İnternete bir video düşmüştü. Adı 1 Lunatic 1 Ice Pick (Bir Çılgın Bir Buz Kıracağı) idi. Elden ele yayılan, herkesin gözlerini sıkıca yummasına neden olan korkunç bir videoydu. Yarı baygın ve bağlanmış olan adama yaklaşan kapüşonlu tuhaf biri önce eline tornavidayı aldı. Defalarca sapladı, hareketlerin kesilmesine rağmen saplamaya devam etti. Bıçakla kurbanın kafasını, kol ve bacaklarını kesti. Cesetle ilişkiye girdi, bir kısmını kesmeye devam edip çatalla yedi. Gore sitelerine düşen video neredeyse ışık hızıyla yayıldı ama henüz polisin eline ihbar ulaşmamıştı.
Kanada Muhafazakâr Partisi çalışanı ofise girdiğinde masasına bırakılmış olan kutuya şöyle bir göz gezdirdi. Kargo görevlisi sabah getirip kendisine teslim etmişti. Kahvesini aldı, televizyonu açtı. Sıkıcı bültenler arasında gezinirken karşısına konulan kutuyu açmaya karar vermişti. Paketten gelen koku tanıdık değildi. Bandı çektiği anda hayatının en ilginç tablosuyla karşı karşıyaydı. Çünkü önünde insana ait bir uzuv duruyordu. Yalnız değildi. Benzer doku ve organlardan çeşitli resmi dairelere de gönderilmişti. Katil her kimse adını duyurmaya kararlıydı. Polise haber gittiğinde videoyla ilgili çok sayıda ihbar da ulaşmıştı. Katilin kimliğini tespit ettiler. Adı Eric Newman’dı ama sonradan Luka Rocco Magnotta ismini almıştı. Çünkü ünlü porno film yıldızı Rocco Siffredi’ye özeniyordu. Öldürdüğü adamı parçalamış ardından da birçok adrese kargolamıştı. Gelin şimdi bu şöhret meraklısı tuhaf katilin bulaştığı suçları birlikte inceleyelim.
Eric Newman 1982 yılında Kanada’ya bağlı Toronto kentinde dünyaya geldi. Annesi Anna Yourkin ve babası Donald Newman lisede tanışmışlar ve genç yaşta evlenmişlerdi. Aradan çok zaman geçmeden doğan çocuklarına ünlü Amerikan aktör Eric Roberts’ın adını verdiler. Donald şizofren, Anna ise titizlik hastasıydı. Tavşanları soğukta bırakarak öldüren çocuklarının ne yaptığından habersizlerdi. Bununla birlikte sevgi dolulardı. Lakin içki sorunları ve ilgisizlikleri Eric’i hiç istemedikleri bir yola sürükleyecekti. Eric belli bir zaman farklı işlerde çalıştıktan sonra fahişelik yapmaya karar verdi. Kendisine çok düşkün olan annesinden ayrılan adam çeşitli yerlerde ilişkiye girip para kazanıyordu. Ayrıca bazı dans kulüplerine gidip striptiz yapıyordu. Bu dönemde yavaş yavaş isminin duyulmasından büyük bir keyif alıyordu. Hatta sırf bu sebeple çok sayıda hayran sayfası açarak ününü katlamaya çalışıyordu. Sahte hesaplar aracılığı ile kendisini övüp duruyordu. Polisin tespit edebildiği kadarıyla 70 adet Facebook sayfası, 20 adet de web sitesi açmıştı. Bu bir dönem böyle devam etti. Nüfusa giderek adını Luka Rocco Magnotta olarak değiştirdi.
Luka Magnotta farklı isimlerle çeşitli filmlerde oynama kararı aldı. Seçmelere gittiğinde 1,78 metre boyu ve nazik vücudu sebebiyle işe kabul edilmişti. Tam da bu nedenle oynadığı filmlerin çoğunluğunda pasif eşcinsel olarak rol bulabildi. 2005’te iki, 2006’da bir adet olmak üzere gey porno filmlerinde yer aldı. Hatta bir filmde adının Jimmy olmasını istedi. Çünkü fahişelik yaptığı dönemde bu takma ismi kullanmıştı. Buna karşın yine de istediği şöhreti elde edememişti. Belirli aralıklarla çeşitli dergilerde modellik yaptı ama onlar da tutmadı. Yaptığı her şey ikinci ya da üçüncü sınıfa giriyordu. Asla o umduğu star şanına erişememişti. Bu dönemde daha fazla para kazanmak için kadın kılığına girip on bin dolar değerinde eşya satın aldı ama kısa zamanda yakalandı. Birkaç ay hapis cezasına çarptırıldı. Hapse atıldığı dönemde başka bir suçluyla ilişki yaşadığı söylentileri çıkmıştı. Bunun da şöhret için yapılıp yapılmadığı pek anlaşılamadı. Sonradan Magnotta bu iddiaları reddetmişti.
