Nisa Mihriban bebek... 3 aylıkken hayata gözlerini yumdu; güzel yüzü, garipliği, yalnızlığı, (büyük ninemin tabiriyle) bütün memleketi ciğergâh etti.
Annesinin onu terk ettiği söylendi, Milliyet gazetesi bu cani annenin "soğuk kanlı tavırlarının dikkat çektiğini" yazdı, insanlar bu sözde anneye öfke kustular sosyal medyada.
Fakat dün gece olaya dair yazılıp çizilenleri okurken yalnızca açık kaynaklarda rastladığım bilgilerle karşımda beliren fotoğraf, fena halde canımı sıktı.
Bebeğini terk eden Ebru S. yalnızca 20 yaşında imiş. Ayrıca Nisa Mihriban, Ebru'nun ilk çocuğu da değilmiş. Meğer Ebru, 2019 yılında imam nikahıyla evlendirilmiş ve bu evlilikten bir kızı daha olmuş. Bu kız şimdi bir buçuk yaşında.
Annesinin onu terk ettiği söylendi, Milliyet gazetesi bu cani annenin "soğuk kanlı tavırlarının dikkat çektiğini" yazdı, insanlar bu sözde anneye öfke kustular sosyal medyada.
Fakat dün gece olaya dair yazılıp çizilenleri okurken yalnızca açık kaynaklarda rastladığım bilgilerle karşımda beliren fotoğraf, fena halde canımı sıktı.
Bebeğini terk eden Ebru S. yalnızca 20 yaşında imiş. Ayrıca Nisa Mihriban, Ebru'nun ilk çocuğu da değilmiş. Meğer Ebru, 2019 yılında imam nikahıyla evlendirilmiş ve bu evlilikten bir kızı daha olmuş. Bu kız şimdi bir buçuk yaşında.
Ebru bu imam nikahlı kocasından boşanmış ve ailesinin yanına geri dönmüş. Fakat ailesi tarafından yine istemediği biriyle evlendirilmek istenmiş ve ayrı eve çıkmış. Bu noktadan sonra Murat Ç. diye biriyle cinsel birliktelik yaşayan Ebru, bu kişiyi bir daha görmemiş ve kadın sığınma evine sığınmış. Kadın sığınma evinde hamile olduğunu öğrenen Ebru, Murat Ç.'ye ulaşmış ve ondan hamile olduğunu söylemiş. Murat Ç. denen ... ise buna tepki gösterip telefonu kapatmış.
Ebru 3 Ocak 2022'de Türkiye'nin "Nisa Mihriban" deyu tanıdığı, nüfusta adı "Ebrar Nil" şeklinde kayıtlı olan bebeğini dünyaya getirmiş. Ebru doğumdan sonra kadın sığınma evine döndüğünde orada kalabileceği azami süre olan 6 ayı doldurduğunu ve ayrılmak zorunda olduğunu öğrenmiş. Kadın sığınma evindeki bir kadının tavsiyesiyle başka bir kadının yanında kalmak için gitmeye karar vermiş ancak bu kadının -kendi ifadesine göre- kendisini bebekle kabul etmeyeceğini düşünerek 29 Mart günü öğle saatlerinde bebeği Pendik'te boş bir yerde bırakmış.
Bebeği bıraktıktan sonra M.D. adlı arkadaşıyla buluşan Ebru, Pendik sahilinde bu kişiyle cinsel ilişkiye girmiş. Öykünün bu kısmını M.D. de doğruluyor.
Ebru S. ifadesinde "Benim hamile kaldığımdan ailemin haberi yoktur. Bebeği biri sahiplensin diye bıraktım. Keşke devlete sığınsaydım, çok pişmanım. Zorda kaldığımdan dolayı bebeği herkesin görebileceği kamuya açık bir alanda bıraktım. Öldürme kastım yoktur tamamen zorda kaldığım için bıraktım" dedi. Ebru tutuklandı.
