Hükümet her ne kadar bir kriz olduğunu kabul etmese de ekonomi kötü gidiyor, daha da kötüye gidecek. Ama yine biliyoruz ki ekonomik kriz dediğimiz aslında bir daralmadır, yani ekonomi tamamen durmaz, fırınlardan ekmek çıkar, insanlar işine gider, fakirleşse bile harcama yapar. Bu da fırsatların azaldığı ama tamamen yok olmadığı anlamına gelir. İşte o yüzden tam bu günlerde çeşitli boşluklardan faydalanma şansı mevcut; ben burada aklımdaki birkaç fırsatı sıraladım ama siz de kendi bölgenizde ya da uzmanlık alanınızda başka fırsatlar bulabilirsiniz.
Hidroponik Tarım ve Ekipmanları
Türkiye’de tarımın durumunu az da olsa takip ediyorsanız üretimin azaldığını, ithalatın arttığını biliyor olmalısınız. Doların yükseldiği her gün, “yerli ve milli” ürünlerin şansı artıyor. Küresel ısınma, iklimdeki dengesizlikler gibi değişkenlerin fazlalığı ve yarattığı ek risk, seralardaki kontrollü tarımın yükseleceğini gösteriyor.
Hidroponik tarım çok kısaca tanımlamak gerekirse topraksız tarımdır. Tohumlar özel yöntemlerle köklendirilir, sonra bitkiler boru ve benzeri ortamlarda su içinde büyütülür. Suya eklenen besleyici maddelerle bitkilerin büyümesi sağlanır. Mutlaka videolarını görmüşsünüzdür, görmediyseniz de 5 saniye içinde bulabilirsiniz. Kontrollü, çağdaş yöntemlerle Tarım 4.0’a geçiş yapabilirsiniz.
Eğer kendinize ait bir araziniz, sera kuracak yeriniz varsa bu işe düşük maliyetlerle başlayabilirsiniz. Diğer yandan eğer imalat işini seviyorsanız hidroponik tarım ekipmanlarını ve fiyatlarını incelediğinizde bu alanda ne kadar büyük bir fırsatın saklı olduğunu göreceksiniz.
Güneş Enerjisi
Biraz geç kalmış olsak da Reis’in açtığı güneş enerjisi fabrikasını gördüğünüzde siz de o sektörün gelişeceğini anlamış olmalısınız. Güneş enerjisi artık Antalya’daki binaların çatısında sıcak su üretmek için değil, doğrudan elektrik üretimi için kullanılıyor. Şu anda yenilenebilir enerji kaynaklarından (jeotermal enerji, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi) enerji üreten santraller yükselişte, siz de bunu sermayeniz oranında büyük veya küçük düşünebilirsiniz. Birkaç metrekare fotovoltaik panelle evinizin elektrik ihtiyacını üretebilir, kıraç ve güneye bakan bir araziniz varsa kendi ufak santralinizi kurabilirsiniz.
Şu anda yasal altyapı oluşmamış olsa da fotovoltaik sistemlerle üretilen enerji ne kadar az ya da çok olursa olsun yakında şebekeye satılabilecek. Depolama sistemleri çok pahalı olduğu için küçük üreticiler (evler bile olabilir) gündüz ürettiği fazla enerjiyi şebekeye satıp, gece de şebekeden elektrik satın alabilecek. Büyük üreticiler ise ciddi miktarda elektrik üretip çok düşük bakım maliyetlerinin keyfini çıkarabilecek.
Bu sektörün bir ucundan tutabileceğinizi, gerekli yetkinliklere sahip olduğunuzu düşünüyorsanız çok geç olmadan sektöre dalmanızı öneririm. Eğitim, bakım, sertifikalandırma, doğrudan üretim, tedarikçilik vb. çok fazla fırsat çıkacak yakında.
İçerik Sağlayıcılığı
Adından pek bir şey anlaşılmıyor olabilir, ama çok ciddi bir potansiyel barındırıyor içerik sağlama işleri. Bilgi çağı ise bu çağ gerçekten, düzenli ve özgün içeriğin ne kadar önemli olduğunu tahmin edebiliyor olmalısınız. İnternette sitesi olan her kurum, şirket veya şahıs, daha fazla ilgi toplamak, ziyaretçilerin sayısını ve sitede kalma süresini artırmak için sitelerinde herkesi cezbedebilecek, bol ve güncel bilgi bulundurmak istiyor, ama bu gerçekten zor bir iş. Herhangi spesifik bir alanda, mesela pek de ünlü olmayan birisi hakkında bilgi aradığınızda, yeni sekmelerde açtığınız on siteden dokuzunda aynı metni bulmaktan siz de sıkıldıysanız, bunun ne büyük bir fırsat sunduğunu siz de fark etmiş olmalısınız. Kitaplar, insanlar, şarkılar, tarihi olaylar, güncel olaylar konusunda çok az özgün içerik kopyala-yapıştır ile virüs gibi ele geçiriyor Türkçe internet sayfalarını.
Peki, bu bize nasıl bir fırsat sağlıyor olabilir?
Birincisi içerik üretebilirsiniz. Yani okuduğunuz kitaplar hakkında yazacağınız 3-4 satırdan uzun her yorum, açıklama, tanıtım mutlaka ilgi çekecektir. Kullandığınız elektrik süpürgesi için yazacağınız yorumlar bir sürü oy alacaktır. Düzenli, sürekli ve özgün içerik koyabilirseniz açtığınız bir blog (bkz. www.meleklerinpayi.com) birkaç yılda ciddi bir gelir kapısına dönüşebilir. İçerik sağlayıcı sitelere metin yazabilir, SEO/SEA bilginizi artırıp bir adım öne çıkabilir, ya da tek başınıza bir sağlayıcı olabilirsiniz.
İkincisi ve daha zor olanı, içerik sınıflandırabilirsiniz. İçerikleri sistematik biçimde gruplayacak, etiketleyecek, arayanın kolayca bulabileceği hale getirecek bir sistem kurabilirsiniz. Yahut içeriklere bir değerleme/derecelendirme sistemi kurarsanız, çok sayıda kullanıcı verdiğiniz notları görmek için sitenize gelebilir, üye olabilir, size içerik bile sağlayabilir (bkz. www.goodreads.com).
* * *
Eğer içinizde şu ekonomik ortamın bile söndüremediği bir girişimcilik ateşi yanıyorsa, eminim siz de bir yolunu bulup kendi işinizi kuracaksınız. Bunlar sadece birkaç fikir; okuduğunuz okul, yaşadığınız çevre, kişisel deneyimleriniz size aslında bir sürü avantaj sağlamaktadır. Bu fakirin bir tavsiyede bulunmasına izin verirseniz; İyi bir fikir buldunuz diye tamamen yabancı olduğunuz, şahsen yapamayacağınız bir işe girmeyin. Bir çevirmen olmama rağmen içine girdiğim “muhteşem” yazılım projesini anlatsam ne demek istediğimi anlarsınız…
Erkin Çam