‘’Düşünmeye yol verin, düşünmekten korkmayın, yıkılırsa yıkılsın, düşünmekle yıkılacaksa düşünerek daha iyisi yapılacaktır. Düşünme geleceği düzenler.’’
Hüseyin Atay - Cehalatin Tahsili – Sayfa 176
Prof.Dr.Mümtaz Turhan’ın fert ve şahsiyet ayrımını çok beğenirim: Turhan’a göre fert, toplum içerisindeki ‘tek’lere denirken şahsiyet ise işte bu ‘tek’leri yönlendirebilme, aydınlatabilme kabiliyetine sahip kimselere verilen addır. Evet, aramızdan ayrılan Prof.Dr.Hüseyin Atay Hocamız herkesin kabul edeceği üzere şahsiyet sahibi bir insandı. Yalnızca kendini veya toplumu değil adeta tüm İslâm alemini aydınlatabilecek berrak bir zihne sahipti. Anlattıkları, yazdıkları ve tavrıyla ‘’Nasıl bir Müslüman?’’ sorusunun canlı cevabıydı. Mutlak surette örnek bir şahsiyetti.
Peki, cenaze namazında imamın herkese soracağı soruyu buradan kendi adıma cevaplandırayım: Prof.Dr.Hüseyin Atay Hocayı Nasıl bilirdim?
Rahmetli Hüseyin Atay Hoca, iyi bir Müslüman olunması için üç temel şart arardı:
1- Dürüst olunması
2- Özgür olunması
3- İlim sahibi olunmasıdır.
O halde her şeyden evvel ifade etmeliyim ki dürüst bilirdim. Özellikle onun dürüstlük tanımını da her Müslüman’ın bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Atay Hocaya göre: ‘’Namaz kılmakla dürüstlük elde edilmez; ama dürüstlük ile namazın bütün sevapları elde edilir.’’
Hatta ‘’Dürüstlüğün içinde Allah var.’’ diyen Rahmetli Atay aslında güzel ahlakın önemiyle beraber şahsiyet sahibi Müslüman’ın özelliklerini de vurgulamıştır. Yalnızca dürüst olmak ve dürüst yaşamakla da kalmamış, dürüst öğrenciler yetiştirmiştir.
İkinci olarak, iyi bir Müslüman olduğuna yaşarken şahitlik ettiğimiz Atay Hocamızı aynı zamanda özgür bir insan olarak da bilirdim. Çünkü o bildiğinin bilincindeydi. Cehaletin Tahsili kitabında:
‘’İlim ve cehalet 4 türlüdür:
1- Bilmez, bilmediğini bilmez.
2- Bilir, bildiğini bilir.
3- Bilmez, bilmediğini bilir.
4- Bilir, bildiğini bilmez.’’
diye açıklayan Atay Hocamız, bilen ve bildiğini bilen bir Müslüman’dı. Bildiğini bilmenin yolu da kuşkusuz özgür olmaktan geçmekteydi.
Eğer bir kişi özgür olmazsa, yaşamını ve düşüncelerini başkalarının emrine vermiş demektir. O halde özgür olmayan bir kişinin İslâm’ı ve onun gereklerini anlaması beklenemezdi. İşte Atay Hocamız özgür olmakla da kalmamış binlerce genci yetiştirip, onlarca kitap yazarak birçok zihnin de özgürleşmesini sağlamıştır.
Evet, Atay Hocamız elbette özgür bir Müslüman’dı. Fakat daha da önemlisi hocamızı ilim sahibi akıllı bir Müslüman olarak bilirdim.
O, ilmin önemini hemen hemen her kitabında vurgular ve aklın esas alındığının bilinciyle Kuranı ve hayatı okurdu. Atay Hoca Cehaletin Tahsili kitabında ilmin önemini şöyle açıklıyor: ‘’Müslümanların ilimden başlayıp imana gitmeleri lazım. İmandan başlanılmaz. Çünkü imanın içi, içeriği bilgidir. İlmin karşıtı cehalet olup, ilmin yokluğudur. İman yok'a olmaz, varlığa, var olup bilinen şeye iman olur. Bir şeyin var olduğunu bildiren ilimdir. Bunun için iman edilecek şey bilinmiş ve bilinen şeydir.’’ Yani Atay Hocaya göre ilmin olmadığı yerde iman eksik kalır. İman ilim ile tamamlanır. İmana ulaşmanın yolu da ilimdir.
İlim sahibi olmayı imandan sayarak tüm ömrünü İslâmi ilimlere adayan Atay’ın yerinin doldurulamayacağı muhakkaktır.
Atay’a göre ‘’Kuran’ın merkezinde insan, insanın merkezinde ise Allah vardır.’’ Allah’ı merkezine alan ve dinini akıl yoluyla anlayarak, yıllarca anlatan Atay Hocamıza yaşarken yeterince hak ettiği kıymet gösterildi mi? Maalesef zannetmiyorum.
Atay Hoca; dinbazların, bağnazların ve dini yanlış anlayıp anlatanların karşısında tek başına bir külliyat olarak duruyordu. Türk milletinin hassasiyetlerinin farkında bir ilim adamıydı. İlim adamı demek de yetersiz kalır açık bir şekilde âlimdi. Büyük âlim rabbine kavuştu. Unutulmamalıdır ki âlimin ölümü âlemin ölümüdür.
Sevgili okuyucularım,
Şunu söylemeliyim ki onun her bir kitabını, altını çizdiğim her bir cümlesini incelediğim şu saatlerde ne büyük bir değerimizi kaybettiğimizi anlatmaya, ne cümlelerim ne de duygularım yetebilir.
Hocaların hocası, kıymetli büyüğüm ve tüm İslâm âleminin yaşayan en kıymetli âlimini kaybettik. Onu nasıl bildiğimi büyük bir üzüntü içerisinde sizlere anlatmaya çalıştım.
Bizler hocamızdan razıyız ve varsa hakkımız helal olsun.
Umarım ondan öğrendiklerimizi doğru şekilde uygular ve öğretebiliriz.
İlmiyle iman eden kıymetli şahsiyet hocaların hocası Prof.Dr.Hüseyin Atay Hocama Allah’tan rahmet diliyorum.
Mekânı cennet olsun, tüm Türk-İslâm âleminin başı sağ olsun.