten sonra ne yapmak gerekir? Hangi yapımlarda katatoni hastalığı geçiyor? Her donakalan kişi neden katatoni hastası sayılamaz?
Görüşmek dileğiyle…