Türk'ün yolunda yürümek ne meşaketli meseledir, selam olsun bu yoldan yürüyenlere...
* * *
Her çağ ihtiyaç ve koşullarıyla beraber çeşitli sistemler üretir. Bu sistemlerden biri de tarikattır. Tarikat Tarik kökeninden gelir, tarik "yol" demektir, tarikat ise yollar manasına gelmektedir.
Dünyada ve İslam coğrafyasında her dönem çeşitli yollar ile gerçeğe kavuşmak arayışı ve organize olarak ortak hareket etme yönelimi gözlemlenmektedir. Biz Müslüman yoğunluğu yüksek bir coğrafyayız, size bunu açıklarken İslamiyet'i baz alacağım;
"Tasavvuf Tarihinde, umumiyetle 12. yüzyıl ve sonrası “tarikatlar dönemi” olarak nitelendirilmektedir. Klasik tasnife göre ilk dönem “Zühd”, ikinci dönem “Tasavvuf”, üçüncü dönem ise “Tarikat” dönemidir. Tarikat döneminin ise günümüze kadar devam ettiği, satır aralarında ifâde edilmektedir.''*
Benim şahsi görüşüm ve elbette benim gibi düşünen birçok insanın görüşü, tarikatlar dönemi de kapanmıştır.
Terör örgütü (Fetö vb.) ve benzeri meselelere karışmamış, herhangi bir kanunsuzluğa bulaşmamış tüm tarikat ve benzeri yapılar artık değişim geçirmelidir.
Tüm tarikat ve benzeri yapılar ivedilikle derneklere evrilmeli, Atatürk izinde yürümeli, Türk Devleti'nin ve Türk milletinin onuruna ve yükselmesine sahip çıkmalıdırlar.
Derneklere evrilme gerçekleştikten sonra Türk Devleti ve Türk milleti güçlü kollarıyla bu dernekleri kontrol ve düzenleme çalışmalarına ivedilikle başlamalıdır.
Yaratılan tahribat her anlamda çok büyüktür.
Kangren olan kısım bütünden ayrıldıktan sonra bütünün geri kalanının sağlığa kavuşması için ıslah çalışmaları başlamalıdır.
Burası o kadar zorlu bir coğrafya ki yol arayışı içerisinde olup gönlünü bu yola koyanlar olabilir, ticari hayatta ayakta kalabilmek, ruhsal arayışlarını bir yere kanalize etmek için bu yollara sapmış olanlar olabilir ancak hiçbir şey için geç değil.
Ben fikriyat olarak kişilerle değil, sistemlerle mücadele edilmesinden yanayım.
Yine de şunu unutmamak çok önemli, bazı durumlarda sistemler kişilerle bütünleşir o zaman kişilerde sorumluluk dairesi içerisinde olurlar.
Bu sebeple milletimizin her üyesi çizeceği yolu tekrar düşünmelidir.
Yine İslam literatüründen bir örnek vermem gerekirse "Tövbe kapısı herkes için her zaman açıktır".
Yeter ki kalbiniz zedelenmesin; bizler gönüller yıkmaya değil, gönüller yapmaya geldik diyenlerin zihninde insanlarız...
''Ben gelmedim dâviyüçün, benim işim seviyüçün
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim...''
Yunus Emre
En içten sevgi ve saygılarımla
Emrah Birgül
* Dr. Zeliha Öteleş, TARİKAT DÖNEMİ SONRASI TASAVVUFÎ HAREKETLER: DANDARAVÎ TOPLULUĞU ÖRNEĞİ Sufism Movements After Tariqa Period: An example of Dandarawiya Community