Ebru "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan tutuklanmış. Ebru'nun işlediği bu cürümü, benim tanıdığım ve az evvel kısaca anlattığım o kızlardan birisi bugünkü hallerinden 10 yıl sonra işlemiş olsa, inanın içimde bu merhamet duygusu olmazdı. Ama Ebru, en az o terk ettiği 3 aylık Nisa Mihriban kadar yalnızmış zaten. Acaba o aile tarafından ne şartlarda büyütüldü? Kızını 17 yaşında evlendirmeye yüreği el veren bir ailenin pek de iyi şartlar sunduğunu sanmıyorum. Demem o ki daha 3 aylıkken hayata gözlerini yuman o bîgünah Nisa Mihriban'ın vebali evvela bu ailenin elindedir. Hem bakımevine sağlam teslim edilen bu yavrucağız nasıl olmuş da bir hafta içinde ölümün eşiğine gelmiş? Bunun hesabının sorulması gerekiyor.
Fazla uzatmayayım, şu Murat Ç. olacak herifin de "hamile kişiyi terk etme suçu"nun (TCK madde 233/2) mücrimi olduğunu hatırlatayım. Kahraman Türk Polisi'nin bu şahsı en kısa sürede derdest edeceğinden hiç şüphem yok!
Not: Ben bu yazıyı redakte ederken Nisa Mihriban'ın durumunun kritik olduğu ve sağlık durumunun önümüzdeki 48 saatte netleşeceği haberi geldi. Dilerim yavrucak kurtulur.
Bir anne bebeğini nasıl terk eder, değil mi?
Ben de aynı cümleyi terennüm ettim, bu gibi tüm haberleri gördüğümde yaptığım gibi. Ancak Ebru'nun öyküsüne bakınca başkaca bir şey görüyorum. Reşit olduğu 2 yıllık süreci hamile geçirmiş, ailesi tarafından 17 yaşında evlendirilen, belki de tanıdığı herkes tarafından sözle ya da başka şekilde yalnızca cinsel işlev taşıyan bir varlık olduğu hissettirilen bir kız çocuğu görüyorum. Evet, çocuk. 20 yaşında çok kız tanıyorum. Yakınımda olanlara şöyle bir bakıyorum, aileleri tarafından 17 yaşında evlendirilmediklerini, üniversitede okuduklarını, şimdilerde sevgilileriyle gezip tozduklarını, en azından çevreleri tarafından insan muamelesi gördüklerini biliyorum. Bu çocuğun hiç öyle bir şansı olmuş mu? Allah için siz söyleyin.Ebru "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan tutuklanmış. Ebru'nun işlediği bu cürümü, benim tanıdığım ve az evvel kısaca anlattığım o kızlardan birisi bugünkü hallerinden 10 yıl sonra işlemiş olsa, inanın içimde bu merhamet duygusu olmazdı. Ama Ebru, en az o terk ettiği 3 aylık Nisa Mihriban kadar yalnızmış zaten. Acaba o aile tarafından ne şartlarda büyütüldü? Kızını 17 yaşında evlendirmeye yüreği el veren bir ailenin pek de iyi şartlar sunduğunu sanmıyorum. Demem o ki daha 3 aylıkken hayata gözlerini yuman o bîgünah Nisa Mihriban'ın vebali evvela bu ailenin elindedir. Hem bakımevine sağlam teslim edilen bu yavrucağız nasıl olmuş da bir hafta içinde ölümün eşiğine gelmiş? Bunun hesabının sorulması gerekiyor.
Fazla uzatmayayım, şu Murat Ç. olacak herifin de "hamile kişiyi terk etme suçu"nun (TCK madde 233/2) mücrimi olduğunu hatırlatayım. Kahraman Türk Polisi'nin bu şahsı en kısa sürede derdest edeceğinden hiç şüphem yok!
Not: Ben bu yazıyı redakte ederken Nisa Mihriban'ın durumunun kritik olduğu ve sağlık durumunun önümüzdeki 48 saatte netleşeceği haberi geldi. Dilerim yavrucak kurtulur.