Şöhret merakı birçok insanda bulunabilen bir hevestir. Kontrol edilemediği durumlarda ise vak’alar felaketle sonuçlanabilir. Bazı çalışmalarda görüldüğü üzere; dışsal güdü de denilen birtakım pekiştirici etkilere bağımlı olma sonucu da ortaya çıkabilir. Kişi şöhreti arttıkça daha çok ödüllendirildiğini hisseder. Bu yüzden fazlasını yapmayı arzu eder. Kimi zaman sırf bu sebeple elini köze sokmaktan çekinmeyebilir. Çoğu insan şöhret kazanabilmek için akla gelmeyen işlere imza atıyorlar. Adam öldüren, kaçıran, tecavüz eden, çırılçıplak soyunup sokaklarda gezen insanlar mevcut. Bunu ilerleyen yazılarımızda Şöhretin Bedeli: Tuhaf Sapkınlıklar ismiyle ele alacağız.
Sosyal medyanın iyice yaygınlaşmaya başladığı 2010’lu yıllara gelinirken Luka kendisine yeni bir şöhret aracı yaratarak bu unutulmuşluk hattını yarıp geçmek istiyordu. Youtube kanalı açtı ve ardından da evinde yetiştirdiği kedilerin videolarını paylaşmaya başladı. Sanmayın ki bunlar sevimli ve iç ısıtıcı paylaşımlardı. 1 Boy 2 Kittens isimli videosunda henüz yavru olan iki kediyi öldürmüştü. Kedileri vakumlu bir poşetin içine koyup boğan bu adama Facebook üzerinden çok ciddi tepki geldi. Hatta çabucak toplanan hayvanseverler videoyu paylaşan kişinin kimliğini tespit etmek için yoğun çaba sergilediler. Bir kişi sahte hesap üzerinden "Hayvanları öldüren genç benim" dedi. Adama ulaşıldığında çoktan ölmüştü. Grupla alay etmek isteyen ve daha sonra kişisel sebeplerden dolayı intihar eden Edward isminde biriydi. Bu sıralarda ise Luka Magnotta kedi öldürdüğü videoları yayınlamaya devam ediyordu. Kedi katilinin yakalanamaması sebebiyle polise de öfkeli olan topluluğun söylediği tek cümle vardı "Hayvan öldüren biri mutlaka insan da öldürür…" Haklı çıkacaklardı.
Luka da ne yaparsa yapsın bir türlü şöhreti yakalayamıyordu. Ne öldürdüğü kediler ne beslediği yılan ne de yılana yedirdiği yavrular. Tam anlamıyla hiçbir zaman o beklediği zirveye çıkamıyordu. Artık öyle bir şey yapmalıydı ki adını manşetlere yazdırabilmeliydi. Kanada başbakanından bürokratlara, milletvekillerinden kurumlara kadar herkese ve her yere hakaret dolu mesajlar gönderdi. Bununla da yetinmedi. Müstehcen görüntüler de ulaştırdı. Luka Magnotta başta biseksüeldi ancak zamanla yalnızca erkeklere ilgi duymaya başladı. Zaten oynadığı gey porno filmlerinden sonra sektörü gözlemlemişti. Baktı ki olmayacak artık ilişki yaşadığı birileriyle manşetlere konu olmayı göze almıştı.
