Halihazırda AKP istibdadının hoşuna gitmeyen herhangi bir haber için mahkemeler jet hızıyla yayından kaldırma veya yayın yasağı getirme kararı alıyor. Sosyal medyada etkisi pek hissedilmiyor ama bilhassa haber siteleri bu konuda diken üstünde, üstelik bu kararlar çok absürt saatlerde geliyor.
Karar geldikten sonra mevzubahis haberin kısa süre içerisinde kaldırılması isteniyor yoksa ceza verileceği belirtiliyor. TBMM’de görüşülen sansür yasasıyla beraber bu baskı artacak üstüne suçun tanımı da değişecek. “Çok yaşa Tanrı-Reis” demeyen herkes çok kolay zan altında kalacak.
“Hudut Namustu” pankartlarını asanlardan birisi olarak yaptığım işin üstüne konuşmayı pek sevmem. Ben ve yol arkadaşlarım bu işlere “yapmamız gerekiyordu, yaptık” şeklinde yaklaşırız. Ancak sansür yasası o dönem olsaydı bizim ceza almamız kolaylaşacaktı. Nitekim ben bu meseleden ötürü yaklaşık 6 ay boyunca her hafta karakola gidip imza verdim.
Sorgu sırasında savcının TamgaTürk ekibi için “herkesi alacaktım” demesini hala hatırlıyorum. Bu yasayı destekleyen yahut bu yasaya karşı sessiz kalan herkes müstebit bir rejime taş taşımış demektir.
Bu satırlardan muhalefet partilerine çağrı yapmak istiyorum. Şimdiye kadar bu yasa için sesiniz pek cılız çıktı. Absürt konularla ilgili konuştuğunuz kadar konuşmadınız. Şimdi yasa görüşülürken sayısal olarak iktidar partilerinden daha azsınız. Ancak sizden bir isteğimiz var: Kavga edin.
Evet kavga edin. Elbette Türk milletinin yüce mabedinde birbirinize yumruk yumruğa girmeyin ama bulabildiğiniz her mecrada konuşun, televizyonlarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sansür yasası ve enflasyon meseleleri gündemdeyken anlamsız bir şekilde başlattığı başörtüsü meselesi konuşulurken yayına bağlanın konuyu değiştirin, sansür yasasının zararlarını anlatın.
Sizler milletvekilisiniz; göreviniz millet için kavga vermek. Yasa kabul edilse bile en azından diyelim ki oy verdiğimiz insanlar bizim için bir kere de olsa mücadele ettiler. Bir kere de ufak tefek çıkar grupları, AKP’nin eski ortakları için değil sizin her sözünüzü haber yapmak için uğraşan, yağmur çamur demeden peşinizden koşan, hor görülen, polis tarafından dövülen, kamerası kırılan, taciz edilen, yalaka olmadıkları zaman zar zor iş bulan, buldukları işten kovulan, 3 kuruş maaşa çalışan basın emekçileri için kavga edin.
Aranızda daha önce gazetecilik yapmış olanlar ve bu yüzden yargılananlar da var. Onlara ayrıca seslenmek istiyorum. Meclis’e gittiğiniz zaman kimi insanlar basın emekçilerinin sesi olursunuz diye umutlanmıştı ama şu ana kadar pek bir şey yapmadınız. Bari bu kez bu kavgayı verin.
Sansür yasası muhtemelen kabul edilecek. AKP istibdadının son eseri, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki ifade özgürlüğünün tabutuna son çivi bu olacak.
TBMM’de yer alan milletvekilleri; sizlere sayın demek içimden hiç gelmiyor. Oldum olası zaten birilerini “saymakta” zorlanmışımdır. Bu kavgayı verdiğinize ikna olursam hayatımda ilk kez sizlere sayın demek içimden gelecek.
Sansür yasasından sonra yaklaşan seçimlerde haber yapmakta zorlanacağız, AKP istibdadının borazanları rahatça yalan söyleyecek ama biz doğruyu söylerken itham edilebileceğiz. O yüzden seçim sürecinde rüyalarınızı süsleyen oylara kavuşmanız için konuştuğunuzda sizi haber yapmamız zorlaşabilir.
Hiç olmazsa kendi çıkarınız için kavga edin.