Kuzey ve Güney kutuplarının arasında bir takım ortak özellikler vardır. Her ikisi de buz gibi soğuk olmasına karşın her ikisinin de üzerinde güneş altı ay batmadan gezinedurur. Batmayan güneşe aldananlar, gecenin altı ay süreceğinden bihaber biçarelerdir. Güneş tepesinde diye geceyi yok sayıp kutuplarda şortlarıyla gezenleri muhakkak hazin bir son bekler.
Türk siyasetinin de benzer bir durum içerisinde olduğu aşikârdır. İktidar ve muhalefet kutbu olarak ikiye ayrılan bu ortamda da birebir aynı durumlar yaşanıyor. İktidar kutbunu yıllardır gördüğümüz için herkes neyin nasıl işlediğinin zaten farkında ancak ben muhalefet kutbuna biraz değinmek istiyorum.
Bilhassa 2020’den itibaren kendini iyice gösteren ekonomik ve sosyal sorunların etkisiyle patlama yaşayan muhalif oy oranları, bu kutuptakilerin önünü görebileceği bir yol açtı. Bu ortamda muhalefet bacak bacak üstüne atıp sigaralarını yudumlayarak keyif çatarken bile oy oranlarını yükseltmekte, 2023’te Türk milletini bekleyen seçimlerde tartışmasız bir seçim galibiyeti ufukta gözükmekteydi.
Geçtiğimiz günlerde ise terliğini aday gösterse seçimi kazanacağını düşünen muhalif partiler, oy oranı henüz galipler hanesine yazılacak kadar yükselmemiş bir aday çıkarmayı yeğledi. İktidarı görmezden gelenler için evet, bu seçenekte bir sorun yok zira güneş hâlâ üstümüzde ancak siyaset bugünün koşullarıyla değil, yarının koşullarıyla yapılır. Seçim dönemine girilmesiyle birlikte bu aydınlık periyodun yerini yavaş yavaş karanlığa bırakabileceği muhalefetin hesap etmediği bir detay…
Bunu görenler kutuplardan daha iç enlemlere doğru göç yoluna koyuldu ve gerçekliği gözleriyle gördü. Terliğimizi aday göstersek kazanır fakat kuşku yok ki seçim döneminde güneş muhalefet kutbundan iktidar kutbuna geçecek olursa işin rengi değişir.
Bu sebeple bir adayın kazanması için iktidara yakın değil, iktidara fark atan bir oy oranına sahip olmasının gerekliliği bariz ve yadsınamaz bir gerçek. Bunu göremeyenlerin ise Türk milletine kulak verenlerin yanlış yola saptığını düşünmesi, adaya itiraz edenlere öfkeyle yaklaşması pek şaşırtıcı bir durum değil.
Biz öfkeliyiz kardeşim çünkü her şey istediğimiz şekilde gitse bile tek başımıza kazanamayız.
Siz öfkelisiniz kardeşim çünkü her şey istediğiniz şekilde gitse bile hep beraber olsak da kazanamayız.
Biz öfkeliyiz kardeşim, çünkü gidişatı değiştirmeye muhtacız.
Siz öfkelisiniz kardeşim, çünkü gidişatı değiştirmeye muhtaçsınız.
Ekrem Müftüoğlu