Doğrudan konuya girelim bu sefer, değişiklik olsun: 16 yıldızlı bu sembol neden bu ara gözümüze sokuluyor?
Bir konser düzenleniyor, “Cumhurbaşkanlığının himayesinde” yazılıyor afişine, İngiltere’ye tıbbi yardım gönderiliyor, paketlerin üzerindeki Cumhurbaşkanlığı forsu Türkiye Cumhuriyeti bayrağından daha büyük oluyor ne hikmetse, 65 yaş üstü vatandaşlara kolonya ve maske yollanıyor, üzerinde yine bu sembol var. Covid-19 testini evinde yapan şanslıların parmağında yüzük bile oldu. Ne oluyor gerçekten?
Daha önce ondan fazla Cumhurbaşkanımız oldu, hiçbiri yaptığı hiçbir etkinlikte veya hizmette bu sembolü öne çıkarmaya gerek görmedi, masada bir ufak bayrakta, konuşma yapılan kürsüde yahut arkadaki duvarda vardı bu sembol. Resmi davetiyelerde, antetli kağıtlarda vardı muhtemelen bir de. O kadar.
Tamam, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemine geçtik, artık yürütmenin başında Cumhurbaşkanı var, bir başbakan yok. Cumhurbaşkanı artık yapılan her icraatın tek yetkilisi ve tek sorumlusu, onun ima ettiği gibi hamiyeti, yardımları ve hediyelerine ihtiyaç duymasak da devletin verdiği her hizmette ve yaptığı her düzenlemede Cumhurbaşkanı imzası var.
Lakin eskiden “T.C. Başbakanlığı” lafını da neredeyse hiç duymazdık. “Biz” derdi politikacılar, kendisini ve tüm devleti kast ederek ama hepsi o kadardı. Türkiye Cumhuriyeti bayrağı dışında bir sembole ihtiyacımız yoktu.
Şimdi ne değişti? Çok cidden ve temiz bir kalple, masum bir niyetle soruyorum bunu. Ne değişti?
Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçtiğimiz mi hatırlatılıyor, unuturuz diye? (“Teşekkürler Kaptan Malumu İlam” diyelim öyleyse)
Kendileri de mi inanamıyorlar gerçekten tek yetkinin onlarda olduğuna, yeni memurlar gibi damgalarını sert mi vuruyorlar?
Bu bir modern pazarlama tekniği mi? Marka farkındalığı mı yaratıyorlar? Pekiştirme mi uyguluyorlar? İyi de neye yarayacak bu, seçimlerde “Başarı bu forsun altındadır” diye AKP bayrağıyla yan yana mı asacaklar?
Hiç ihtimal vermesek de, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adı ve bayrağı mı rahatsız ediyor? Devletin içinde, o beğenmedikleri hımbıl, bürokratik yapının üzerinde “ayrı” ve “üst” bir akıl olarak faaliyet gösterdiklerini mi ima ediyorlar? Kendilerini devletten farklı ve daha üstte görüyor olamazlar, değil mi? Çünkü Allah korusun bunun ucu paralel yapıya kadar gider.
Bu forsun daha farklı bir anlamı olduğunu mu ima ediyorlar yoksa? Yeni bir imparatorluk, halifelik, İslam Devletinin zamanı geldiği için mi bayrağımızı gözden düşürmek, önemini ve varlığını azaltmak istiyorlar? (Eğer öyleyse Katar’dan başka katılacak hangi Müslüman devleti buldular acaba? Filistin Kıbrıs Rum Kesimi ile kol kola, Suriye’de Esed var, Irak ile aramızda bir sevgi yok, İran ile itişiyoruz, Suudi’ler düşman değilse bile bize diş biliyor, Mısır’da Sisi bizi sevmiyor…)
Yoksa forsu kalkan olarak mı kullanmak niyetindeler? Gerçekten biçimi kalkana benziyor ama arkasına Beştepe’deki Sarayı saklasalar Marmaris’teki Saray açıkta kalır, hasta garantili şehir hastanelerini saklasalar daha yirmi yıl para ödeyeceğimiz köprüler ve tüneller görünür, İçişleri Bakanının başarısızlığını saklasalar Maliye Bakanının “Dolara güvenmeyin”i sığmaz, taşar.
Bütün bu hizmetleri, malları, yardımları “şahsım” olmasa kimse yapamazdı mı demeye getiriyorlar? Bizden önce ambulans yoktu, buzdolabı yoktu, camiler ahıra çevrilmişti, biz geldik de memleket âbâd oldu mesajı mı veriliyor? E o zaman da Cumhurbaşkanının resmini ikonlaştırmak, ondan bir amblem, sembol falan yaratmak, minibüslerin arkasına yapıştırılacak bir sembolik portre ve imzayı öne çıkarmak lazım. Bu forsu iyice parlatıp gözümüze soktuktan sonra ilk seçimde maazallah bir başkası seçilirse bütün emek boşa gider neticede.
Yeni bir tüzel kişilik mi yaratılmaya çalışılıyor? Yeni, taze, kirletilmemiş, temiz bir sayfa? Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemine geçtiğimiz günden beri kişi başına düşen milli gelirin ne kadar azaldığına, dış borcun ve bütçe açığının ne kadar arttığına, basın özgürlüğü, şeffaflık, yolsuzluk karnelerimize bakarsak o sayfa şimdiden kirlendi…
Erkin Çam