‘’Kâfir oku hedef döğer uzaktan
Haber gelmez Kırgız, Tatar, Kazaktan.
Kurtulmadan içerdeki tuzaktan,
Türk'ün Türk'e küseceği çağ mıdır?’’
Tarihî bir seçime doğru yaklaşırken aslında her şey Dilaver Cebeci’den alıntıladığım dörtlükte olduğu gibi: İçerideki tuzaktan kurtulmadan birbirimize küsemeyiz! Çünkü küsmenin de bir etiği vardır. Birlik olunması gereken zamanda gerçekleşen küslük ancak ve ancak düşmanın ekmeğine yağ sürer.
Herkesin seçimi kimin kazanacağına odaklandığı şu süreçte, benim odaklandığım en önemli noktaysa meclisteki vekil çoğunluğunda kilit rolü kimin üstleneceğidir. Bu, aynı zamanda şu anlama geliyor: AKP ve CHP’den sonra mecliste en yüksek vekil sayısına ulaşacak üçüncü parti hangisi olacaktır? Çünkü en yüksek vekil sayısına sahip olan üçüncü parti, aynı zamanda mecliste en kilit rolü oynayacak parti de olacak. Çünkü kararların mecliste onaylanması için her partinin mutlaka kapısını çalması gerektiği parti de bu parti olacaktır.
Bu hususta anketlerden yola çıktığımızda kuvvetle muhtemel bu parti İYİ Parti olacak gibi görünüyor fakat hemen yakınında en büyük tehdidin de HDP olduğunu unutmamak gerekir. Çünkü hâlihazırda mecliste İYİ Parti’nin vekil sayısı 37 iken buna karşılık HDP’nin vekil sayısı ise 56’dır. Anketlere göre incelediğimizde şu anda mecliste 48 vekili bulunan MHP’nin vekil sayısının azalacağı da muhtemel görünüyor. Yani özellikle milliyetçi seçmenin HDP’ye karşı mecliste elini güçlendirmesi için İYİ Parti’de birleşmesi gerekiyor. Çünkü mevcutta en güçlü milliyetçi siyasi yapı hangisiyse onu güçlendirmek elzemdir.
Peki, İYİ Parti’yi güçlendirmenin avantajları nelerdir?
Öncelikle belirtmeliyim ki eğer en yüksek vekil çıkaran üçüncü parti HDP olursa meclisteki her önemli kararda kapısı çalınan ve pazarlığa oturulan parti de HDP olacak. Böylece diledikleri gibi konfor alanları oluşacak ve diledikleri tehdit ve şantajları yapabilecekler. Cumhurbaşkanlığını kimin kazandığından bağımsız olarak AKP’nin de CHP’nin de yanına almak isteyeceği bir parti konumuna gelecekler. Yani yıllardır korudukları rahat pozisyonlarını korumaya devam edecekler. Türk siyasetinin şantajcısı olmayı sürdürecekler.
Eğer en yüksek vekil çıkaran üçüncü parti İYİ Parti olursa bu defa öncelikle mecliste HDP etkisi kırılacak. Yalnızca HDP etkisi kırılmakla kalmayacak İYİ Parti aynı zamanda meclisin ‘’emniyet sibobu’’ haline gelecek. Çünkü mecliste alınacak herhangi bir yanlış kararda doğrudan reddedebilecek bir gücü olacak. Yani halkın meclise olan güveninde belki de en önemli rolü İYİ Parti üstlenecek.
Bütün bunlar göz önüne alındığında bilinçli oy kullanması gereken en önemli kesimse mutlaka gençlerdir. İlk oyunu kullanacak 6 milyon genç içerisinde Zafer Partisi ya da Memleket Partisi’ne bir teveccüh olduğu ortada fakat asıl sorun da tam olarak burada başlamaktadır.
