Kesintilerle de olsa uzun zamandır devam eden tiyatronun son perdesinde, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın, Gazi Meclis’in kürsüsünden konuşturulması teklifine şahit olduk. Üstelik bu umarsız teklif, isminde milliyetçi lafzı geçen, mevcut genel başkanına kadar Türk milliyetçiliğinin aksiyoner tavrını ortaya koymaktan çekinmeyen bir siyasi parti eliyle yapıldı. Bu partinin ibret verici dönüşümü tabii ki bir günde olmadı zira Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve kurumlarını yıllardır siyasi istismar vasıtasıyla adeta felç noktasına getiren sürecin parçalarından sadece biriydi.
Son dönemeçte Cumhur İttifakı çatısı altında Erdoğan ve etrafında oluşturduğu sistem o kadar büyük bir sönümlenişe sürükleniyor ki, ellerindeki bütün vasıtalarla bu gibi mevcut Terörle Mücadele Yasası’na ve Türk Ceza Kanunu’na göre konusu suç teşkil eden faaliyetleri, kamuoyunun gözünün içine baka baka ve yine Gazi Meclis’in dokunulmazlık zırhına bürünerek dile getirmekten çekinmeme raddesine ulaştılar.
Türk milletine karşı temel görevlerini yerine getirmekten aciz bir hale gelmiş üç buçuk siyasetçinin siyasi ikbal ve emelleri, Türk milletinin önüne bir set çekiyor. Tek başına iktidar görüntüsü altında bugüne kadar onlarca farklı grup ve hiziple paylaşmak zorunda kaldıkları güç, bugün artık içinden çıkamayacakları bir bataklık ve ilişkiler ağına dönmüş durumda.
Siyasi istismar ve sonu gelmeyen manevralarıyla yıllardır sömürdükleri Türk milleti, pervasızlığının son noktasına gelmiş bu sisteme karşı varlığı için canından geçmiş şehitleri için ve doğmamış evlatları için karşı koyacaktır. Büyük Türk milletinin, siyasi ikballeri uğruna memleketi ateşe atmaya teşebbüsten çekinmeyen üç buçuk siyasetçinin her gün yenisini ortaya koyduğu zırvalara tahammülü yoktur.
Siyasal İslamcıların çok sevdiği Buhari’nin bir aktarımı vardır: “Mümin aynı delikten iki defa sokulmaz.”. Çözüm Süreci’nde yaşadıklarımız herkesin malumudur. Teröristbaşı Öcalan o dönemde de benzer şekilde AKP’ye yürütülen kirli pazarlıkların bir sonucu olarak terör örgütü PKK mensuplarının Türkiye sınırları dışına çekilmesi için çağrıda bulunmuştu. Ancak çok geçmeden anlaşıldı ki teröristler sınır dışına çekilmedikleri gibi Türk toprakları içinde inanılmaz bir tahkimat yapmışlardı.
Sürecin sonu ise uykularında şehit edilen iki Türk polisi ve arkasından hendek operasyonlarında şehit verdiğimiz yüzlerce Türk evladı olmuştu. Mesele şudur ki; aynı delikten sokulmak isteyenler ne mümindir, ne Türk’tür, ne de aklı başında hareket etmektedir. Bunca hatadan, verilen onca şehitten ve gaziden sonra aynı yolu deneme ısrarıyla ortaya çıkanlar en hafif tabiriyle ihanet içindedir.
Türk milleti temel haklarını istiyor. Adalet istiyor, güvenlik istiyor, ekonomik refah ve huzur istiyor. Siyasal İslamcılar ve ortaklarının elinde heba olan gençliğinin, orta sınıfının, emekçisinin ve emeklisinin, kundaktaki bebeğinin hesabını soruyor. Türk milleti, Türk Devleti’ni geri istiyor.