İlişki yaşama sıklığı yönelimlere göre değişir. Heteroseksüel ilişkiler çoğunlukla evlilikle ya da evlilik sonrası dönemde aldatma gibi olaylarla gerçekleşir. Özellikle muhafazakâr toplumlarda evlilik dışı cinsel ilişki hoş görülmez. Homoseksüel ilişkilerde ise duygusal ilişkiden çok seksüel ilişki yaygındır. Fakat bu da yönelimin türüne göre değişkenlik gösterir. Örneğin iki gey kolaylıkla ilişki yaşayabilirken iki lezbiyenin birbirini bulması daha zordur. Bir transseksüelin partner bulması zor olmazken travestiler eline telefon bile alamayabilir. Son yıllarda artan buluşma uygulamaları (Dating Apps) ile çok sayıda benzer yönelime sahip insan görüşebiliyor. X (Eski adıyla Twitter) üzerinden de partner bulmanın mümkün olacağı konuşuluyor. Match, Tinder, OKCupid, Happn gibi uygulamalar tüm yönelimleri barındırırken Grindr, Hornet gibi bazı uygulamalar ise yalnızca eşcinseller için hazırlanmıştır. Eşcinsel buluşma uygulamaları son yıllarda çok sayıda suça konu oluyor. Hornet isimli uygulamada uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımı, dağıtımı ve kaçakçılığı yapılıyor. Grindr ile buluşan çiftlerde ise adam yaralama, tehdit ve cinayet suçları yaygın. İşte Luka Magnotta da son kurbanıyla bu uygulama üzerinden tanışmıştı.
Jun Lin 1,78 metre boyunda, sarışın ve yakışıklı görünen adamı pek bir beğenmişti. Gay tanışma uygulamalarından olan Grindr üzerinden konuştuğu Luka Magnotta’nın profili ona gayet uygundu. Luka 28-38 yaşlarında, beyaz, fit ve bekar bir erkek aradığını yazmıştı. Çeşitli BDSM fantezilerini gerçekleştirebileceğini söylüyordu. Birbirlerini bağlayarak ilişkiye girme fikrini de beğenmişti. Ailesinin kendisini evlendirme baskısından bunalan Wuhanlı adam eğitim için Kanada’ya geldiğinde özgürlüğün tadını almıştı. 24 Mayıs 2012 tarihinde arkadaşlarıyla mesajlaşan Jun Lin’den bir daha haber alınamadı. İşine gayet sadık bir adam olan 33 yaşındaki Lin ertesi gün gelmeyince şüpheler arttı. Luka ise kurban gelmeden önce izlediği, başrollerinde Michael Douglas ve Sharon Stone’un oynadığı Basic Instinct filminin etkisindeydi.
Luka, Jun’a önce uyku ilacı içirdi ve bayılmasını sağladı. Ardından eline aldığı tornavidayla sayısız kez kurbana vurdu ve ölümüne yol açtı. Bir bıçakla cenazeye kesiler attı, parçaladı ve kameraya her bir uzvu gösterdi. Belli bir zaman mastürbasyon yaptı. Parçaladığı ölü bedenle ilişkiye girdi. Bu esnada kamera açıktı. Tüm detayları en ince ayrıntısına kadar çekmeyi ihmal etmedi. Kanlar içinde kalan yatağın üzerindeki adamın cesedinin bir bölümünü yedi. Çeşitli parçaları muhtelif kutulara koydu. Kurbanın elbiselerini giydi ve çöpe birkaç poşet attı. Havlayan köpeği de öldürüp kapının önüne bıraktı. Polis olay yerine gelip kamera kayıtlarını incelediğinde katilin Luka Magnotta olduğunu tespit etti. Montreal Kasabı ve Kanadalı Sayko (Canadian Psycho) isimleriyle bilinen Magnotta için yakalama kararı çıkarılmıştı ama artık çok geçti. Zira olaydan 2 gün sonra katil Fransa’ya kaçmayı başarmıştı. Olay yeri ise cinayetten beş gün sonra bulunabilmişti. O sırada çeşitli adreslere farklı uzuvlar gitmeye devam ediyordu. Saint George Okulu’na sağ ayak, Vancouver’daki False Creek İlkokulu’na sağ el gönderilmişti. Toplamda altı paket olduğu tespit edilmişti. Kutulardan birine ise şunları yazmıştı:
Güller kırmızıdır,
Menekşeler mavi.
Polisin kimliğini tespit etmesi için,
Diş kayıtlarına ihtiyacı olacak.