Şu ana kadar resmi anket şirketleri tarafından yapılan hemen hemen hiçbir ankette barajı geçemeyen bu iki partiye milletvekilliği seçiminde oy vermek, alenen oyunun çöp olmasına göz yummaktır. Milletvekilliğinde bu iki partiden herhangi birine oy veren vatandaş, bunun yerine İYİ Parti’ye oy verse HDP’ye karşı mecliste daha etkili bir adım atmış olur. Aksi takdirde bu partiler baraj altı kalacak ve hem vekil çıkaramayacaklar hem de oy veren vatandaşlar boşa oy vermiş olacak.
Evet, anlayacağınız üzere bu yazı anketlerden ve gerçeklerden yola çıkılarak yazılmış, milletvekilliğinde İYİ Parti’ye oy vermenize açık bir davet yazısıdır. Bunu da yukarıda gördüğünüz üzere gerçekçi sebeplerle açıkladım.
Yukarıda yazdıklarımdan hareketle Mart ayında Türkiye’de yapılmış ve Zafer Partisi ya da Memleket Partisi gibi küçük partilerin barajı geçtiğini gösteren herhangi bir resmi anket bulursanız özür dilemeye hazırım. Eğer bulamazsanız sizler de şunu bilin ki oyunuz çöpe gidecek ve en çok da iktidarın ve mecliste daha güçlü konuma gelecek olan HDP’nin işine yarayacaktır.
Evet, herkesin Cumhurbaşkanlığını kimin kazanacağını düşündüğü bu süreçte benim odaklandığım en önemli noktaysa mecliste kilit partinin kim olacağıdır. Unutmayın ki önemli olan meclise 3-5 vekille girmek değil mecliste milliyetçiliği güçlü şekilde temsil edebilmektir. Sayın Meral Akşener’in televizyonlarda açık açık ‘’HDP ile asla görüşmeyiz ve biraraya gelmeyiz!’’ söylemi de yazdıklarımın en önemli kanıtıdır.
Teşekkür ederim Ali Veli Bey. Sizin duruşunuz çok kıymetli. İyi Parti'de Ümit Özlale gibi sosyal demokrat vatansever kıymetli isimler var. Şuan sosyal medyada PKK sempatizanı, Çukur dizisi karakteri Vartolu rumuzlu isimler açıktan Kemal Kılıçdaroğlu trollüğü yapıyor, zira herkesin bir yatırımı var, niyetlerimiz ve ideallerimiz kesinlikle HDPlilerle aynı değil. O yüzden sizin gibi vatansever sosyal demokratların varlığını çok önemli buluyorum. Rasyonel ortak akılda buluşmaya devam edelim. Var olun!..
Son söz; devletin parası dediğimiz şey bizim paramızdır, çok para basılırsa paramızın değeri düşer, bu da bize enflasyon ve dolaylı, ismi konmayan bir vergi olarak yansır. Üzülerek bunları yazmak istedim. Kemal Bey'in bu tutumu, sonuna kadar seçim ekonomisi uygulayan bir iktidar karşısında kendisine seçim de kaybettirebilir. Umarım biz kendimizi bu mağlubiyetin zararlarından koruyabiliriz. Bir daha yorum yazmayacağım, zira beni tanımayan bir insanın hakkımda böyle ithamlarda bulunması beni hakikaten üzdü. Bizim durumumuzu milletçe böyle olmasından ötürü, yoksa kişiselleştirmedim. Allah herkesin gönlüne sağlık, aklına güç ve berraklık versin, Allah'a ısmarladık...
