Suç işleyen insanların iç dünyası hep merak edilegelmiştir. Akıl hastaları, travma yaşayanlar, bir suça bulaştıktan sonra tadına doyamayanlar. Cinayet işlediği esnada akli dengesi yerinde miydi değil miydi soruları sebebiyle çok sayıda dosya tartışmaya açıldı. Jeffrey Dahmer, Ed Gein, Charles Manson ya da diğerleri. Cinayet soruşturması esnasında mutlaka akıl hastalığı testlerinden geçtiler. Kimileri paçayı sıyırırken kimileri gerçekten hasta çıkabiliyordu. Kimileri ise beyninde oluşan bir tümör sonrası bu hâle gelmişti. Bazıları cinayet işlediği anda transa geçiyor ve kendine geldiğinde yaptıklarını unutuyordu. Hangisi gerçek hangisi yalan bilemeyiz ama tanı alanlar hariç diğerleri gerçekten yaptıkları işlerden zevk aldılar ve bunu devam ettirmek için çaba içindeyken yakalandılar. Gelin şimdi suçlu profilleri ile bu profile örnek olabilecek katilleri birlikte inceleyelim.
Katillerin bir bölümü cinayet işlerken kendisini kaybettiğini söyler. Bunlardan birisi mezarlardan ceset kaçıran ve iç organlarından kendisine eşyalar yapan Edward Gein ya da bilinen adıyla Ed Gein. Wisconsin eyaletinde sayısız mezarı açtı, cenazeleri evine getirip parçaladı. Kafataslarından kaseler, meme uçlarından tablolar yaptı. Alet edevatını kaybedince tabutları açamadı ve insan avlamaya başladı. Yakayı ele verdiğinde cinayet esnasında transa girdiğini söyledi. Elbette ilk başta kimse inanmadı. Ama nezarethaneye atıldıktan sonra 40 saat boyunca ne bir şey söyledi ne de bir şey yiyip içti. Bu sürenin sonunda yalnızca "Elmalı turta" dedi. Yapılan testlerde şizofren olduğu ortaya çıktı. Annesinin ölümüne kadar sürekli cinselliği kötü olarak tanımlaması onda ciddi travmalara sebep olmuştu.
Bir diğer suçlu tipi ise kurbanlarını serbest bırakanlar. Seri tecavüzcü ve katil Harvey Carignan bunlardan biri. Tüm çocukluğu boyunca yatağa idrarını kaçırdığı için dayak yedi ve istismar edildi. Carignan askere gidince artık suç işleyebilecek hâle gelmişti. 58 yaşında bir kadının ölümüyle başlayan cinayet ve tecavüz serisi 13 yaşında bir kıza kadar uzandı. Tecavüz ettiği kızı çekiçle yaralayan katil tehditler savurarak onu serbest bıraktı. Sanmayın ki yakalandı. Kızcağız o kadar korkmuştu ki olan biteni anlatmak yerine gizlemeyi tercih etti. Bu olaydan sonra Harvey suçlarına devam etti. Ta ki 1974 yılında üst üste suç işleyinceye kadar. 6 günde üç kadını alıkoyan katil tümünü birden elinden kaçırınca polis bu defa onun yakasına yapıştı. 60 yıl hapis cezası aldı. 6 Mart 2023 tarihinde 95 yaşında iken hapishanede hayatını kaybetti.
Travma yaşayan katiller de bulunuyor. Hüküm giymiş seri katillerle yapılan röportajlar ve alınan notlar neticesinde önemli bir bölümünün cinsel şiddete ve istismara uğradığı ortaya çıktı. Seri katillerin neredeyse tamamında hayvanlara karşı fena muamele bulunuyor. Bunlardan birisi palyaço katili olarak da bilinen John Wayne Gacy. 34 kişiyi öldüren eşcinsel seri katil ailesi tarafından hem fiziksel hem de sözlü tacize uğramıştı. Bebekliği parlak olanın geleceği de parlak olur lafını unutturacak bir diğer seri katil ise altı kiloya yakın bir kütleyle dünyaya gelen Edmund Kemper. Ablası sürekli kendisiyle alay ederdi hatta bir seferinde şaka olsun diye kardeşini tren raylarına itmişti. Annesi tarafından tacize uğradı ve otoritesi altında ezildi. Kemper’ın kendisi de pek sağlıklı sayılmazdı. Çok zeki olmasına karşın tuhaf davranışlar sergiliyordu. Öldürdüğü kedilerin kafasını sopaların ucuna asıp gezdiren Kemper bunu daha sonra insanlara da yapmak istedi. Annesini, dedesini ve büyükannesini öldürdü. Hatta annesinin başıyla seks yaptı yetmedi bir de dart oynadı. Sonradan cinayetlerin sayısı 10’u buldu. 1948 doğumlu katil hapishanede örnek sayılabilecek kadar sakin bir suçlu olarak yaşamına devam ediyor.
