İstanbul Yeni Havaalanında uçak saatini beklerken bir genç kızla tesadüf muhatap oldum.
Antalyalı Yörük bir aileden sohbet ederken havaalanında çalıştığını söyledi; 'ne mezunusun' diye sordum?
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olduğunu söyledi, yüksek lisansını da Uluslarası İlişkiler bölümünde yaptığını anlattı.
Ben şaşırdım havaalanında siyasal mezunu ne iş yapar diye merak ettim, sıradan memur olduğunu söyledi.
Nasıl oluyor dedim, abi öyle dedi, bu işi bulana kadar neler çektim dedi ve ekledi... Bu kadar üniversitenin olduğu bir ülkede kim kendi mesleğini yapar ki dedi, bizim ilçede bile neredeyse üniversite var.
Tabii ki üzüldüm, bizim zamanımızda idol okullardı, Ankara Siyasal ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, kızcağız Ankara Siyasalı bitirmiş ve ana dili gibi İngilizcesi var, havaalanında sıradan memur olarak çalışıyor.
Demek ki üniversitenin çok olması hiçbir şeyi halletmiyor, önemli olan onlara doğru istihdamı sağlayabilmek.
Uçağa bindim, yanımda yine genç bir kız oturuyordu, yolculuk muhabbeti başladı; 'ne iş yapıyorsun' diye sordum?
'Abi ben kabin memuruyum (hostes)' dedi.
Ona sordum 'hangi okulu bitirdin' diye...
Ne dedi?
'Genetik mühendisiyim' dedi, şaşırdım tabii ki!
Genetik mühendisinin hosteslikte ne işi var dedim, aynı cevabı verdi; 'Bu işi bulana kadar öldüm abi' dedi.
Sonra şunları ekledi, 'Abi eğer AKP yandaşı değilsen hiç şansın yok, bizlerde sözleşmeli çalışıyoruz burada liyakat filan yok, torpilin yoksa iş bulma şansın hiç yok' dedi.
Şimdi şunu ifade edelim, siyasal mezunu sıradan memur, genetik mühendisi hosteslik yapıyor, kardeşim boşuna ne diye üniversiteler açarak, milletin çocuklarının parasını çar-çur ediyorsunuz, mezun olduğu branşlarda çalıştırmıyor, üç-beş kuruşa değişik işlerde çalıştırıyorsunuz.
Hani övünüyorsunuz ya!
Ey Almanya, benim 3-5 milyon üniversiteli öğrencim var diye. Almanya’nın 250 üniversitesi yok, sadece 114 üniversitesi var; Almanya, üniversitesinde okuttuğu her gencin diplomasını verdikten sonra istihdamını da sağlıyor.
Almanya üniversitelerinin hepsi dünyanın en iyileri sıralamasında ilk beş yüzde, bizim 240 üniversitemizden sadece üç tanesi ilk beş yüzde.
Almanya bir genetik mühendisine kabin memurluğu yaptırmaz.
Tabii ki bu gençlere üzüldüğünüz kadar, emek veren ömrünü çocuklarını okutmak için çaba harcayan ailelerine de üzülüyor insan, gerçi bunlar iş bulmuş buna da şükür diyorlar da!
Türkiyem orta meslekleri canlandırmadan eğitim işini halledemez ancak üniversite mezunu işsizler ordusu oluşturur.
Batı'dan Doğu'dan bir çok şeyi alan ülkemiz aydınları, Batı'nın öğretim kurumlarını hiç incelemezler mi acaba!
Türkiye’de iki çeşit insan tipi oluşuyor..
Ya işçi, ya da mühendis.
Ya hasta bakıcı, ya da doktor.
Ya temizlikçi, ya da profesör.
Türkiye’ye orta mesleklere ilgili yoğunluk vermelidir ki; ülkede hem üniversite mezunu boş gezen azalsın hem de insanlar tahsil gördüğü alanlar da istihdam edilsin.
Habib Yalçın