Her E3 fuarı yaklaştığında daha önce yaptıkları oyunlardan dolayı büyük beklenti içine girdiğimiz devasa AAA (50-200 çalışan çalıştıran) firmaların ortaya koyacakları demolara göz atmak ve o seneki AAA oyun bütçemizi nereye harcayacağımıza karar vermeye çalışırız. Oyun harcamalarımızın en büyük kalemini bu oyunlar belirler. Peki ya bu bütçeden artanlarla çoğu zaman bir porsiyon iskender fiyatından daha ucuza aldığımız, konuşurken laf arasında beraber girelim diye arkadaşlarımıza hediye ettiğimiz boyutu küçük ama eğlencesi büyük oyunlar?
Indie Ne Demek?
Etimolojik olarak bakarsak “a small music, film, or television company that is not owned by a larger company” diyor Cambridge sözlüğü. Yani büyük bir şirkete ait olmayan küçük bir müzik, film ya da televizyon şirketi. Tanımdan yola çıkarsak sanat ve eğlence alanındaki küçük ve bağımsız ekipler indie olarak tanımlanır.
Indie Oyunlar
Bağımsız oyun geliştiriciler tarafından çok küçük ekiplerle (3-7 geliştirici), devasa yayıncıların maddi desteğini almayan küçük bir ekibin kendi yağında kavrularak geliştirdiği küçük oyunlar bunlar. Genelde ayırt edici müzikleriyle, oldukça farklı oyun atmosferiyle diğer oyunlardan ayrıldığını görebiliriz.
Grafikler: Less is More
Pek doğal olarak bu oyunlardan bir GTA V grafiği bekleyemezsiniz. Karşılaşacağınız grafikler genellikle daha sade (hatta çoğunlukla 2 boyutlu) ama oldukça sanatsal bir renk tonlamasına sahip grafikler.
Müzikler: Sigara Kullanmıyorum Ama Kullanan Varsa Yerime Yakabilir mi?
Indie oyunlardaki atmosferin farkını ve önemini vurgulamıştım. Bu atmosferdeki hissiyatı artırmak için destansı soundtrackler görebiliyoruz bu tarz oyunlarda. Kurulan mükemmel atmosfer, özgün ve güzel olan müzik ve ses efektleri ile tamamlanıyor. Buna en sevdiğim örnek The Last Day of June olacak muhtemelen. Müziklerini progressive rockın efsanelerinden Steven Wilson yapmıştı.
Senaryo: Meraklısı İçin Öyle Bir Hikâye
Bana soracak olursanız bir insan neden oturup da indie oyun oynamalı sorusunun cevabı kesinlikle her bir oyunun nevi şahsına münhasır olan olay örgüsü derdim. Maalesef günümüzde bir Max Payne gelmiyor büyük firmalardan (Hoş, güzel olduğu tartışmasız ilk iki oyunu küçük bir firma nispeten düşük bir bütçeyle yapmıştı).
Bu eksikliği ise indie oyunlar ziyadesiyle dolduruyor. Kendini aniden izbe bir zindanın içinde ya da bir dehlizin derinliklerinde buluyorsun ve bu ezbere bildiğimiz tutmuş bir olay örgüsü ya da oyun mekanikleri ile değil.
Gittikçe otoriterleşen bir totaliter rejim içerisinde insanların her hareketini jurnalleyen bir milis de olabiliyorsunuz, sadece insanlara yardımcı olmaya çalışan, görevi ile vicdanı arasında kalan basit bir pasaport görevlisi de. Bu atmosferleri size yaşatabilecek olan kişiler sadece “meraklısı için öyle bir hikâye” anlatan küçük indie stüdyolar.
Indie Oyun Sektörü
Eğer geçmişten kalan bir başarıları ya da arkalarında bir toplulukları yoksa her indie oyun stüdyosu kayıp bir bavul gibidir havaalanında. İçlerinden beklenmedik ve çok değerli şeyler de çıkabilir, sonsuza kadar unutulabilirler de. Ama şükür ki bu riski azaltmaya yönelik çeşitli projeler ortaya çıktı da indie geliştiriciler bir nebze nefes alma imkânı buldu.
Crowdfunding
2010ların ortasında giderek yayılan ve makbul bir fonlama biçimi olarak kabul gören Crowdfunding, indie stüdyolarla stüdyoların hitap ettiği kitlenin bir araya gelerek söz konusu kitleden gelen bağışlarla kitlenin istediği tarzda ve özellikte oyunların geliştirilmesi olanak sağladı. Bir çeşit win-win yani.
Steam
Indie geliştiricilerin belki de yasal tek koruyucusu kollayıcısı olan Steam her zaman indie hayranlarının ve geliştiricilerinin bir araya gelebildiği yegâne toplanma alanı oldu. Steam indie stüdyolar için bir nevi Matrix’teki Zion görevi görüyor.
Türkiye’deki Indie Oyun Ekosistemi
Bir oyunu alıp olduğu gibi kopyalayan ve sadece “biz Türk oyunuyuz bizi destekleyin” gibi game-changer bir pazarlama vizyonuyla yola çıkan ve düzgün bir senaryo olmadan Erzurum’da tren raylarında koşturduğunuz bağlama ve cami romantizmiyle adını duyurmaya çalışan oyunları yok sayarsak (sektörün bekası için elzem) Türkiye’den de indie oyun çıkıyor. Ayrıca hatırı sayılır bir indie oyuncu kitlemiz de var.
Türkiye’den de kaliteli indie oyun çıkması, çıkanların ayırt edilip desteklenmesi için tüketicilere yani siz oyunculara düşen nedir? Bunu sonraki yazımda uzun uzun anlatacağım.
Esen kalın.
Ümithan Güldemir