Irak’ın tarihini incelediğimiz zaman birçok kanlı sahneye şahit oluruz. Ancak Irak tarihinde ve özellikle son 100 yılı ele aldığımızda kanlı sahnelerin neredeyse tamamında ortak bir şeye rastlarız. Son 100 yılda soykırımları, katliamları yapanlar değişse de maruz kalanlar asla değişmedi. 1924’de Levi, 1946’da Gavurbağı, 1959, 1980 ve birçok tarihte Kerkük ve Türkmeneli’nin diğer kentleri onlarca soykırım ve katliama maruz kaldı.
Tüm bu katliamların ortak noktası ‘Türk düşmanlığı’ oldu. 1980’de tek suçu Türk olmak olan Türkmen liderlerini ‘Türkçülük-Turancılık’ yapmak suçlaması ile idam eden Saddam Hüseyin, 1991 yılına gelindiğinde Kuveyt’te aldığı başarısızlığın faturasını, Türklere kesti. Irak’ta Arap ve Kürtlerin, Türklere olan düşmanlığı her tarihte katliam ve soykırıma dönüşürken, Saddam yine aynı silaha davrandı ve Türkleri tekrardan yok etmeye çalıştı. Kendisine bağlı askerleri, Kerkük’e göndererek silahlı, silahsız, çocuk, büyük, engelli demeden tüm Türkleri tehlikeli bir hedef olarak görüp, katledilmelerini emretti.
28 Mart 1991 tarihinde Kerkük’e bağlı Altınköprü ilçesine giren Saddam’a bağlı birlikler gördükleri her sivili yakaladı. Yakalananların tamamı masum ve silahsız kişilerdi. Öyle ki yakalananlar arasında albinolar bile vardı. Askerler önce Türkmenlere kendi toplu mezarlarını kazdırdı, ardından ise çocuk, büyük demeden oraya getirdikleri Türkleri kurşuna dizdiler.
Tüm bunlar Türk katili Saddam Hüseyin devrilene kadar gizli kaldı. Bugün şehit olan Türkler için Altınköprü ilçesinde anıt mezarlık bulunmaktadır. Saddam’a göre Türk olmak, bir insanın öldürülmesi için yeterli bir sebeptir.
Altınköprü’de o gün katledilen Turan ve Atilla kardeşlerin hikayesi, bize Saddam'ın ne kadar insanlıktan yoksun bir yaratık olduğunu gösteriyor.
"Türk olduğu" gerekçesiyle tutuklanan Ahmet'in evlatları Turan ve Atilla da aynı gerekçelerle tutuklandı. Altunköprü’de Türkler tek tek kurşuna dizilirken, sıra Ahmet'e ve çocuklarına gelir.
Saddam'ın askeri Ahmet'e sorar; "Önce hangi oğlunu vuralım, Turan'ı mı Atilla'yı mı?". Ahmet Köprülü önce kendisinin öldürülmesini talep eder. Bir baba olarak çocuklarının gözleri önünde katledilmesine dayanamaz.
Ancak Türk katili Saddam Hüseyin'in askerleri, önce Turan ve Atilla'yı babasının gözleri önünde katleder. Ardından silahı Ahmet'e çevirip, onu da vurarak geri kalan herkesi katlederler.
Altınköprü’de her ev o gün en az bir evladını şehit verdi. 1991’de yaşananlar Irak’ta Türklerin hafızasına kazındı ve asla unutmadılar. Saddam’ın adı her geçtiğinde, Irak Türklerinin aklına ilk olarak bu katliamlar gelir. Saddam’ın Arap ırkçılığı ve Türk Düşmanlığı sonucu, her fırsatta hedef olan Türkmenler, maruz kaldıkları soykırımlar sonrası nüfuslarında ciddi düşüşler yaşandı. Eskiden Altınköprü ilçesindeki hayati önem taşıyan köprüyü Osmanlı yaptığı için ‘Altın Köprü’ adını alan ilçenin köprülerinden 28 Mart’ta kan dışında bir şey yoktu.