Elbette bu durumun tersi de mümkün. Bazı suçluların aileleri gayet eğitimli ve zengin insanlar olabiliyor. Hayatlarında sayabileceğiniz belki de tek travmaları bile bulunmuyor. Chicago Üniversitesi’nde okuyan, aileleri iyi durumda olan, derece bile almış iki öğrenci adam kaçırma ve cinayetten hüküm yedi. Bunlardan biri Nathan Leopold diğeri ise Richard Loeb’du. Medyada Leopold & Loeb olarak tanımlandılar. Kendilerini toplumdan üst segmentte görüyorlardı. Mükemmel cinayetler işleyen mükemmel insanlar olma gibi bir hedef belirlediler. Çünkü hukuk asla onları tanımlayabilecek kadar yeterli değildi. 7 ay boyunca planladıkları cinayeti hayata geçirmeye başladılar. Önce Bobby Franks isminde bir çocuğu türlü bahanelerle aracın içine aldılar. Marangoz keskisi ile çocuğun başına vurup arabanın arka koltuğunda boğarak öldürdüler. Çocuk Yahudi olduğu için sünnetliydi. Cesedin Yahudi olduğunun anlaşılmaması için cinsel organına asit döktüler. Cenazeyi de bir göletin yakınlarındaki kanalın içine sakladılar. Aileye farklı bir isimle fidye notu göndererek beklemeye başladılar. Ancak polis cesedi bulmuştu. Yani plan daha ilk aşamadan suya düşmüştü. Cesedin yanında bulunan gözlük koskoca şehirde sadece üç kişiye satılmıştı. Polis adeta iğneyle kuyu kazarak o gözlüğün Leopold’e ait olduğunu buldu. Yakayı ele vermişlerdi. Loeb her şeyi itiraf etti. Yargılandıktan sonra hapse atıldılar. Eşcinsel olduğu kayıtlara geçen Loeb başka bir mahkûm tarafından jiletle öldürüldü. Leopold ise uzun yıllar kaldığı hapishanede mahkûmlara eğitim verdi, entelektüel çalışmalarını sürdürdü. Loeb’a hâlen âşık olmasına rağmen başka biriyle evlendi ve sonra tahliye edildi. Yıllar sonra kalp krizinden öldü.
Hiçbir şekilde yaptıklarından pişman olmayan seri katiller de vardır. Bunlardan biri ayakkabı katili olarak da bilinen Jerry Brudos’tu. Çocukluğunu tamamen yalnız ve hurdalıkta bulduğu topuklu ayakkabılar ile oynayarak geçirdi. Sonradan çok kereler akıl hastanesine yatırıldı, tedavi gördü. Bilinen dört kadını öldürdü. Her bir öldürdüğü kadının başında onların ayakkabılarını giyerek mastürbasyon yaptı. En sonunda yakayı ele verdiğinde polis ona pişman olup olmadığını sordu. Brudos eline aldığı kâğıdı sıkıştırıp top yaptı ve fırlatıp "O kızların canı işte bu kadar umurumda" deyiverdi. İkinci yazımızda konu edindiğimiz bir başka seri katil olan Edward Edwards da onlardan biri. Wisconsin Canavarı olarak da bilinen Edwards tespit edilebildiği kadarıyla beş kişiyi öldürdü. Yakalandığı zaman gayet soğukkanlı bir biçimde cinayetlerini en ince ayrıntılarına kadar anlattı. Bunlardan birisi de 250.000 dolar almak için evlat edindiği ve daha sonra tüfekle vurduğu 25 yaşında bir gençti. Kızı kendisini ihbar etmiş ve böylece polisin eline düşmüştü. Ona da maktullerin ailelerinden özür dileyip dilemeyeceği soruldu. Verdiği cevap cinayetlerini adeta özetler gibiydi. "Şey, bu… Açıkçası, dilemeyi düşünmem. Hayır. Tabii ki üzgünüm falan ama kendimi bu derece kötü hissetsem en başından beri bunları yapmazdım." Burada şu soru aklınıza muhakkak gelmiştir. Eğer kızı olmasa yakalanabilir miydi diye. Ne yazık ki, hayır. Edwards’ın yakalanması tamamen kızı sayesinde olmuştu. Yoksa son cinayetini 1980 yılında işlemiş ve olayların tamamen soğumasının üzerinden 29 yıl geçtikten sonra kimseye zararı olmadan yaşayan bir adam asla yakalanamazdı. Hatta evlatlığını öldürdüğünü köşeye sıkışınca itiraf etti. Çünkü hapis yatmak istemiyor ölüm cezası almayı arzu ediyordu. İstediği cezayı da aldı ama infaz gününden bir ay önce hapishanede öldü.
