Yerli para birimleriyle uluslararası ticaret uzun zamandır konuşulan bir konu. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2016 yılında bu meseleyi ortaya atmıştı. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Cemil Ertem konuyu bir adım daha öteye götürüp Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bu konuda çalışmalar yürüttüğünü söylemişti. Ayrıca ekonomist olan Cemil Ertem yerli parayla ticaretin kaçınılmaz olduğunu da söylemişti. Daha sonra Mevlüt Çavuşoğlu ticaret savaşlarına karşı en iyi cevabın milli para hamlesi olduğunu söylemişti. Milli para ile ticaret Çin, Rusya, İran ve Türkiye’yi kapsayan bir dar bir alanda kalıyor. Resmi olarak bu alanda konuşmalar dışında bir adım henüz atılmadı. Hükumetin söylediği sistem şöyle, mesela Türkiye, Rusya’dan gaz alırken Ruble ile ödeme yapacak; Rusya, Türkiye’den narenciye alırken TL ile ödeme yapacak. Hükumet bu sistem ile doların hükmünü yenmek istediğini söylüyor. Türkiye ve Rusya Türkiye, 2019 yılında Rusya’dan $23 milyar mal ve hizmet ithal etmiş. Buna karşılık sadece $4 milyar değerinde ihracat yapabilmiş. Net olarak Rusya ile ticarette $18.9 milyar dolar açık vermiş. Peki, bu devasa ticaret hacminde hangi para birimleri kullanılmış? Rusya Merkez Bankasının en son yayınladığı Türkiye ile dış ticarette kullanılan dövizler tablodaki gibidir. (Rusya Merkez Bankası verileri Q3 2019’a kadardır) Tabloda görüldüğü gibi Türk Lirasının adı bile geçmemiş. Ruble ile yapılan bir miktar ticaret var ama ağırlık yine de dolar üzerinde. Bakan Pekcan "Rusya ile yerel paralarla ticaretimiz başladı. Ağırlıkta mı? Değil, ama yine de yüzde 10 civarına ulaştı" demişti ama Rus Merkez Bankası verileri bize aksini söylüyor. Bakan Pekcan yerli para diye Rus Rublesinden bahsetmiş olmalı. Veriler 2013 yılından itibaren verilmiş. Rublenin 2013’ten bu yana payı genel olarak çok değişmemiş. Yani "yerli ve milli" paralarla dış ticaret sözden ileriye gidememiş. Yerli parayı kullandığımız bir sisteme geçip dolardan komple vazgeçsek ne olur? Bu sistem çalışır mı? Türkiye Rusya’ya karşı 18.9 milyar dolar açık verdi. Eğer yerli parayla ticaret yapsaydık 18.9 milyar doların karşılığı Ruble’ye ihtiyacımız olacaktı. Ruble almak için TL satacaktık. Kabaca her yıl 118 milyar TL satıp karşılığında Ruble alıp Rusya ile ticaret yapacaktık. Bu gerçekleşirse eğer Ruble değer kazanır TL değer kaybeder. Hiçbir ülke yerel parasına değer kazandıracak bir dış ticaret oyununa girmek istemez. Çin ve ABD arasındaki en büyük kur savaşı hep bu yüzden çıkıyor. Çünkü yerel paran değersiz olursa diğer ülkeye daha çok ihracat yapabilirsin. Aynı zamanda ithalatın düşer. Son dönemde Türkiye’nin dış ticaret verilerindeki iyileşmenin nedeni TL’nin değersizleşmesiyle ihracatımızdaki artıştır. Çin’in yıllardır bu yüzden Yuan’nın değerini düşük tutuyor. Ayrıca bu modelde bir diğer sıkıntı döviz takasında olacak. Biz bu üç ülkeyle yerel para birimde ticaret yaptığımızı varsaydığımızda. Bu üç ülkeye karşı dış ticarette net olarak ithalatçı konumundayız. Peki biz bu ülkelerden mal ve hizmet alırken ödemek için Ruble, Yuan ve Riyal’i nereden bulacağız? Ruble almak için Dolar mı bozacağız? Piyasaya sürekli TL salamayacağımıza göre bir süre sonra bu üç para birimini almak için TL yerine Dolar ve Euro kullanmak zorunda kalacağız. Yani bu sistem bize yine Dolar ve Euro talebi yaratacak bizim açımızdan. Diğer taraftan takası olamayan Yuan var. Yuan hiçbir şekilde Çin dışında takas edilmez. Peki Türk ithalatçısının Yuan ihtiyacını kim karşılayacak? Hadi diyelim Çin Halk Bankası sadece ticarette kullanmak için TL karşılığı Yuan satmayı kabul etti. Çin ile 2019 yılında kabaca 19.1 milyar dolarlık ithalat 2.7 milyar dolarlık ihracat yapmış. Kabaca nette 16.4 milyar dolarlık açık vermişiz. Çin Halk Bankası bu açıktan elde edeceği 101 milyar TL’yi ne yapacak? Bizden başka bir ülke TL’yi kabul eder mi? Sanmıyorum. Bu modelde diğer sorun, Rusya ve Türkiye’nin para birimleri fazla oynaklık gösteriyor. İkisi de çok hızlı değer kayıplarına uğrayabiliyor. Bu para birimlerinin geleceğe dair değerlerinin hesaplanması ve alım satım anlaşmaları yapılmasını güçlendiriyor. Zaten hiç kimse güçlü rezerv paraları bırakıp aşırı oynak paralarla ticaret yapmak istemez. Bir diğer sorun merkez bankamız rezerv olarak Ruble, Yuan ve Riyal tutmak zorunda kalacak. Hadi bunu dolar rezervlerini azaltarak yaptı diyelim. Dolar ve Euro’nun yanında Yuan, Ruble ve Riyal’i de sürekli rezerv olarak tutmak zorunda kalacak. Hem maliyetler artacak hem finansal açıdan gelişmemiş bu ülkelerin para birimleriyle ilgili finansal enstrümanlar az olduğu için TCMB’nin müdahale gücü zayıflayacak. Yani özetle yerel para birimleriyle ticaret sadece seçim zamanları veya ABD ile gerilim zamanları ortaya atılan bir modelden ibaret. Gerçekte hiçbir karşılığı yok. Uygulanması sürdürülebilir bir model değil. AKP hükumetinin işler bozulunca bu tarz modelleri ısıtıp halkın önüne koyduğunu hepimiz biliyoruz. AKP her zaman olduğu gibi halkın milli duygularıyla oynamak için ekonomi de "Dolara karşı yerel para" masalını okumaktadır. Ben bu modelin sadece masal olduğunu ve dış ticarette ağırlıklı olarak uygulanamayacağını anlatmaya çalıştım. Takdiri yüce Türk milletine bırakıyorum. Esenlikler dilerim.
Serhat Başkurt
Kaynaklar
Rusya Merkez Bankası
TUİK
International Trade Centre
T.C. Dışişleri Bakanlığı
T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
EVDS