Ahmet Serdaroğlu haklısın, ne Hüdapar ne HDP!Niitelikçe Konca Kuriş'in katili Hizbullah da PKK da terörist.Hatta nicelik olarak PKK'nın çok hissedarlı uluslararası bir şirket gibi yapısı ve 40 seneyi aşkın zamandır verdiği çok büyük zararlar hiçbir terör örgütü ile mukayese edilemez.Şu iğrenç sözü imayla olsa bile duymak istemem: "Bakın HDP ile seçim kazandık". Açılım zamanı AKPsi gibi yine HDP sistemin kilit partisi yapılmak isteniyor. Siyaset şahsi hırslar için değil de ülküler, mefkureler için, değerler uğruna yapılıyor ise iktidar olmak için değil inandığı değerler için etki gücünü artırarak kararları etkilemek ve yönlendirmek için yapılır. Bahadırhan abimiz bunu iyi bilen birisi. Ben İYİ Parti'ye oy verip başkanlık seçiminde kimseye oy vermeyeceğim her iki turda da. Sinan Oğan'ın milliyetçileri temsil etmesi hoşuma gitmiyor, Bahadırhan abinin Twitter'dan onun hakkındaki uyarıları dikkatimi çekti.
Zira genç yaşta insanların emekli olması çalışan genç nüfus üzerine önemli bir yük demek. Ayrıca içeriğin hatalı olması bir yana bundan Cumhur İttifakı daha fazla oy kazanır, yani hem içerik olarak hem de taktiksel olarak yanlış bir hareket. Ülkemizin ihtiyacı olan şey bağımsız merkez bankası yanında, Mali Kural ve seçim ekonomisi uygulanmaması. İnsanımız kısa vadeli rahatlamalara bakıp bunun uzun vadede enflasyon ve alım gücünün düşmesi olarak döneceğini hesap edemeyebilir. Örnek bir siyasetçiye düşen bu hususta bilgi, farkındalık ve bilinç oluşturmaktır. Zira hepimizin kuyularından su çeken ortak çeşmemizi hesapsız insanımıza dağıtmak orta ve uzun vadede, hatta kısa vadede bize olumsuz dönecektir. Muhalif bir siyasetçinin, yetki sahibi değilken çeşmeden bol bol dağıtacağını vaadetmesi, seçim ekonomisi uygulayan bir iktidar karşısında yanlış ve hatalı bir tutumdur.
Kırk Çeri rumuzlu milliyetç arkadaşımın haksız ithamlar içeren yorumuna cevap, bu sitede son söz kabilinden: Öncelikle beni tanımadan yaptığınız ithamlar için üzüldüm. Çünkü vatan ve millet için bir araya gelen insanlar olarak sayımız zaten az, bir de önyargı ile aramızda ithamlaşmalar akıllıca değil. Şöyle meramımı anlatayım, birkaç yorum tutabilir: İktisat politikalarında kurallı serbest piyasa ekonomisi temelli yaklaşım benim ilkem. Sayın Kılıçdaroğlu, "muhtarlara yardımcı vaadi", "partisinin düşük oy aldığı bir şehrimizde yaşayan çiftçilere ücretsiz elektirik vaadi", EYT hususunda iktidarı sıkıştırması... bende popülizm endişesi uyandırdı. Seçimi Millet İttifakı'nın kazanması halinde uzman iktisatçıların ve uzman hukukçuların yetki ve söz sahibi olması başka, popülist bir anlayışın hakim olması başka. Ki iktidar, Cumhur İttifakı şuan tamamen seçim ekonomisi uyguluyor. Kılıçdaroğlu kendisinin asıl yaptıran, iktidarı zorlayan olduğunu söylüyor, ancak EYT hatalı bir sıkıştırma idi.➡️
Son söz: Ekonomi daha kötüye gidecek. Tayyip E. kazansa bile bu Pirus zaferi son döneminde işine yaramayacak. Hakim bir İYİP erken seçimde 1. parti olabilir, ve artık HDP dayatması da olmayacak...