Fahişe…
Çeşitli kamera kayıtları sosyal medyada paylaşılır olmuştu. Polisin tam dükkândan çıktığı sıralarda yoldan geçen katil, eski kedi videoları ya da diğer kısa vine’lar. Gündem adeta Luka Magnotta ile örülü vaziyetteydi. Katil ise elini kolunu sallayarak gezmekten acayip keyif alıyordu. Çünkü kendisini çok rahat bir şekilde saklamayı başarıyordu. Fransa’dan Almanya’ya geçmiş Berlin’de gezip tozuyordu. Saçlarını boyamaya alışkın olan ve kolayca kılık değiştirebilen adam 4 Haziran 2012 tarihinde girdiği internet kafede yakayı ele verdi. Hem de bir Türk sayesinde. Haberleri mi takip etti yoksa Luka Magnotta’yı daha önce içinde bulunduğu birtakım videolardan mı gördü bilinmez içeri giren adamı hemen tanıdı. Polise haber verdi ve adamın oyalanması için elinden gelen her şeyi yaptı. Ekipler içeri girdiğinde korku dolu gözlerle olan biteni seyreden Magnotta’nın kaçacak deliği kalmamıştı. Yakaladıkları katilin eline aldığı gazeteye baktıklarında kendisiyle ilgili haberleri okuduğunu anladılar. Şöhret bağımlısı adamın yaptığı iş akıllara duygunluk vermişti. İşte bu kovalamaca tam 11 gün sürmüştü. Almanya ve Kanada arasında 1979 yılında yapılan suçlu iadesine ilişkin anlaşma kapsamında katil Kanada’ya geri gönderildi.
Haftalarca süren dava boyunca Jun Lin’in babası da hazır bulundu. Her aşamada oğlunun ceset fotoğrafları, kanlı yataklar ve adli delillerle karşı karşıya kaldı. Bu acı tablo 15 Aralık 2014’te son buldu. Aslında Magnotta sekiz gün sonra akıl sağlığı yerindedir raporu almıştı. Buna karşın dava süreci bir müddet uzadı. Hâkim müebbet hapis cezasının yanı sıra diğer suçlardan da 19 yıl vermişti. 25 yıl sonra şartlı tahliye hakkının bulunduğunu öğrenen katil 2015 yılının şubat ayında temyiz başvurusunu geri çekti. Baba Lin eline aldığı bir kutu külle bir daha dönmemek üzere memleketine gidiyordu. Cenazeye dair birkaç fotoğraf basınla paylaşıldığında etten kemikten müteşekkil insanoğlunun nasıl acılar çektiği ve duyguların bedenlerden fazlası olduğu yeniden anlaşılmıştı.
Luka Magnotta hapse atıldıktan beş yıl kadar sonra başka bir mahkûma âşık oldu. Anthony Jolin, farklı suçlardan hüküm giymiş lakin sonradan hapishanede mahkumlardan birini öldürdüğü için müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir katildi. Kanada eşcinsel evliliklere izin verdiği için başvuruda bulundular. 26 Haziran 2017’de iki suçlu Port-Cartier şehrinde evlendiler. Magnotta ile ilgili en iyi bilinen yapım 2019 yılında Netflix üzerinden yayınlanan Don’t Fuck With Cats: Hunting an Internet Killer (Kediyle Seks Yapma: İnternette Katil Avı, Türkçe’ye Kedilere Bulaşmayın ismiyle geçti) idi.
Luka Magnotta’nın yaşamına dair aslında söylenecek çok söz var. Parafili sahibi olan ya da ciddi suçlara bulaşan katillerin geçmişlerinde çoğunlukla hayvana yönelik fena muamele olduğu muhakkak. Seri katillerin ise hemen hemen tamamında bulunuyor. Şöhret merakının insanı sürüklediği nokta itibarıyla da Luka Magnotta karşımızda duran çok önemli bir örnek. Katilin Jun Lin’i öldürmesi ve akabinde cenazeye yaptığı şeyler eşine az rastlanır cinsten. Birini ilaçla uyutmak, delici aletle defalarca vurarak öldürmek, parçalanmış cesedine tecavüz etmek ardından da hayvanlarıyla birlikte yemek şöhret aşkının da uzağında ciddi saplantılar barındırıyor. İlaveten bu olay birtakım buluşma uygulamalarının ne denli tehlikeli olabileceğini de gösteriyor. Bu nedenle bu tür uygulamaları kullanan kişilerin karşılarına nasıl insanlar çıkacağı konusunda son derece dikkatli ve bilgili olmaları hayati önemde. Dosyamız şimdilik burada sona eriyor. Fakat ilerleyen yazılarımızda Luka Magnotta’nın imza attığı tuhaf olaylar dizisi mutlaka yer bulacak.
Serinin bir sonraki yazısında Adolf Hitler’in cesedinin başına gelenleri ele alacağız. Führer Hitler’in son kez elini kaldırdığı Almanya’dan Rusya’ya uzanan yolculuğunu, ceset ve ortamdan alınan bazı eşyalar üzerinde yapılan analizleri, işlemleri ve sonuçları anlatacağız. İlginç detaylar sebebiyle epey şaşıracaksınız.
Görüşmek dileğiyle…