Katiller içerisinde gerçekten ruh hastası olanlar da mevcut. Geçtiğimiz yazılarda konu edindiğimiz bazı isimler bunlara örnek verilebilir. Örneğin yalnız bir çocukluk geçiren Armin Meiwes kanibalik bir katildi. Evine davet ettiği adamı öldürüp on ay boyunca yemiş ve kendisine bunu niye yaptığı sorulduğunda "Onu yediğimde ruhu hep benimle kalacak" deyivermişti. Hatta kurbanının iyi İngilizce bilmesine atıf yaparak daha kolay yabancı dil öğrendiğini söylemişti. Bir diğer katil ise Issei Sagawa. Sevgilisini samuray kılıcı ile öldürüp iki gün boyunca yiyen katil ceset üzerinde uçuşan sinekleri görünce "Balayı bitti" demişti.
Hastalığı sebebiyle cinayet işlediği yönünde iddialar olan katiller de var. Bunlardan birisi keskin nişancı katili olarak da tanınan Charles Whitman. Teksas Üniversitesi’nin ana binasındaki gözlem güvertesine çıkan katil 15 kişiyi öldürdü ve 31 kişiyi yaraladı. İki polis onu görüp ateş ederek katliamın son bulmasını sağladı. Kimliği tespit edildiğinde polis merkezine gelen bir haber de doğrulanmış oldu. Katil gözlem güvertesine çıkmadan hemen önce karısını da öldürmüştü. Ailenin isteği ve katilin intihar notundaki arzusuna sadık kalınarak cenazeye otopsi yapıldı. Beyin dokusunda bulunan ceviz büyüklüğündeki odağı inceleme altına aldılar. Tahmin edildiği gibi bir tümör kitlesiydi. İncelemeyi tamamlayan doktorlar tümörün amigdalaya yaptığı baskı sebebiyle katilin suç işlediği konusunda fikir beyan ettiler. 139 IQ skoru ile zeki katiller arasına giren Whitman’ın beyin hastalığından şüphe ettiği ve suçuna bunu kılıf yapmaya çalıştığı da düşünülüyor.
Kimileri bu seri katilleri dört sınıfta inceliyor. Vizyonerler, haz alanlar, güç gösterenler ve misyon edinenler. Ancak bu kadar kolaycı bir sınıflama henüz tüm çevreler tarafından kabul edilmiş değil. Elbette burada okuduğunuz katiller buzdağının yalnızca görülen kısmı. Bazılarını daha önceki yazılarımızda okudunuz bazılarının suçlarına ilk defa şahit oldunuz. Önümüzdeki günlerde, ismen zikrettiğimiz ama hayatına değinmediğimiz katillerin yaşamlarına da mutlaka mercek tutacağız. Hatta çoğu yerde okumadığınız yığınla detayı da bu incelemelere dahil edeceğiz.
Bir sonraki yazımızda, Osmanlı Devleti ve tarihine dair sözünü verdiğimiz birçok konuya değineceğiz. Okuyanlar için yığınla kitabın içinden süzülmüş, izleyenler için dizilerde yanlış işlenmiş mevzularda akılda kalan soru işaretlerine ışık tutacağız:
- Genç Osman tecavüze uğradı mı?
- Sultan II. Bayezid’i ölüme sürükleyen Yavuz Sultan Selim miydi?
- Handan Sultan intihar etti mi?
- Kösem Sultan’ın dairesi neden kan içinde kaldı?
- Hürrem Sultan’ın gerçek ölüm nedeni neydi?
- 19 kardeşini boğduran padişahı ölüme sürükleyen olay neydi?
- Ağabeyinden sadece üç buçuk ay küçük doğduğu için hangi padişah 34 sene taht bekledi?
- Felç geçirip diri diri gömülen padişah kim?
İşte tüm bu soruların ve daha fazlasının cevabı, bir sonraki yazımızda Ölüm Fısıldayan Duvarlar: Topkapı Sarayı başlığının altında sıralanacak.
Görüşmek dileğiyle.
Daha niceleri mevcuttur korkunç olanda bu :(