Sosyal medyada bir haber gördüm; İstanbul'da bir çift, sabah trafiğine yakalanmamak için, yola gece çıkıp ofisin önünde uyumuş.
Aklıma başka bir haber geliyor; hakkında türlü şaibeler olan, Kürtçü terör örgütü PKK'nın sanat camiasındaki uzantısı olarak görev yapan çirkin bıyıklı bir bebek katili postacısı gerim gerim gerinerek Türk milletine aba altından sopa gösterip "Şu an çözersek iki tarafla çözeceğiz, eğer bu fırsatı kaçırırsak 72 taraf bu işe müdahil olacak." diye tehdit ediyor.
Başka bir haber daha; Kürtçü terör örgütü PKK'nın spordaki uzantısı olarak işlev gören Amedspor'un Ankaragücü ile oynadığı maçta İstiklal Marşımız ıslıklanıyor, Ankaragücü futbolcularının kaldığı otel sosyal medyadan hedef gösteriliyor. Olaylar mutat bir futbol holiganlığının ötesine geçip Türk milletine karşı etnikçi saldırıya dönüşüyor. Ankara'da oynanan maçta çıkan olaylardan sonra Kürtçülere yaranmak için sıraya giren siyasetçiler, ünlüler, medyatikler sus pus.
O sırada İstanbul'da bir çift, sabah trafiğine yakalanmamak için, yola gece çıkıp ofisin önünde uyuyor.
Sosyal medyada dolaşırken bazı zırvalar görüyorum; Türk diye bir şey aslında yok, Türkler tarihte insanlığa katkı sağlamadı, Türkleri tarihten çıkartırsak hiçbir şey olmaz vs... Bunları yazanlar o kadar büyük bir aşağılık kompleksine sahipler ki sabah yatıyorlar Türkler tü kaka diyorlar akşam yatıyorlar Türkler tü kaka diyorlar fakat bununla birlikte Türk diye bir şeyin aslında olmadığını iddia ediyorlar. Kendi aşağılık komplekslerini Türklere aşılamak için gece gündüz uğraşıyorlar. Ne yazık ki zaman zaman başarılı da oluyorlar.
Aklıma başka bir haber düşüyor; milli basketbolcu İlkan Karaman'a çarparak ölümüne neden olan sürücü tahliye edilmiş. Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni'nde kılıç çatıp and okuyarak Atatürk'e bağlılık yemini eden teğmenler yazılı savunmalarını veriyor.
Bunlar olurken Türk hudutlarından kaçak göçmenler geçiyor, Türk vatandaşlığı on paraya satılıyor, uyuşturucu baronları Türkiye'yi mesken tutuyor.
O sırada İstanbul'da bir çift, sabah trafiğine yakalanmamak için, yola gece çıkıp ofisin önünde uyudu.
Bu ofisin önünde uyuma meselesine neden bu kadar taktığımı, bunun diğer meselelerle ne ilgisinin olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Hakkınızdır.
Malumunuz; TamgaTürk'ün Yayın Yönetmeniyim. İşim gereği gün içinde yüzlerce haber okuyorum. İdeolojik bir yayıncılık yürüttüğümüz için doğal olarak haberleri bir filtreden geçiriyoruz. Ancak artık okuduğum, izlediğim haberlerden anladığım tek şey var; Türkler köleleştiriliyor.
Türklerin en eğitimli kesimi daracık alanlarda yaşayıp rezalet koşullarda işe gidip geçinmelerine yetmeyecek maaşlar için aralıksız çalışıyor. Kendilerine ait bir hayatları yok; komşularının sesini yalıtımsız evlerinde duymaktan uyuyamıyor bile. Otobüste, dolmuşta balık istifi şekilde işe giderken vücut dokunulmazlıkları defalarca ihlal ediliyor, özel alan duyguları kalmıyor.
Bütün bunlar olurken çalışarak, emek vererek değil iktidarın ve ortağı olan terör örgütlerinin dağıttığı rantlarla zenginleşen bir kesim, para kimdeyse onun borazanını öttürenler aracılığıyla vatandaşa propaganda yapıyor.
Şahsen hayatın mücadele olduğuna iman etmiş birisi olarak genç, belli ki evleneli çok uzun zaman olmamış bir çiftin sırf trafiğe takılmamak için ofisin önünde arabada uyuması benim ağırıma gidiyor. Hayat mücadeledir ancak bu mücadele onurlu olmalıdır. İnsanların onurlarının kırıldığı bir toplumda demokrasiden de hukuktan da haktan da bahsedilemez.
Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut halinde meselemiz tek başına ekonomi, hukuksuzluk ya da çözüm süreci değil. AKP'nin ekonomiden güvenlik konularına izlediği politikalar Türkiye'de aynı vatanda yaşıyor olma duygudaşlığını bitirdi. Sığınmacılar, uyuşturucu baronları, terör örgütü mensupları sıradan, vergisini veren, kurallara uyan vatandaştan daha muteber hale geldi.
Türk vatandaşları artık acıda ve sevinçte ortak değil. AKP'nin palazlandırdığı gruplar ise Türklere ait ne kadar sembol varsa hepsine saldırıyorlar.
İşte bizim meselemiz bu duygudaşlığı, vatandaşlık hissini yeniden tesis etme meselesi.
Kısaca bizim Türk milletini yeniden inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için önümüzde uzun, meşakkatli, oldukça zor bir yol var.
Nasıl inşa edeceğimiz konusu ise başka bir yazıda gelecek.
Semir Yapıcı