Reel Politik Kissenger ile maruf olsa da Dış Politika bağlamında, Türkiye'de iç politikada da mühim. Kılıçdaroğlu kazanır ise bütün gemler elinde olacak. Eğer HDP üçüncü parti olursa zaten CHP ile paralel birçok noktada buluştukları, ve başkan yürütmede tek hakim olduğu için İYİP'in bir etkisi olmayacak, meğer ki CHP'ye yakın bir oy alsın ve bu oy meclisi feshedip erken seçime yol açacak kadar milletvekiline tekabül etsin. Eğer sıradan bir İYİP olursa sadece sesimiz yüksek çıkar, ama elimizden bir şey gelmez. Türk insanı maalesef kolay unutuyor, yani muhalefetin Anti-Tayyip direnci sönmüş olacağı için biz tekrardan bir direnç oluşturmak istersek Meral Ablamızın masadan kalktığı lince benzer bir linç yiyebiliriz. Şeytanın avukatlığını yapsam seçim şöyle bitsin derdim: İyip aşağı yukarı CHP kadar oy almış, HDP düşük oy almış, AKP eskileri zayıf, Kılıçdaroğlu seçimi kaybetmiş. Kozlarımız:HDP, AKP eskileri olmadan olmaz, argümanı ve Chp'nin belirleyiciliği biter. Biz hakim oluruz...
2018'de İYİ PARTİ'ye oy vermiş daha çok milli duruşa sahip ancak yapı olarak sosyal-demokrat çizgideyim. Yani kısacası sosyaldemokrat'ım diyip HDP'nin ipiyle kuyuya inen güruhtan değilim. İYİ PARTİ'nin de milli duruşları koruyan ancak MHP tipi bir dar ideolojiye sıkışan bir parti olması taraftarı değilim. Dünyada şuanda revaçta olan akım "merkezcilik". Ki başkanlık sistemi devam ederse bu böyle de olmak zorunda kalacak. Dar tabana siyaset yapan partilerin Türkiye'de başarılı olma şansı yoktur. Bu seçimde yine İYİ PARTİ'yi destekleyeceğiz.
Parlamento seçimlerinin önemine atıf yapan kıymetli yazınız için teşekkür ederim. İyi Parti'nin parlamento seçimlerinde yüksek olmasını, Kılıçdaroğlu'nun başkanlık seçimini kazanmasından daha önemli görüyorum. Neden: 1) Şuan kurulan ittifaklar iyiniyet ve ahde vefaya dayanıyor. Noterde metin onaylansa dahi hukuken bir bağlayıcılığı yok. O yüzden matematik, yani meclis denetimi önem arz ediyor. Elde olan tek şey mecliste güçlü olup meclisi feshetme kartını aşağıda yazacağım hususlarda kullanmak. 2) HDP kayyum atanmasın, PKK'ya olan operasyonlar dursun, 100 yıllık sistemi değiştireceğiz, diyor. Buna karşı sadece İYİP sağlam duruş sergileyebilir. Zira parlamenter sisteme geçiş ve diğer anayasa değişiklikleri için HDP şartsız destek vermez. İYİP güçlü olmak zorunda. Yoksa bugünden beter olabilir, zira AKP rejiminde MHP kritik rolde, ama eğer yeni sistemde HDP üçüncü parti olur da kritik rolde olursa bu üniter ve milli devlet için büyük zararlara yol açabilir. Bir ikinci yorumda:
Sen sistem kalsın, MHP yerine İYİP ikame olsun derdindesin sanırım. Erdoğan kazanırsa eski AKP'liler muhalif kalır mı? Yazar doğrusunu yazmış. Erdoğan'ın kaybettiği ve Cumhur ittifakı'nın 300 vekil altında kaldığı gün AKP 0 altına inme süreci bir zaman meselesidir. Millet İttifakı'nın sağ kanadı için yağma zamanıdır. İYİP ne kadar güçlü olur ve merkeze oynarsa merkezin solundaki CHP ile parlamenter sisteme geçilince İttifakı ortağı olur. Sen ve benzerlerini yine istemez. Çünkü zihniyet sekter. Bu kafayla git Zaferde takıl, git MHP'de takıl.